Paylaş
Arkadaşım geldi. Burnundan soluyor. Terapisti randevularını unutmuş. Sonra unutmamış da son anda ertelemesi gerekmiş gibi yapmış. “Haksız mıyım sinirlenmekte” dedi. “Değilsin” dedim ve daha da sinirlenmesi için her türlü gaza getirdim. Şehirli insanın yedi ölümcül günahından biridir randevu unutmak veya saati gelince önden haber vermeden küt diye ertelemek. Hele terapistler, veterinerler, spor hocaları gibi kategoriler bunu hiçbir suretle yapmamalıdır. İnsanlar haftalık programlarında o bir saatlik yeri bulup açabilmek için ne zahmetlere katlanıyor. Sen takvim kullanmayı becerebilecek kadar profesyonelleşmeyi beceremediğin için o özene bezene ayırdıkları saati mahvediyorsun. Herkes iki rekat konsantre olsun yaptığı şeye. Ege’de tesisat işi yapıyorsanız sallayabilirsiniz randevuları, o olur, onu tahmin etmiş oluyoruz.
Neyse bu benim de gazımla oturdu, uzun uzadıya bir e-posta döşendi: “X Bey Merhaba. Bana bir hafta önce verdiğiniz randevuyu son anda karıştırdığınızı fark edip randevu saatinde ertelediniz. Bunu daha önce de iki kere yapmıştınız. Bir kere de randevumuzu komple unuttunuz, kapıda kaldım. Açıkçası işinizin en temel parçasını bu şekilde sallamanız bana hiç profesyonelce gelmiyor. Bunu sizinle paylaşmak istedim.”
Biz oturmaya devam ederken karşı taraftan cevap geldi. Gülümseyen surat koymuş. “Bu, bir sonraki seansımızın konularından biri olsun” demiş. Biz buna tabii bir tur daha sinirlendik. Önce “Kardeşim sen sağcı hükümetler gibi neden doğru düzgün ‘Ben hata yaptım, özür dilerim’ dememek için kırk türlü soytarılık yapıyor, kendince latifelerle meseleyi çözebileceğine inanıyorsun” yazdık. Sonra “Bu da biraz fazla oldu galiba” diye düşünerek sildik. Lisanı münasiple “Sizin işinizle ilgili konsantrasyon probleminiz benim seansımın konusu takdir edersiniz ki olamaz. Onu siz başka bir meslektaşınıza yapacağınız kendi seansınızda konuşursunuz” yazdık. Gerçek bir kentlilik göstergesi pasif agresif ‘smayliyi’ de koyduk sonuna, gönderdik.
“Vay efendim o niye öyle oluyor? Çünkü yapanın yanına kâr kalıyor yaptığı hırtlık da ondan öyle oluyor. ”
Ben bu arada “Gitme kardeşim buna sen de, başka terapist mi yok şehirde” falan diye ayrıca gaz verdim. Birkaç gün sonra gitmiş seansa, böyle bir şey hiç yaşanmamış gibi hayatlarına devam etmişler.
Bir süre daha bu hususu düşündüm. Terapistten sonra arkadaşa da gıcık oldum. Çünkü hocam biz bu kentte tepki göstermemiz gereken şeylere yeterince göstermiyoruz. Sonra vay efendim o niye öyle oluyor, bu niye böyle oluyor! E, yapanın yanına kâr kalıyor yaptığı hırtlık da ondan öyle oluyor.
Açtım buna telefonu: “Yarın senle 2’de kahve içelim.” Ertesi gün de randevuya beş dakika kala mesaj attım: “Ya birader, unutmuşum bizim randevuyu, hakkını helal et, farz et ki terapistim.”
Madem terapisti cezalandıramıyorum,
ben de onu cezalandırmayanı cezalandırırım. Diğer yandan bu davranış da beni biraz terapiste gitmesi gereken, vakit gelmiş geçiyor bir insan yapar mı? Yapabilir.
Paylaş