Paylaş
Nedense?
Dostum rahmetli vali Recep Yazıcıoğlu’nun sözleri düşüyor aklımıza:
- İhale, havale derken şimdi de kahraman bekliyoruz!
***
Modern çağın zirvesindeyiz güya...
Hâlâ davul ve zurnayla karşılama törenleri yapılıyor...
Yazıcıoğlu bu duruma da isyan edercesine diyordu ki:
- Develer, koyunlar kesiliyor vs. Oysa, Avrupalılarda böyle bir şey yok...
***
“İhmali sormayanlar icrayı sorar” diyen Yazıcıoğlu bürokrasinin işleyişinden şikâyet ederek diyordu ki:
- Halil Rifat Paşa 100 yıl önce tek başına 1200 km yolu kazma kürekle yaptırmıştı ve bu insan bir valiydi...
Ne acıdır ki, aykırı çıkışlarıyla sistemin körlüğüne meydan okuyan Recep Yazıcıoğlu ve eski BBP Lideri Muhsin Yazıcıoğlu da şüpheli kazayla hayata veda etti...
Biri helikopter kazasıyla, diğeri trafik kazasıyla..
***
“Borcu borçla ödeyen bir ülke olmaktan çıkmalıyız” diyen Yazıcıoğlu bin yıllık bir hastalığımızı da şöyle özetliyordu:
- Mucizeyi kişilerden bekliyoruz...
70 yıldan beri kişi değiştiriyoruz.
Sistemi değiştirmeyi hiç düşünmüyoruz.
***
“Defter dürmeyenin defterini dürerler...” diyerek halkı da eleştiren Yazıcıoğlu:
- Her yıl 2 milyondan fazla kişi üniversiteye girmek istiyor ama meslek sahibi olmak isteyen yok. Ara kalifiye elaman yok... Mühendis ile işçi arasında büyük bir boşluğumuz var...
***
“Beleş yaşıyoruz, beleş yaşamayı da seviyoruz ama deniz bitti...” diyen Yazıcıoğlu daha o günlerde bile ülkenin bu hale gelişinin önündeki iki engelin ne olduğunu özetliyor ve diyordu ki:
- Başkanlık sistemini savunuyorum...
Anayasa ise baştan aşağı yeniden yazılmalı...
Ve yamalı bohça gibi bir anayasa olmaz...
***
Sistemi değiştiremeyen halkın kişileri değiştirmeye devam ettiğinden şikâyet eden Yazıcıoğlu:
- Osmanlı iç ve dış borç batağıyla batmıştır, batırılmıştır...
- Taşları yeniden koymak lazım...
- Halk sıkıştığında Mehdi bekliyor...
Niye bekliyoruz?
***
Kahraman arıyoruz sürekli.
Tüm yükü bir kişinin sırtına yükleyebilmek için...
Kahraman savcı, polis, hâkim, vali, doktor, pilot, gazeteci, yazar arayışımız bitmedi, bitmiyor da...
Ya da şeyh, hoca, evliya...
Bazıları da, Köroğlu, Dadaloğlu arayışında...
Bireysel olarak elini taşın altına koymayan halkı bürokrasinin sistemi sürekli yokuşa sürerek kendine yaşam alanı açıyor...
***
Yokuşa sürmeye bayılıyoruz...
Yokuşlardan çıkanları da taşlamaya...
Vali Yazıcıoğlu 18 yıl önce ülkenin durumunu böyle özetliyordu...
Bu yüzden halkın söz sahibi olacağı sivil bir anayasa yapılmalı...
Yoksa daha çok yokuş çıkarken konuşuruz, yazarız ve söyleniriz...
Paylaş