Paylaş
İnsanlar bugünü her zaman için geçmişten daha negatif değerlendirmeye meyilli olurmuş. Ben demiyorum, mobilyacı dükkânını açamadığı için sıkıldıkça WhatsApp’tan bana saran Ercan söylüyor.
“Bir şeyler dönüyor”
Kendisi oldukça ciddiye alarak yaklaştığı pandemiden zaman içinde giderek uzaklaştı. “Bütün bunlar Bill Gates’in oyunu” noktasına gelmedi ama “Ben onu bilmem, bence bir şeyler dönüyor” bölümüne geldi. Son zamanlarda en sevdiği ünlü, Zonguldak’ta dükkânının kapısına “Maske takmadan girin” yazdığı için 24 kez ceza yiyen esnaf. Bizimki bunu son 300 yılın en cesur sivil itaatsizlik eylemi olarak görüyor.
Ama bana söylediği, bugünü daha negatif değerlendirme meselesinin bununla bir ilgisi yok. Bunu Facebook’ta okumuş. Okuduğuyla yetinmemiş, düşünüp üzerine kendi de koymuş. “Misal” dedi: “Çocukken gittiğin maçlardan hatırladığın anları say desem, hep seninkilerin kazandığı maçlardan hatırlarsın. İnsan beyni kötü anıları daha az kaydediyor.”
Söylediğinde doğruluk payı var. Bir önceki hafta “Kadınlardan daha çok arkeolog çıkar çünkü geçmişi eşelemeyi severler” yazan aforizmayı bulup getirmişti. Cevap vermememe bozuldu. Yanımda olsa gözlerimi devirmeme de ayrı bozulurdu.
Sosyalleşme çabasına destek olayım diyerek “İyi dedin de buraya nereden geldin” diye sordum. “Bu 2020 en kötü yıldı diyordum, sonra bunu okudum, aklıma yattı, sana yazayım dedim” diye cevap verdi. “2021 bana iyi geldi valla ya şimdi düşününce” diye de ekledi.
Onun adına sevindim, her aklından geçeni benle WhatsApp’tan paylaşma ya da beni not defteri olarak kullanmasına o kadar sevinmedim. Kendisini emojilerle uğurladıktan sonra da düşündüm. Hiç 2021’e girmiş gibi olmadığını fark ettim.
Yeni yıla girdikten bir süre sonra hâlâ tarih atarken el alışkanlığıyla bir önceki yılı yazma durumu olur ya... Hah işte, bu onlardan değil. Bir kere yeni yılın ilk haftasında yılbaşı kararlarının birer birer patlamasıyla gelen, elde kalan son kararların baskı oluşturması dönemi olurdu. Bu yıl karar alacak bir haletiruhiye de olmadığı için yaşanmadı.
Baktığım her yer 2020
Ayrıca neredeyse bir bütün yılı sürekli yeni gelişmeleri takip ederek geçirince pek fark da etmiyor. Hem 2020, özellikle hafta sonları bütün alışkanlıklarıyla devam ettiği için yeni yıla girebilenler bile aslında tam girememiştir diye düşünüyorum. Ercan da kendini girmiş sanıyor. Girdilerse de haftada en fazla beş günlük girmişler. Ben o beş günlük paketi de alamadım. Baktığım her yerde 2020 görüyorum.
2020’nin bana yapıştırdığı özellikleri sorarsanız, hepsi aynen duruyor. Sonsuz el yıkama döngüleri, maskeyi her seferinde evde unutup geri dönme ritüeli ve yeni gelişmelere bağımlılık… Hepsi burada. Özellikle ‘Doomscrolling’ dedikleri interneti sonsuza kadar aşağı kaydırma ve yeni bir gelişme bulma alışkanlığı beni 2020’de tutmakla kalmıyor, muhtemelen karpal tünel sendromu da kazanma yolunda emin adımlarla yürümemi sağlıyor... Hasılı, bir süre 2021’e girmeye çalışacağım, baktım olmuyor, sizinle direkt 2022’de buluşuruz.
Paylaş