Paylaş
Şimdi benim size içinde ekonomi kelimesi geçmeyen bir şeylerden bahsedesim var. Çünkü herkes ama herkes bundan bahsediyor. Özel hayatımda ben de sürekli bundan bahsediyorum. O yüzden bu aralar canımı sıkan başka şeyleri konu edeyim diyorum.
Mesela yeni yıl. Ecnebi haber kanallarında sürekli olarak ‘Yeni yıl hazırlıkları şöyle başladı, böyle gidiyor’ haberleri görüyorum. İnsanın normalde ‘Ya ne güzel işte, süslemesi, neşesi, şarkısı bilmem nesi’ diyesi gelebilir. Ama gelmiyor. Bakıp bakıp gıcık kapıyorum. Geçen yıl da aman yeni yıl falan diye kutladık, bak ne oldu bu yıl!
Şimdi mesela açıp baktım. Geçen yıl “Yeni yıldan en büyük beklentim bu yılın bitmesi” demişim. Sonra ne olmuş? Pandemi ve yan ürünleri devam etmiş, üstüne çeşit çeşit lokal kriz gelmiş, finalini de “Şu üstümden uçan şey dolar kuru mu” diye bakarak getirmişiz.
Bu olayı sadece ekrandaki yeni yıl geliyor haberlerine bakarak yapmıyorum. Geçen gün bir arkadaşım geldi, “Yıl sonlarında bana nasıl olsa yıl bitiyor diye bir her şeyi sallama hali geliyor, sende de oluyor mu” diye sordu. “Yok. Ben zaten yılın bittiğinin farkında değilim. Şubat 2021’de olmadığımıza geçen gün uyandım” dedim. Büyük oranda da doğruyu söyledim.
İş ortamında da yeni yıl işleri, yeni yılsal meselelerle ilgili e-postalar geldiğinde aynı saflıkla şaşırıyor, “Aralık oldu mu ya” diye sorarken buluyorum kendimi.
İçimi rahatlatan kısım şu: Gördüğüm kadarıyla bu o kadar da bana has bir durum değil. Normalde yılın bu zamanlarında başlayan “Yeni yılda ne yapıyoruz” soruları gelmiyor. Her taraftan fırlayan yeni yıl alışverişi reklamları da önüme düşmüyor. Yeni yıl kararları listeleriyse ortalıkta yok. Demek ki yeni bir yıla girme fikrine milletçe o kadar da sıcak bakmıyoruz. Bu konuda saat sisteminde olduğu gibi bir düzenlemeye gidip yılı sabitlesek kimse sorun etmez gibi görünüyor. Neticede sabah 7.30 ile gece 3.00 arasında aydınlık açısından hiçbir fark olmamasına az çok alışmışız. Takvimlerimiz de sürekli olarak 2021’i gösterse kimseyi bozmaz muhtemelen. Saati, takvimi ve dahi kuru uygun gördüğümüz bir yere sabitleyerek yaşam kalitemizi de şu noktada sabitlememizin önünde hiçbir engel yok.
GAZA GELMEM ARTIK
Ben bir süre kendime zaman verdim. Bu durumu zamanla aşarım; eski yıl, yeni yıl kavramlarına tekrar alışırım diye bekledim. Ama hiç öyle bir şey olmadı. Tam tersine haftanın günlerinin izini kaybeder oldum. Yine geçen gün kafamı kaldırıp “Bu çarşamba beni yordu” dedim. “Bugün perşembe” dediler. Demem o ki ben bu sene yeni yıla falan girmeyi hiç düşünmüyorum. Her seferinde bir gaza geliyorum “Oh be, bu yılı da atlattık” diye. Gelen yıl eskisinin üzerine koyarak devam etti. Artık aynı yıldan devam edeceğim valla, kimse kusura bakmasın. Bunu böyle vakitlice söylüyorum ki bir ay sonra kimse gelip yok geri sayacağız, yok bilmem ne yapacağız diye kafama ekşimesin.
Paylaş