Paylaş
Ve yerkabuğu çatırdıyor...
Fay hatları kırılıyor...
Yanardağlar yanıyor...
Son 6 ayda Alaska, Los Angeles, İran, Yeni Zelanda, Yunanistan ve Meksika’da şiddetli depremler yaşanıyor...
Herkes farklı bir şeyler söylüyor...
*
Elazığ, Bingöl, Malatya, Muğla, İstanbul ve İzmir’deki depremler bizlere şehir planlamanın, yapılaşmanın ne kadar önemli olduğunu bir kez daha hatırlatıyor...
Ve mimarlara, projeleri hazırlayan, uygulayan mühendis ve müteahhitlere, belediyelere ne kadar önemli görevlerin düştüğünü de...
*
Dünyayı yeniden keşfe ihtiyaç yok...
Londra, Viyana, Zürih, Cenevre, Paris, San Petersburg gibi şehirlerin planları, yapılaşmalarını inceleyerek yaşanabilir şehirleri yeniden hayata geçirmeliyiz...
Beton yığınlarına dönüştürülen şehirlerde yaşamak gittikçe zorlaşıyor...
*
Daracık sokaklar...
Eski binalar...
Bozuk altyapı...
Ulaşım yetersizliği...
Nasıl bir planlamadır anlamakta zorlanıyoruz... Yorgun düşen kentlerde yaşayabilmenin faturası gittikçe ağırlaşıyor...
“Ben iyiyim, biz iyi değiliz” diyebileceğimiz günler hangi enkazın altında kalmışsa bulup çıkarmamız gerekiyor...
*
“Sevgilim, işte Eylül.
Ve işte senin usul usul seğiren yüzün” diyen Ali Çağın Kaygusuz’dan geriye İlhan Berk’in Otağ adlı şiirinden birkaç mısra ve yüzlerce seğiren yüzler kalıyor...
Lakin, bir değil sayısız ‘Otağ’ yıkılıyor...
Enkaz altından bitmemiş sayısız hayatı yaşayamayanların cansız bedenleri çıkıyor...
*
Ali Çağın Kaygusuz’un küçük bir kâğıda İlhan Berk’ten yazdığı şiir yaşadığımız çağı özetliyor:
Bitmemiş şiirler gibidir
Bazı hüzünleri
Bazı nehirleri tutup anlatmak gibidir.
Biz ki zamanı tırnak içine alıp yaşadık.
*
“Sürekli bir akşam hüznü vardır” diyerek sayısını unuttuğumuz hüzünleri yaşıyoruz...
Dışarı çıkılsa korona...
İçeride kalınsa deprem...
“Evde kal Türkiye” diyoruz ama öyle günlerin eşiğindeyiz ki, nerede kalırsak kalalım bir yerlerden aşağı düşüyoruz...
*
‘Yaban Çilekleri’ filmiyle bilinen İsveçli yönetmen ve oyun yazarı Ingmar Bergman’a soruluyor:
Gidişat kötü, dünya nasıl kurtulacak?
“Utanç” diyebilmiş...
*
Yorgun düşen kentlerde yaşayan bizler kavgalardan, savaşlardan kaçıp kurtulmalıyız...
Ve utanmalıyız!
Paylaş