Biraz ‘siyah’ biraz ‘beyaz’

Paulo Coelho, geçtiğimiz günlerde Twitter’da Türkçe paylaştığı mesajında diyordu ki:

Haberin Devamı

En kusursuz cinayet, yaşama sevincini öldürmektir.

*

ABD’deki ırkçılık olaylarını sanki özetliyor gibiydi...

Dünyanın her ülkesinde yaşayan insanları tedirgin eden, korkutan, yerinden yurdundan eden, sömüren, karıştıran, yakıp yıkan, savaşan ve yaşama sevincini öldüren ABD’nin diğer yüzündeki gerçeği tarif ediyor...

*

Irkçılık karşıtı protestolar ABD’de devam ediyor...

Seattle’daki olaylarda göstericilerin belediye ve meclis binalarını işgal etmesiyle yaşananların ne anlama geldiğini herkes düşünmeye başladı...

İngiltere’ye de sıçrayan olaylar dünyanın paslanmış çivilerini çıkarıyor gibi...

Trump ve yönetimi ise şiddeti şiddetle çözmekte ısrar ediyor... Böylesine bir davranış modelini anlamakta zorlanıyorum...

Beyaz Saray, bir polisin cinayetini savunma ihtiyacı neden hissediyor ki?

*

Haberin Devamı

George Floyd ’a polisin yaptığı şiddetin fotoğrafına bakıp da “Bu ülkemizin birliğini bozmak için yapılmış en büyük cinayettir, özür diliyoruz” diyerek suçluyu cezalandırmak yerine milyonlarca insanı sokaklara dökerek ne elde etmek istediklerini de çözebilmiş değilim...

Yani, üç cümle ile krizi bitirip yangını söndürmek varken yangına benzin döküp büyütmenin ne anlamı var ki...

Siyahları, beyazları ve tüm renkleri bir arada yaşatabilmek başarıdır...

‘Siyah’ ve ‘beyaz’ ayrımcılığını kışkırtarak varılacak yerin burası olacağı belli olmasına rağmen böyle bir yolu neden tercih ettiklerini de anlayabilmiş değilim...

Lakin, sarayının adı bile ‘beyaz’ olan bir adresin ‘siyah’ diyebilmesinin ne kadar zor olduğunu görmek lazım...

Güç zehirlenmesi, körlüğü böyle bir şey işte... Devletlerin ve derin güçlerin oyunlarına da akıl sır ermiyor...

*

Ve geçmişiyle yüzleşiyor ABD...

Amerika’yı 1492 yılında keşfederek sömürgeciliğin kapılarını açan ve asıl amacı Hıristiyanlığı yaymak olan Cenovalı Kristof Kolomb’un heykelleri yıkılıyor...

“Büyük kâşif” diye bilinen Kolomb’un birçok kentteki heykelleri kırılıyor ve yakılıyor, bazılarının da başı kopartılarak nehre atılıyor...

“Columbus soykırımı temsil ediyor” diye yazılan heykeller yerlerinden sökülüyor...

Haberin Devamı

Biz ise yıllarca Kristof Kolomb’u ‘büyük kâşif’ diye anlatmaya, okutmaya devam ettik...

*

Heykellerin yıkıldığı ve sökülüp attığı bir başka ülke ise İngiltere... Bristol şehrindeki eylemlerde köle tüccarı olarak tanınan Edward Colston’ın heykeli sökülüp nehre atılıyor.

Heykellere karşı gösterilen tepkiler üzerine Londra’nın Müslüman olan belediye başkanı Sadıq Khan:

Londra kentinde kölecilikle ilişkilendirilebilecek tüm heykellerin kaldırılması için çalışmalar yapılmalı.

Ve Londra’nın West India Quay bölgesinde bulunan köle tüccarı Robert Milligan’a ait heykel de vinçle sökülüp götürülüyor...

*

Büyük kalabalıkların kalbinde yeri olmayanların hak etmeden dikilen heykelleri yıkılarak, yakılarak ve sökülerek bir yerlere atılıyor...

Haberin Devamı

İslam coğrafyasında Saddam ve Kaddafi’nin, Hüsnü Mübarek’in heykellerinin akıbetini de gördük...

Mesele, kentin meydanlarında heykelleşmek değil, insanların yüreğinde heykelleşmektir...

*

Bir yandan koronavirüs ve ırkçılık karşıtı gösterilerle baş etmeye çalışan ABD, diğer yandan zor durumda olan ekonomi için yeni formüller arıyor... Lakin, büyük zararlar yaşamaya devam ediyor...

Apple, Bank of America, Coca-Cola gibi dev şirketlerde hissesi bulunan ‘kurt yatırımcı’ diye bilinen Warren Buffett, kurucusu ve CEO’su olduğu Berkshire Hathaway şirketinin zararını açıklamıştı.

Dünyanın 5. büyük zengini olan 90 yaşındaki Buffett, şirketinin kasasının nakit 137.3 milyar dolardan 72 milyar dolara gerilediğini duyurdu...

Haberin Devamı

Yani, 49.7 milyar dolar zarar açıklıyordu...

Kaç ülkeyi ve büyük kalabalıkları ihya edecek bir servet birkaç günde adeta buharlaştı...

*

Kısacası, yeni bir dünya düzeni mi kuruluyor yoksa eski dünya düzenini korumak için derin güçler biraz ‘beyaz’ biraz ‘siyah’ tarzı farklı oyunlar mı oynuyor bilmiyoruz ama dünyanın paslı çivilerinin artık söküldüğünü görüyor ve izliyoruz...

Yaşama sevinçlerini çalan sistemlere ve düzenlere karşı büyük kalabalıkların öfkesine şahit oluyoruz her geçen gün...

Yazarın Tüm Yazıları