Paylaş
Twitter’da önüme yine arka arkaya belediye hesaplarının şakaları düşüyor. Kendi kendilerine espri yapıyorlar, ünlülerin tweet’lerine müdahil oluyorlar, gündem şakaları falan... “Peki şakalar dışında nasıl aran belediyelerle” dersen var bazı küçük sıkıntılarım.
Duvar bizim hayırdır?
Mesela apartman kapımın karşısında bir duvar var. Genç bireyler resim ya da komikli yazı yazıyor. Sonra belediye gri boyayla kapatıyor. Geçen boyayan görevli abiyi yakaladım. “Abisi” dedim, “Bu duvara her gün biz bakıyoruz. Bir şikâyetimiz de yok bu halinden. Sen böyle parçalı parçalı hapishane grisi atınca daha iyi olmuyor. Suç muç da yok yazılanda çizilende”. Grileri duvara çalmaya devam ederken “Onu belediyeye söyleyeceksin” dedi.
Söylerim belediyeye de; niye söylemeyeyim? “Şikâyet gelebiliyor” diyorlar, “Yo, ben sordum bizim sokağa. Bizim şikâyetimiz sizin çirkin yamalarınız, kim şikâyet ediyorsa gidin, onun duvarını boyayın” diyorum, “Aldık şikâyetinizi” diye sallıyorlar.
Bir başka gün yine heyheylenip “Bu parklardaki koşu pistlerinde, yaya yollarında ve hatta çimenlerde gezen motosikletleri nasıl yapacağız” diyorum. “Oraya Büyükşehir bakıyor” cevabını alıyorum, oraya salça oluyorum, “İlçe Trafik Müdürlüğü’nü aramak gerekir” buyuruyorlar. “Parka niye ilçe trafik baksın” diyorum ama bir yere varamıyoruz. İnat edip oraya da dadanıyorum. Onlar da benimle aynı soruyu soruyorlar: “Park orası, bizi niye ilgilendirsin?” Bir yere varamayıp helalleşerek ayrılıyoruz.
Rahmetli anneannem her fırsatta belediyeyi darlardı: “Bu ağacı kim hangi yetkiyle bu şekilde budadı”, “Bu sokak niye süpürülmüyor”. Ben de bu genetik mirasın bana verdiği yetkiye dayanarak başka başka vesilelerle aramayı sürdürüyorum:
- Merhaba, sahilde şişe kırığı olmayan metrekare bulana semtin altın anahtarını veriyorlar, siz ne diyorsunuz bu işe?
- O konuda çalışmalarımız var.
- Nasıl bir çalışma?
- Bir sosyal medya kampanyasıyla oradaki çöpleri toplatıp enstalasyon yaptırıyoruz.
İyi de ben size “Sosyal medyada retweet sayınızı arttırmak için ne yapmayı düşünüyorsunuz” diye sormadım ki. “Bu kamusal alanı adabıyla kullandırma işini nasıl yapacağız” diye sordum. Bu da tabii bir yere varmıyor. Az daha zorlasam “Oraya çimen olduğu için Gençlik Spor İl Müdürlüğü bakıyor” cevabını alabilirim zaten.
Şimdi siz “Peki sen niye işi gücü bıraktın belediyelerin telefon sapığına dönüştün” diyebilirsiniz. Çünkü internette şakacı belediyeden biraz sıkıldım. Biz de kendi çapımızda şaka yapıyoruz, sizin bütçenizle benimki bir mi, haksız rekabet oluyor gibi bir noktadan gıcıklanmıyorum. Basit basit sorulara 52 telefon görüşmesi daha yapmamı gerektiren cevaplar aldığım ve elim boş döndüğüm için gıcıklanıyorum. İstiyorum ki GIF aramaya, karikatür paylaşmaya, ilgili ilgisiz her yere mention atıp interaksiyon kovalamaya vakit ayrılmasın, oradan arttırılan vakit gündelik basit konulara ayrılsın.
Espri açığı yok
Zaten Twitter denen mecranın yüzde 60’ını şakacılık oluşturuyor. Ortada bir espri açığı yok yani. Ama telefonda beni oradan oraya sektirmeyen belediye açığı var. Şirketler bu arada rica edeceğim siz de biraz az şaka yapın. Belli bir mizaha biraz doyduk, arz yeterli. Eksikliğini hissettiğimiz mizah varyantları var, cesaretini toplayıp oradan gelebilecek olan varsa başımızın üstünde yeri olur o ayrı.
Paylaş