Suya bırakılan mektuplar

Şair Orhan Veli’nin mısraları çınlıyor kulaklarımızda:

Haberin Devamı

- İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı;

Hafiften bir rüzgâr esiyor,

Yavaş yavaş sallanıyor

Yapraklar ağaçlarda;

Uzaklarda, çok uzaklarda

*

İstanbul’u artık kimse dinlemiyor, seyredemiyor, dinleyemiyor...

- Trafik yüzünden kimse bir yere gitmek dahi istemiyor...

- Bir günde en az 5 saatin trafikte geçtiği ve ‘kimin elinin kimin cebinde olduğunun belli olmadığı’ bu şehirde yaşamak gittikçe zorlaşıyor...

*

Günlük telaşının hiç bitmediği bu şehirde dertler ‘bitti, bitecek’ derken anlıyoruz ki hiç bitmeyecek...

- Biteceğine dair umutların her geçen gün bir hayale dönüştüğünü görüyoruz...

- 3 köprü, bir tünel, metrolar, metrobüs, minibüs, toplutaşıma araçları, taksiler, vapurlar ve uçaklar yetmiyor kimseye...

“İşten eve, evden işe geliş” hikâyesini bir türlü bitiremeyen bu şehir kalabalıklaşıyor...

Sadece İstanbul mu?

Ankara ve İzmir’de böyle...

Ve de Bursa...

*

Haberin Devamı

Yüz binlerce insanın gelip gittiği bu şehir New York gibi finans, ticaret, turizm ve sayısız kazançların şehri olmuş...

- Her milletten gezen, çalışan ve oturan insanlar görüyoruz; artık İstanbullu olmuşlar...

*

Kim düzeltecek İstanbul’u?

Ankara ve İzmir’i...

Ya da Bursa’yı...

Bilmiyoruz ama depremlerle yavaş yavaş sallandığımızın gerçeğinden uzak yaşadığımızı biliyoruz...

- Prof. Naci Görür depremler için sürekli uyarıyor ama dinleyen yok gibi...

- Olası bir depremde neye, ne kadar hazırlıklıyız?

Kimse bir şey bilmiyor...

*

İstanbul’u artık kimse dinlemiyor...

- Limansız yaşlı bir geminin gidişine bakar gibi bakıyoruz İstanbul’a...

- Ve kimsesizliği suya bırakılmış mektuplarda yazıyor...

Yazarın Tüm Yazıları