Paylaş
Bastırılmış bütün marazi duyguların zirvesinde geziniyor milyarlarca insan...
Ve herkese ulaşmak artık o kadar kolay ki...
*
Hukuksuz, cezasız bir maskeli balodayız sanki.
ABD hukukuna göre internet ortamında işlenen suçlara ilişkin süreç şöyle:
. IP adres ve trafik bilgileri, yer sağlayıcılar veya erişim sağlayıcılar tarafından 90 gün süreyle saklanıyor.
. Bu süreç içinde resmi otoritelerce başvurulduğunda ise saklama süresine 90 gün daha ilave ediliyor...
*
Lakin neye yarıyor ki...
Yazan yazdığıyla dilediğini yapıyor ve keyif çatmaya devam ediyor.
Kişiler arasındaki yüz yüze görüşme, yerini bilgisayarlara, telefonlara terk ettiğinden beri herkes içinde biriktirdiği kötülükleri tohum eker gibi serpiyor...
Ve sanal terörizmle mücadele etmek gittikçe zorlaşıyor...
Bilimsel gerçeklerden yoksunlaşan büyük bir kalabalık duygularına yenik düşüyor ve acımasızca yazılan cümleler tüm değerleri anlamsızlaştırıyor.
*
1962 yılında “Bilgisayarlar birbirleriyle iletişim kurabilir” dediğinde alay edilmesine rağmen interneti ve e-maili bulan Prof. Leonard Kleinrock yedi yıl önce İstanbul’a geldiğinde ‘Baş Başa’ programıma konuk olmuştu...
İnternet ortamında yığınla işlenen suçları sorduğumda demişti ki:
“Virüs ve spam’ler internetin karanlık yüzünü oluşturuyor. Buna dolandırıcılık, porno, kirli ve yalan bilgiler gibi daha başka suçlar eklenebilir. İnternetin kötü yanlarından insanlığı, devletleri ve şirketleri koruyabilmek oldukça zordur...”
*
Ve bu sözleri Prof. Kleinrock’tan dinleyince tehlikenin farkına daha iyi vardığımızı itiraf etmeliyim.
Anlıyorduk ki kendini koruyamayan insanları artık korumak gerekiyor...
Böylesine büyük bir virüs bataklığıyla karşı karşıya kalan insanın dünyada yaşaması daha da zorlaşıyor.
Prof. Kleinrock, gelinen bu noktada yaşananları gördüğü zaman daha çok üzgün olduğunu belirterek şunları söylemişti:
“Buluşumdan kaynaklanan suçlarımla ve günahlarımla yüzleştiğimde çoğu zaman pişman oluyorum bulduğuma...”
Ve “Umudum iyi insanlarda” demişti...
*
İnternetin karanlık yüzünün her geçen gün büyüdüğünü gördükçe üzüldüğünü söyleyen Kleinrock:
“Evet, bazen güzel hayaller kurarak insanlığın faydası için önemli buluşlara imza atanlar, çoğu zaman bulduklarına da pişman oluyor...
Tıpkı atomu silah olarak bulan, daha sonra da sonuçlarını gördüğünde intihar ederek vicdanını rahatlatmayı seçenler gibi...”
*
İnsanlığın faydası için dünya piyasalarına sürülen her buluş olağanüstü bir denetime ve hukuki zemine muhtaç...
Hukuki altyapıdan uzak her buluş, büyük felaketlere yol açıyor...
Dijital çağda atom bombasından daha etkili olan yalan, iftira, hakaret artık klavye kovboylarının, teröristlerinin ve tetikçilerin en büyük silahı...
Ve dijital dünyanın karanlık yüzünde yaşayan, yüzü gözükmeyen, ismi bilinmeyen kötülerin toplanarak kurduğu bu tehlikeli ordular artık dünyayı yönetmeye talip.
Sahi, bu çağın adı neydi?
Bilen ve adını koyabilen var mı?
*Çarşamba günkü yazımızda devam edeceğiz.
Paylaş