Paylaş
Juno, 2007
Adını mitolojide aile ve doğumun simgesi olan tanrıçadan alan Juno’nun başından geçen olayları anlatıyor. Sıkıntı ve mraktan okul arkadaşı Bleeker’dan hamile kalan Juno, çocuğunu doğurmaya ve bir aileye evlat vermeye karar verir. Bu süreçte olgunlaşmaya da başlayan Juno’nun hayatı ve kararları etkileyicidir. Juno rolünde Ellen Page muhteşem!
Her Şey Aydınlandı / Everything Is Illuminated, 2005
Genç bir koleksiyoner olan Jonathan’ın ailesiyle ilgili olan her şeyi toplayıp koleksiyonuna katma hevesi, onu dedesinin İkinci Dünya Savaşı sırasında hayatta kalmasını sağlayan kadını bulmak için Ukrayna’ya gitmesine neden olacaktır. Jonathan Safran Foer’in aynı adlı romanından uyarlanan Her Şey Aydınlandı, masalsı görselliği ve müzikleriyle büyüleyen bir film.
Tenenbaum Ailesi / The Royal Tenenbaums, 2001
Yaratıcılıkta sınır tanımayan Wes Anderson’ın başyapıtı. Gene Hackman’dan Anjelica Huston’a, Gwyneth Paltrow’dan Ben Stiller’a görkemli bir kadroyu barındıran film, üç çocuklu Tenenbaum ailesini konu alıyor. Absürt komedi anlayışı ve ironilerle dolu dramasıyla duygudan duyguya sürükleyen bir film.
Gerçek Sevgili / Lars and the Real Girl, 2007
Lars internetten tanıştığı sevgilisine aşık. Hem de çok aşık. Ama ne kardeşi ne de yaşadığı kasaba halkı bu aşkı anlamıyor. Lars’ın şişme bebek sevgilisini kimse kabul etmek istemiyor. Çağımızın en iyi erkek oyunucu Ryan Gosling’in hayat verdiği Lars’ın aşk hikayesi seyircinin de tahammülünü ve ahlak anlayışını sorguluyor.
Temmuz’da / Im Juli, 2000
Asosyal fizik öğretmeni Daniel’in işportacı Juli’den satın aldığı yüzüğün şans getireceğini öğrenmesi ve aynı gece Melek adlı Türkiyeli bir kadına aşık olmasının hikayesi… Bir anda yol hikayesine bürünen film, Fatih Akın filmografisinin en neşelisi.
HAFTANIN FİLMİ
Şahane Misafir
Magnificent Appearance
Yönetmen: Ferzan Özpetek
2012/İtalya-Türkiye/106’
Biraz utangaç, genelde yalnız ve sosyalleşmek için çok da fırsat bulamayan 28 yaşındaki Pietro, Roma’ya yeni gelmiştir ve burada aktör olmaya çalışırken geceleri de pastane şefi olarak çalışmakta ve geçici olarak, sevdiği kadar nefret ettiği kuzeni Maria’nın evinde kalmaktadır. Sonunda tek başına yaşayabileceği bir ev kiralar. Kötü durumda olsa da güzel, büyük ve antik eşyalarla döşeli bu evin hiç de göründüğü gibi olmadığını kısa bir süre sonra fark eder. Evdeki eşyalar hareket etmekte, garip sesler duyulmakta ve durduk yerde nesneleri belirmektedir. Pietro çok geçmeden anlar ki, bu evde tek başına yaşamamaktadır. Ferzan Özpetek, epeydir hayali olan komedi türünde çektiği bu son filminde, duyguların gücünün rasyonel olan, olmayan en derin korkuların üzerinden gelişini hikayesini anlatıyor. Bir süredir kendini tekrar eden Özpetek’in komedide nasıl olduğunu birlikte izleyip göreceğiz.
Paylaş