Kusursuzluğun sinemadaki karşılığı: Carol

CAROL *****
YÖNETMEN: Todd Haynes OYUNCULAR: Cate Blanchett, Rooney Mara, Kyle Chandler / 2016-ABD, İngiltere-118’ / DRAM

1991’de çektiği ve Jean Genet’ye selam çaktığı ilk filmi “Poison”dan başlayarak, “Velvet Goldmine”, “Far from Heaven/Cennetten Çok Uzakta” ve “I’m not There/Beni Orada Arama” ile eleştirmenlerin gönlünü kazansa da dehası ve yaratıcılığıyla nereye oturtulacağı bir türlü bilinmeyen, Hollywood’un ayrıksı otu Todd Haynes’ın arada çektiği Kate Winslet’lı HBO mini dizisi “Mildred Pierce”ı saymazsak sekiz yıl aradan sonra çektiği ilk film olan “Carol” için kusursuzluğun sinemadaki karşılığı desek abartmış olmayız. Patricia Highsmith’in 1952’de Claire Morgan takma adıyla yayımlanan ve Carol olarak da bilinen “The Price of Salt” adlı kitabından uyarlanan film, 1952 New York’unda fotoğrafçılığa hevesli ama geçimini sağlamak için tezgahtarlık dahil türlü işler yapan Therese adlı genç bir kadın ile boşanma arifesinde, kendinden yaşça büyük Carol’ın arkadaşlık olarak başlayan, hayattaki sevgi boşluklarını karşılıklı tamamlayarak ilerleyen ve zamanla sevgiliye dönüşen ilişkilerini anlatıyor.

MUTLAKA GÖRÜN

Cannes’da görenleri büyüleyen “Carol”, Cate Blanchett ve Rooney Mara’nın beyazperdede zor yakalanır uyumu, Haynes’ın “Far from Heaven”dan beri çalışmaktan haklı olarak vazgeçemediği görüntü yönetmeni Ed Lachman’ın Super 16 mm ile baktığı gözü, “Orlando”dan “Shakespeare in Love”a sayısız filmde saygı duruşuna geçtiğimiz kostüm tasarımcısı Sandy Powell’ın elinden çıkmış kostümleri, Coen kardeşlerin ilk filmleri “Blood Simple”dan beri ortaklıklarını kesintisiz sürdürdükleri, Haynes’ın da “Mildred Pierce”da birlikte çalıştığı Carter Burwell’ın müzikleri Haynes’ın dehasında bir araya geliyor ve sadece bu yılın değil çağımızın en etkileyici filmlerinden birine dönüşüyor. Akademi, her ne kadar görmezden gelip film ve yönetmenlikte Oscar’a aday göstermemiş olsa da siz bu zevki kendinizden sakın ola esirgemeyin ve Carol’ı mutlaka beyazperdede görün!

ERKEKLİĞİN KİTABINI YAZAN KEDİ
KÖTÜ KEDİ ŞERAFETTİN **
YÖNETMEN: Mehmet Kurtuluş, Ayşe Ünal / 2016-Türkiye-82’ / ANİMASYON, KOMEDİ

Çizgi roman dünyasının efsane dergilerinden L-Manyak’ın L-Manyak olduğu yıllarda hayatımıza giren, çizeri Bülent Üstün’ün 1996 yılında kaybettiği kedisine ithafla yarattığı, çizgi dünyasının en terso karakterlerinden Kötü Kedi Şerafettin’in erkekliğin kitabını yazdığı testosteron kokulu dünyası bu kez beyazperdeye taşınıyor. 90’ların ortasından bugüne dek dört albüm kitabının yanı sıra anahtarlıktan tişörtlere kendi pazar piyasasını yaratan, şarkılara (bkz. Nil Karaibrahimgil’den ‘Seviyorum Sevmiyorum’) esin kaynağı olacak kadar ‘aramızdan biri’ne dönüşen Şero’nun bu yolculuğa dahil olması epeydir bekleniyordu. Cihangir’de insan babasıyla yaşayan, kadim dostları Fare Rıza ve Martı Rıfkı ile rakı alemlerine doyamayan, ağzından küfür, elinden tespih eksik olmayan, yarı insan yarı kedi karakterimiz bu kez ilk kez aşık oluyor ve kabul etmemekte inat ettiği oğlu Tacettin’le babalık sınavı veriyor, türlü aksiliklerle içine düştüğü belalara karşı da tırnaklarını çıkartararak karşı koyuyor. Filmin seslendirme kadrosu ise filmin kendisi kadar konuşulacak cinsten. Üstün’ün bir söyleşide Şero için söylediği “İçkiden ve sigaradan ve sokak hayatından yorulmuş ama dinlemekten de hoşlandığımız, parçalanmış, yıpranmış bir ses”e Uğur Yücel’in sesi pek karşılık gelemese de, Demet Evgar, Okan Yalabık, Ayşen Gruda, Güven Kıraç, Ahmet Mümtaz Taylan gibi isimler filmin satışında etkili olacak görünüyor.

YILDIZ TABLOSU

Büyük Açık (The Big Short) ****
Çılgın İhtiyar (Dirty Grandpa) **
Diriliş (The Revenant) ***
Gençlik (Youth) ****
Hep Yek *
Ip Man 3 *
İftarlık Gazoz **
Joy **
Kardeşim Benim *
Son Efsane (The Program) **
Spotlight ***
Temel ile Dursun İstanbul’da *
The Hateful Eight ****
Yalan Labirenti ***
Zor Saatler *