Mutfaktan bir türlü çıkabilmirem...

Evi restorana çeviremedim ama galiba esnaf lokantasına çevirdim. Fakat geldiğimiz noktada karantinadan olmasa da mutfaktan çok sıkıldım.

Haberin Devamı

Annem zamanında “Oğlum ya gitar çalmayı ya yemek yapmayı öğrenmen lazım yoksa işin zor” demişti. Şimdi düşündüğüm zaman “Evladımsın sonuçta ama kabul edelim pek de yakışıklı değilsin” demek istediği sonucuna varıyorum. Kibar kadın tabii direkt söylememiş, etrafından dolaşmış. Gitarı çözemedim, yemek yapmak daha kolay geldi. Öğrenciliği dışarıda yapınca da kendi işimi kendim göreyim diyerek belli temel mutfak becerilerini edindim.
Mutfaktan bir türlü çıkabilmirem...
Bu tabii bizim öğrenci evi ve sonrasında aktüel ev de dahil çeşitli ortamlarda bazı yanlış anlaşılmalara kapı açtı. “Yemek yapmayı seviyorsun, o yüzden bu ihale sende kalsın” gibi bir durum oluştu. Böyle bir şey yok, yemek yapmayı öyle özellikle sevmiyorum ama birinin yapması gerekiyor.

Haberin Devamı

Karantina işinin başında da herkes gibi biraz gaza geldim. Ünlü şeflerin evi restorana çevir tariflerini takip ettim. Ev restorana değil de esnaf lokantası gibi bir şeye döndü. Bakliyata ve pirince boğdum ortamı.

Biraz daha değişik şeyler deneyeyim dedim. Bir yandan e-posta yazmaya çalışırken diğer elimle yoğurduğum vejetaryen köftelerim tavada dağıldı. YouTube’dan aldığım fırında erik soslu kuzu kol, karnabahar püresi yatağında narlı levrek gibi adı güzel tarifleri uygulayacak mutfak alanı, malzeme ve peygamber sabrına da sahip olmadığımı fark ettim.

Evde ekmek yapma konusuna zaten hiç giremedim. Girmek isterdim yani de diğer cephelerde yenilince oraya kadar ulaşamadım. Zaten yaptığım araştırmalardan öğrendiğim kadarıyla herkesin ekmeğe bu kadar kaptırmasının sebebi hijyenik kaygılar değilmiş. Kaliforniya’daki The Gourmandise adlı gastronomi okulunun sahibinin yazısından öğrendim bunu da. Şöyle açıklama getirmiş: “İnsanların bu dönemde kendilerini sakinleştirecek, kaygılardan uzaklaştıracak, aynı zamanda da faydalı olan bir şeyle ilgilenmeleri lazım. Hamur yoğurmanın hem meditatif bir etkisi var hem de her türlü üretimde olduğu gibi bir tür kendini dışa vurma yöntemi.” Kendimi şöyle bir tarttım ama açıkçası yemek yapmanın üzerimdeki  etkisini pek meditatif görmedim.Sonuç olarak mutfaktaki mücadelem tam bir mağlubiyet olmadı ama makarna-bakliyat hattına geri çekilmek durumunda kaldım.

Haberin Devamı

Bu çağda yemek işini hapla, kapsülle filan çözebiliyor olmamız lazım!

Geldiğimiz noktada ha bire bir şeylere ara verip bir yemek çözüp geleyim demekten büyük sıkılmış durumdayım. Hâlâ kendimce yenilgiye direniyor ve tost yiyip geçelim demiyor, belli bir çaba sarf ediyorum ama inceden gelenler geliyor.

Aşı konusu hallolduktan sonra bu konuyla ilgili de farmakolojik çalışmalara hız verilmesini yana yakıla rica ediyorum. Bir kere bu çağda bence artık üç öğün yemek yapmak ya da yemek zorunda olmak diye bir protokol olmamalı. Bu işi hapla, kapsülle falan çözebiliyor olmamız lazım! Sosyal bir faaliyet olarak eşle, dostla yemek yiyeceksek yiyelim. Onun dışındaki zamanlarda proteini, lifi bilmem nesi hap yapılsın, yut geç. Çok rica ediyorum, bu konuya bir eğilelim.

Yazarın Tüm Yazıları