Paylaş
Kış yaklaşıyor da bana mı yaklaşıyor? Valla evet, belli açılardan bana yaklaşıyor. Kışlık kostümlerim hazır. Köpek, sahillerde insan kalmayacak, her yer onun ve arkadaşlarının olacak diye memnun. Kararlı sporcular ve cevval köpek sahiplerinden başka kimselerin ortalıkta gözükmediği sabah 6.30 nöbetine dikilip parka koşmaktan da evde koridora top atıp getirmekten de biraz baymıştık. Zaten top işi de pek iyi gitmiyordu. Çünkü topu atıyorum, peşinden gidiyor. Top sandalye altına falan girdiyse eğilip almaya üşeniyor. Aynı coşkuyla topsuz olarak gelip, oturup mama bekliyor. ‘Top yok ama şöyle düşün, ya ben de gelemeseydim? Cana geleceğine mala gelsin sonuçta öyle değil mi?’ gibi bir bakmalar, bir haller...
Bunun yanı sıra artık camları kapatabileceğim; martıdan düşenler, ilişki problemleri yaşayıp bağrışanlar, sokak particileri eve doluşmamış olacak.
Ayrıca üzeri halı ve battaniye kaplanmış arabaları son derece eğlenceli buluyorum. Birer sokak sanatı havası veriyor. Ama yağmurlu günlerin beni endişelendirdiği yanlar da var. Malum kapalı mekân konusu en başta. Yemin ediyorum COVID polisliği yapmıyorum. İnternette çılgın gibi küresel vaka sayılarını falan da takip etmiyorum. Ama çeşitli ülkelerde önlemlerin yeniden sıkılaştırıldığını ‘Artık pandeminin p’sini duymak istemiyorum’ desen bile duyuyorsun. Zaten konudan artık bu boyutta, bir koşarak uzaklaşma çabasıyla uzaklaşmak da mantıksız olur. Bizde bu işler çoktan yaşandı bitti ruh hali hüküm sürüyor.
Hazır değilim ama korkmuyorum
Bu rahatlığın bir dayanağı var mı diye merak ediyor insan. Mesela geçen yağmurdan kaçınmak için şurada bir şeyler içelim diyerek girdiğimiz dükkân. Elemanın maskesi yoktu. “Siz de mi taksanız” dedim, “Siz takıyorsunuz ikimizin de takmasına gerek yok” dedi. Böyle bilimsel bakış açılarını görünce rahatlığın dayanağı konusundaki sorumun cevabını da almış oluyorum işte. Sonra vay efendim sen de konulara çok negatif bakıyorsun, kolay sorun çıkarıyorsun... Şimdi ben “Şöyle önlem aldık, böyle eşeği sağlam kazığa bağladık” diyenlere mi inanacağım, bu kardeşimiz gibi pandemiyi demirden korksak trene binmezdik çizgisinde karşılayanlara mı?
Kışın trafiğine, ‘o tarafa gitmem bu yağmurda abi’sine, zaten metrekare savaşları ve kim inecek kim binecek kavgalarıyla doğalda gergin olan, pandemiyle iyice herkes kendinden mesul, burası metrobüs havasına giren toplu taşımasına ve kaldırım taşı var sandığım yerde su birikintisi bulmasına hiç hazır değilim, o kısım da ayrı. Ama halkımız pandemiden korkmuyorsa ben de bir mevsimden veya yağmurdan korkacak değilim.
Paylaş