İzolasyonist politikalar

Paris’te başlayan “sarı yelekliler” eylemleri yüzünden diken üstünde oturan Almanya oldukça tedirgin.

Ve her an eylemlerin başlama ihtimalinin korkusuyla gün tüketiyor.

Federal Maliye Bakanı Olaf Scholz da içinde bulundukları durumu “Almanya’da da çok büyük bir ‘sarı yelekliler’ potansiyeli var” diyerek özetliyor...

ABD, dünyanın ‘fil’i...

Çin, ‘fil’i doyurmaya çalışan bakıcı.

Rusya kutuplaştırmanın merkezi.

İngiltere oyun kurucu.

İsrail mikser.

Fransa karıştırıcı.

Almanya oyun bozucu.

Arap ülkeleri ise kukla...

Ve Türkiye...

Yukarıdaki devletlerin hepsinin dolaylı dolaysız hepsinin hedefinde.

Kimileri ekonomiye...

Kimileri siyasete saldırıyor...

Kimileri de askere, polise ve milletin huzuruna kurşun sıkmakla meşgul...

Sürekli karıştırılmak istenen ülke; Türkiye...

İzolasyonist politikaların iflas ettiğini sanıyorduk.

Trump ile yeniden başlayan ticari savaşlar dünyanın gelir-gider dengelerini altüst etti...

Yaklaşık 3 trilyon dolar borcun üzerine yatmaya çalışan Trump dünyanın geleceğini felakete sürüklüyor.

Stratejistler, Batı’da yükselen “popülist isyan”lardan rahatsız...

Ve isyancıların sokaklara çıkarak attığı sloganlardan...

İçimizdeki bir kesim duruş bozukluğu yaşıyor...

Ve haramice rakamsal oyunlar oynuyor...

Maliye ve Hazine Bakanı Berat Albayrak gençlerle buluşup sorularını cevaplandırdığında ilginç bir tehlikenin altını çiziyordu...

Diyordu ki:

2008 sonrasında Çin-ABD ekseninde yeni bir dünya oluştu.

Dünyada 16 ekonomik krizin 12’si savaşla sonuçlanmıştır.

Enteresan tarihi dönemlerden geçiyoruz.

Ticaret savaşlarında fırtınaya karşı altyapı güçlenmeli.

Ve aylardan beri yazdığımız sosyal medya konusunda ise gençleri de uyarıyordu:

Dünyada insanlar 3.5-4 saat sosyal medyada vakit geçiriyor.

Bu çılgın bir saat. 3.5-4 saat ne sevdiğimize vakit ayırıyoruz ne de işyerinde verimli vakit geçirebiliyoruz...

Artık, gençlik harcadığı çılgın saatlerden vazgeçmeli...

Fırtına bekleyerek güçlenemeyiz.

Büyük ülke olmak için çalışmalıyız.

Sosyal medyada geyik sohbetleriyle gün tüketerek değil...