Paylaş
Yabancı diyarlarda ‘truth or dare’ adıyla oynanan, bizim buralarda da ‘dürüstlük mü cesaret mi’ olarak bilinen oyun üzerine düşünür buldum kendimi. Konunun başlangıç noktası az önce yanımdan geçenlerin konuşmalarından kulak misafiri olduğum şu cümle: “Bana ‘bilmemkim benim arkadaşım, geçen gün yemekteydik’ diye hava atmaya çalışıyor. Halbuki bana böyle hava atılmaz, böyle şeylerden hiç etkilenmem. Mesela konuşurken bir saniye deyip çantandan 200 bin dolar çıkarır, tak diye masanın üzerine koyarsın, bundan etkilenirim. Aaa derim ne kadar cool bir insan.”
Güldüm ama düşündüm de... Çünkü taraflardan biri ünlü tanıdıklarından bahsederek karşısındakini etkileyebileceğini düşünmüş, diğeri de beni asıl o değil, zenginlik etkiler noktasında. İnsanlarımızı etkileme potansiyeli olan şeylerin muhteşemliği üzerine düşünmeye başlayınca bir noktada pek etkilenmedikleri şeyleri de düşünmek gerekti. Buradan da dürüstlük ve cesaret hususlarına geldim. Dünyanın çeşitli yerlerinde insanları etkileyen bu kavramlar bizde kimseyi etkiler mi, peki etki kısmını bir kenara bırakırsak ‘Acaba hangisi daha geçer akçedir’, ‘Şener Şen’in ‘Namuslu’ filmindeki gibi dürüst olanı buralarda mağdur ederler mi’ gibi sorularım doğdu.
Kendim de pekâlâ cevaplarım bunları ama işimi garantiye alayım, eşim dostum arasında bu üç soruyla bir anket yapayım dedim. Beş arkadaşımdan anket usulü görüş aldım. Dürüstlük ve cesaretten mi etkilenirsiniz, masaya küt diye koyulan 200 bin dolardan mı diye sorduğum arkadaşlarımın beşi de özetle “Hiçbirinden etkilenmeyiz çünkü bu dediklerini kim kaybetmiş de biz bulalım” dediler. Etraflarında, iş çevrelerinde pek dürüst yokmuş, dürüst taklidi yapan varmış. Ona da güvenirsen bir sabah ansızın dolandırılabiliyormuşsun. Cesaretten zaten herkes başka bir şey anladı. Biri dedi “Cesaret derken bungee jumping yapmaktan mı bahsediyorsun, yoksa siyasi bir eleştiriyi tweet olarak atmak gibi bir şeyden mi?” Diğeri ‘cesaretle aptallık arasındaki çizgi’ klişesi üzerinden lafa girdi, sonra nereye gideceğini bilemedi o lafla. Masaya para koyma konusundan da dört kişi etkilenmedi. Biri etkilendi ama negatif: “Bu sığır böyle paralar kazanıyor, ben de hâlâ yüzde 3 maaş zammı alacağım diye heyecanlanıyorum enayi gibi diye sinir krizi geçiririm” dedi. “Masaya balyayla para atmalar çalışarak olmaz zaten, sen sıkma canını, ailesinden kalmıştır” dedim de az sakinledi.
‘ÇOK GÜVENİLİR ANKET’
‘Cesaret mi dürüstlük mü geçer akçedir’ sorusuna iki tip yanıt geldi, yüzde 60-40 olarak dağıldılar. Onlar da şöyleydi: 1. İkisinden de akçe makçe çıkmaz. 2. Akçe derken hangisi nakde dönebilir anlamında diyorsan cesaret geçer ama böyle ‘Çiftlik Bank’ kurup o paralarla kaçabilecek türden bir cesaret. ‘Dürüstü mağdur ederler mi’ sorusundaysa katılımcılarımız oybirliğiyle ‘Evet, üzerine tartışmaya bile gerek yok’ cevabını verdiler.
Bu noktada ‘Benim çevrem karamsarlardan mı oluşuyor’ diye düşünebilirdim. Lakin gazeteyi açıp yine bir cesur yüreğin kripto borsası kurup oradan indirdiği 2 milyar dolarla Tayland’a kaçtığı haberini görünce anketimin sonuçlarının güvenilir olduğuna ve toplumun ruh halini yansıttığına hükmettim.
Paylaş