Paylaş
Özellikle para piyasalarında...
*
Paris, Milano, Roma, Lugano, Edinburgh ve Londra seyahatimde, dijital dönüşümün günlük hayatımızın her alanına bir virüs gibi girdiğini fark ettiğimi söyleyebilirim...
Para birçok yerde geçmiyor...
Metrolar, otobüsler, oteller, mağazalar, müzeler ve restoranların büyük çoğunluğu kredi kartıyla çarkı döndürüyor...
Nakit alışverişlerin dönemi bitiyor...
*
Üç beş yıl sonra belki de kimsenin cebindeki para bir işe yaramayacak...
Ve yastık altında biriktirilenler dahil...
Hyde Park’ın içindeki tuvaletler bile kredi kartıyla çalışıyor...
Özetle kâğıt paranın yerini kredi ya da para kartları almış...
*
Sanki tüm kazançlar ve harcamalar kayıt altına alınıyor...
Ve öyle bir güne hazırlık yapılıyor ki hiçbir ülkenin parası bir işe yaramayacak gibi...
Dijital paralar ise ya batacak ya da ülkelerin geleneksel paralarını mağlup edecek ve tüm finansal piyasaları ele geçirecek...
Karşılığı ve sahibi belli olmayan hayali para, ev, arsa, gökdelen, köprü, yol ve şirket satışları derken olay her geçen gün başka boyutlara taşınıyor... Büyük kalabalıklar ise bu duruma hazır değil... Lakin Avrupa’da alıştırılmışlar, alıştırılıyorlar...
*
Trilyonlarca dolar, Sterlin, Avro veya diğer ülkelerin paralarını kazanan uyuşturucu baronları, terör örgütleri, silah kaçakçıları ve mafyanın kara paraları nerede?
Hepsinin takibi belirsiz bir alana yani dijital paraya geçiş yaptıklarını rahatlıkla söyleyebiliriz... Ve tüm mağduriyeti yine büyük kalabalıklar yaşayacak, yaşıyor da...
Devletler ise sisteme kayıtlı olan ne kadar kazandığı ve ne kadar harcadığını bildiği büyük kalabalıkları takip ediyor...
*
Trilyonlarca doları kazanan suç örgütlerine karşılık ise yaptığı, yapacağı hiçbir şey yok...
Ve gücü de yetmiyor...
Dijital dönüşüm, ya büyük bir savaşın başlangıcı ya da bir devrin sonu olacak...
Kısacası, bilgisayarlar artık bilgiyi de parayı da sayıyor...
İnsan mı?
Sayısal bir rakamdan ibaret artık...
Paylaş