Paylaş
İnflamasyon, yaralanma veya enfeksiyon sonrası vücudumuzun, zedelenmiş dokuların iyileşmesine yardımcı olmak veya yabancı istilacılara saldırmak için çeşitli maddeler salgılamasıdır. Ancak inflamasyon vücudunuza her zaman yardımcı olmaz. Bazen vücut kendi hücrelerine saldırarak artirit (eklem iltihabı) ve ülseratif kolit gibi otoimmün hastalıklara neden olur.
Bazı kişiler çok ciddi geçirirken bazı kişilerin neden COVID-19’u semptom göstermeden veya hafif geçirdiklerinin cevabı da inflamasyon olabilir. George Washington Üniversitesi’nden biliminsanları koronavirüslü hastaların kanında inflamasyonla bağlantılı beş farklı göstergeyi yakın takibe aldı. Çalışma sonunda inflamasyon seviyesinin yükselmesiyle yoğun bakıma kaldırılma veya solunum cihazı ihtiyacı riski arasında bağlantı buldular. Uzmanlara göre virüs, vücudunda inflamasyon olan bir insana bulaştığında yaşananlar ateşe benzin dökmeye benziyor. Vücudun kendi doku ve hücrelerine saldırmasıyla meydana gelen ‘sitokin fırtınası’ olarak bilinen inflamasyon patlaması, hastaneye kaldırılma, yoğun bakıma yatırılma, solunum cihazı kullanımı ve ölüme sebep olan başlıca etkenlerden...
D vitamini takviyesi alın
Şikago Üniversitesi’nde yapılan yeni bir araştırma D vitamini eksikliği yaşayan kişilerin COVID-19’a yakalanma risklerinin neredeyse iki kat fazla olduğunu ortaya çıkardı. Virüse yakalandıktan sonra D vitamini desteğine başlasanız bile yoğun bakıma alınma riskiniz yüzde 93’e kadar azalıyor. Bu konuyla ilgili daha fazla araştırmaya ihtiyaç olduğuna dikkat çekmek isterim. Ancak karantinada ya da karanlık kış günlerinde yeteri kadar D vitamini üretilemeyeceği açık. Çok fazla besinde bulunmadığı için takviye almak gerekebilir. Uzmanlar günlük 1000 ile 4000 IU arası D vitamini almayı ve özellikle D3 vitamini içeren takviyeleri tercih etmenizi öneriyor.
Şekerden uzak durun
İnflamasyonu azaltmak için şekerden uzak durun. Şekere alışkınsanız yemek istediğiniz tatlı veya şekerli içecekleri biraz badem ve üç parça bitter çikolatayla yer değiştirin. Bir hafta sonra bademinizi üç yerine iki parça çikolatayla tüketin. Bir hafta sonra bir parçaya düşürün. Bitter çikolata kalp dostudur. Kakao miktarı yüksek, kaliteli bir bitter çikolatayı bir-iki parça şeklinde, ölçülü olarak tüketebilirsiniz.
Antioksidanlara öncelik gösterin
Güne bir porsiyon antioksidanla başlayın. Antioksidanlar, hücre hasarını erteleme veya önlemeye yardımcı olur. Çilek, yabanmersini, ahududu gibi meyvelerin içinde olduğu bazı besinler doğal olarak antioksidan zenginidirler. Bu meyvelerin hepsini en sevdiğiniz smoothie’yle karıştırabilirsiniz. Ispanak gibi yeşil yapraklı sebzeler, şekersiz badem ezmesi, tarçın ve kırmızıbiber gibi gıdalar ekleyerek harika bir günlük antioksidan desteği yaratabilirsiniz.
İki çay kaşığı zerdeçal...
Her gün iki çay kaşığı kadar zerdeçal kullanmanızı öneriyorum. Güçlü bir antiinflamatuar olan kurkumin adlı polifenolün başlıca kaynaklarından biri zerdeçaldır. Önerdiğim miktar inflamasyonu uzak tutmak ve sindirim sağlığını desteklemek adına doğru bir ölçüdür.
Zerdeçalı kaşıklayarak yemekten bahsetmiyorum... Doğal zerdeçal takviyesi alabilir veya yemeklerinize katabilirsiniz. Biraz zeytinyağı ve zerdeçalla tavada veya fırında sebze yapmayı deneyin!
Paylaş