Mehmet Y. Yılmaz

‘Kaplan Sarılması’ ve ‘mükemmel erkek’ var mı?

28 Ocak 2017
BİRLİKTE mutlu olabileceğiniz bir insanı seçme hakkınız elbette teorik olarak var.

Daha doğrusu hayatımızı paylaşabileceğimiz birisini seçme hakkına sahibiz ama bunun her zaman “mutluluk garantili” olmadığını da biliyoruz.

Yanlış seçim yaptığınızda kaybolan yıllarınızı da geri vermiyorlar.

Ama o yanlış seçimi yaptığınızın farkına varana kadar geçirdiğiniz günleri de hesaba katmalısınız.

O süre içinde hiç mutlu
olmadınız mı?

Mutlaka olmuşsunuzdur.

Yüzünüzde belli belirsiz bir Mona Lisa tebessümüyle yakalarsınız kendinizi.

Bir şarkı, denizden gelen iyot kokusu, martıların çığlıkları, bir resimde gördüğünüz etekleri tatlı bir esintiyle uçuşan kadın, boş bir asansöre bindiğinizde duyumsadığınız belli belirsiz bir parfüm.

Yazının Devamını Oku

Enflasyona 'kalem aşısı'!

27 Ocak 2017
BAŞLIKTAKİ “kalem aşısı”, ağaçlara yaptığımız türden bir aşı değil. Eğlenceli bir öykü aslında.

Birinci Irak savaşı sırasında, Saddam’ın adamları zamanın Kuzey Irak’taki Kürt bölgesine saldırdığında, Irak ordusunun zulmünden kaçan Kürtlere sınırlarımızı açmıştık.

Büyük göçün yarattığı sorunlardan biri de elbette sağlık sorunlarıydı ve uluslararası sağlık kuruluşları da yardım etmek için bölgede bulunuyorlardı.

Yardım heyetindeki hekimlerden biri, sınır kasabalarımızdan birindeki sağlık ocağındaki meslektaşına, çocukların aşılanması konusunda ne durumda olduklarını sormuş ve aşı kayıtlarına bakmış.

Yüzde 100’lük aşılanma oranını görünce de hayretle sormuş: “Bu kadar aşıyı nasıl yapıyorsunuz?”

Yazının Devamını Oku

Partili yargıdan adalet beklemek

26 Ocak 2017
BAŞBAKAN Binali Yıldırım, Anayasa değişikliği ile ilgili olarak “Meclis’in gücü azalıyor” itirazlarını yöneltenlere “Hadi oradan, aslında Meclis’in gücü artıyor” diye yanıt verdi.

“Yargının başındaki idari yapının bir kısmını da Meclis belirliyor. Cumhurbaşkanı ve Meclis belirliyor. Yargıda da milletin bir şekilde iradesi de yansımış oluyor” dedi.

İtirazlar da esasen bu “bir şekilde yansıyan irade” ile ilgili.

Milletin iradesi Meclis’e, “nispi” olarak yansıyor. Seçime katılan partiler, aldıkları oy oranına göre Meclis’te yer buluyor.

Hâkimler ve Savcılar Kurulu’nun 13 üyesinden 6’sını Cumhurbaşkanı doğrudan seçecek.

Yazının Devamını Oku

Olağanüstü hal olağanlaştırıldı

25 Ocak 2017
OLAĞANÜSTÜ hal ilan edildikten sonra Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş şöyle konuşmuştu:

“Amacımız olağanüstü hali mümkün olduğu kadar kısa tutmaktır. İnşallah 3 aya kadar dahi gerek kalmadan, 1–1.5 ay içerisinde işimizi bitirip, atmamız gereken adımları atarak tamamlarız ve Türkiye tamamıyla normale dönmüş olur. Hiçbir başka partiden arkadaşımızın, vatandaşımızın rahatsız olmaması, toplumdaki farklı hayat tarzları, siyasi kanaatler, düşüncelere sahip hiçbir vatandaşımızın rahatsız olmayacağı bir uygulamayı ortaya koymaya çalışacağız. İnşallah 40-45 gün içerisinde bu uygulamanın sona erdirilmesine hep beraber şahit olmayı ümit ediyoruz.”

Ben de o tarihte bu köşede şöyle yazmıştım:

“Öyle görünüyor ki bu iş hükümetin de fazlasıyla hoşuna gitti! 15 Temmuz darbe girişimi bahane edilerek, olağanüstü hal uygulaması olağan hale getirilecek gibi.”

Bakın olağanüstü hal yetkilerine dayanılarak son çıkarılan kanun hükmündeki kararnamede neler var:

Yazının Devamını Oku

Doğru kampanya yapan kazanır

24 Ocak 2017
TÜRKİYE’yi bir tek adam yönetimi altında parti devletine dönüştürecek “sistem değişikliği” artık referandumu bekliyor.

“Evet” kampanyasının ağırlığının Cumhurbaşkanı’nın üzerinde olacağını, hem parti hem de devlet olanaklarını kullanarak yürütüleceğini söyleyebiliriz.

AKP’nin muazzam propaganda gücünü dikkate alacak olursak, “hayırcıların” işinin zor olduğunu da söylemek mümkün.

Ama unutmayalım ki “evet” oyu peşinde olanların işi de o kadar kolay değil.

AKAM’ın araştırması gösteriyor ki MHP tabanı ortadan ikiye ayrılmış durumda, yarısı evetçi, yarısı hayırcı.

AKP’nin tabanı açısından durum farklı. Yüzde 35’lik bir kesim var ki bunların yüzde 10.5’i hayır diyeceğini belirtiyor. Yüzde 13 de kararsız AKP’li var. Yüzde 11’i ise referandumda oy kullanmayacağını açıklamış.

SONAR’ın araştırması bir başka ilginç veriye işaret ediyor: “Kesinlikle evet” diyenler yüzde 30’larda iken, “Kesinlikle hayır” diyenler yüzde 40’larda.

Bu, hayır oyu vereceklerin kararlı olmalarına karşılık evet oyu vereceklerin kararsız olduklarını gösteren bir sonuç.

Bu da normal çünkü referanduma götürülen Anayasa değişikliği paketi esasen toplumumuzun bugünkü dertlerinden hiçbiriyle alakalı değil.

Yazının Devamını Oku

Cüneyt Çakır’ın bıraktığı bomba ile maç yönetmek

23 Ocak 2017
DÜN gece yerinde olmak istemeyeceğimiz tek insan maçın hakemi Bülent Yıldırım’dı. Bir gün önce Cüneyt Çakır’ın kucağına bıraktığı bomba ile maça çıktı ve ilk yarım saatte o bomba her an patlayacakmış gibi maçı “idare etti”.

Advocaat, aslına bakarsanız pek de beklemediğim bir kadroyla saha çıktı. Alper ve Salih’in, ikisinin bir arada ilk 11’de olmasını beklemiyordum ama benim beklemediğim şey işe yaradı.

Başakşehir mükemmel bir takım. Oyunlarına karşı bir plan geliştirmek çok zor, deneyebileceğiniz her şeye karşı bir çözüm bulmaları da çok zaman almıyor.

İLGİNÇ ANLAR...

 Ancak büyük bir disiplinle oynayan Fenerbahçe’ye karşı bir çözüm de üretemediler.

Dün maçın hakemi, söylediğim gibi kucağında bir bombayla sahaya çıktı ve gereksiz bir çok düdük çaldı.

Sarı kartlarına diyebileceğim bir şey yok, haklıydı. Ama yanından geçen topun hızıyla yere düşenlere bile düdük çaldı ki, futbol böyle bir şey değil.

Gündüz seyrettiğimiz İngiliz maçlarında hakemlerin dönüp bakmayacağı pozisyonlarda bile düdük çaldı, Lens’in her düdükten sonraki yüz ifadesinde görüldüğü gibi bunları anlamamış olmasından daha doğal bir şey yok.

Ve bu

Yazının Devamını Oku

'Giyotin' ama tek taraflı kesecek

20 Ocak 2017
BAŞBAKAN Binali Yıldırım, Anayasa değişikliği gerçekleşirse hem Meclis’in hem de Cumhurbaşkanı’nın birbirlerini karşılıklı olarak seçime götürebileceğini söyledi.

Buna “giyotin sistemi” deniliyormuş.

Sisteme verilen isim kötü şeyleri çağrıştırıyor, onu geçelim. Ancak Başbakan’ın söylediği söz gerçeği tam olarak yansıtmıyor.

Seçime katılanların yüzde 50.01 oyuyla seçilebilecek Cumhurbaşkanı, halkın yüzde 100’ünü temsil eden Meclis’i feshetme yetkisine sahip.

Buna karşılık yüzde 100’ü temsil eden Meclis’in, Cumhurbaşkanı’nı görevden alıp seçime götürmesi o kadar kolay değil.

Yazının Devamını Oku

Tek parti devletine dönüş

19 Ocak 2017
ANAYASA’nın değiştirilmek istenen maddeleri için ikinci tur başladı.

Bu turda da ilk turdakinden farklı bir tablo görmeyeceğimizi şimdiden söyleyebiliriz.

Ancak olur da bazı maddeler 330 “Evet” oyunun altında kalırsa, o maddeler düşecek ve 330’un üzerinde oy alan maddeler referanduma sunulacak.

O zaman da yapılmak istenenden daha garip bir yönetsel tablo içine gireceğiz.

Bir bölümüyle parlamenter, bir bölümüyle başkanlık sistemine dayanan, “ne kuş, ne deve” diye tanımlayabileceğimiz bir anayasamız olacak.

Anayasa değişikliklerinin tümü 330 üzerinde oy alır ve referandum sonucunda kabul edilirse de 66 yıl sonra yeniden “tek parti” devrine döneceğiz.

Partili Cumhurbaşkanı, başkomutan olacak.

Partili Cumhurbaşkanı, Meclis çoğunluğunu oluşturacak partisinin milletvekillerini de kendisi belirlediği için TBMM’nin de tek hâkimi olacak.

Yargıçları ve savcıları belirleyecek kurulları partili Cumhurbaşkanı seçecek.

Yazının Devamını Oku