Paylaş
Bu yazıdan öğrendiğimize göre kıyamet alametleri konusunda Kuran’da açık bir ayet yoktur. “Allah’tan başka kimsenin bilmeyeceği, ansızın gelecek olan kıyametin ise Peygambere de bildirilmediği Kur’ân-ı Kerim’de vurgulanmaktadır.” Ancak bazı ayetlere dayanılarak ve birbirleri ile çelişkili rivayetler kullanılarak, “zorlama yorumlar” yapılmıştır.
Dr. Seyhan kitabında bu şekilde üretilen zorlama yorumlara dayalı “kıyamet alametleri”nin 219 tanesini sıralayıp, irdelemiş.
Kıyamet türleri
Bütün bu değerlendirmelerin sonunda Süleyman Ateş konuyu şöyle noktalamış yazısında:
“Ragıb el-Isfahani’nin açıkladığı üzere üç türlü kıyamet vardır:
1- KÜÇÜK KIYAMET: Bireyin ölümü, kişisel kıyamet.
2- ORTA KIYAMET: Bir neslin yok olması, toplumsal kıyamet.
3- BÜYÜK KIYAMET: Kozmik veya küresel kıyamet.”
Teologların bu tür konularda toplumu aydınlatmaları gerçekten yararlı oluyor.
Çünkü ağızdan ağıza dolaşan, kuşaktan kuşağa aktarılan ve hiçbir dayanağı olmayan safsatalar, kitleler arasında “gerçek bilgi” şeklinde algılanabiliyor.
Kıyamete ilişkin bu tür safsataların sayısı da gerçekten oldukça fazla.
Örneğin “Kıyamet ha koptu, ha kopacak” diye insanları aldatanlar yanında “Dabbetül-arz (yerden çıkacak canlı) şudur” diye olmadık yorumlar yapanlar da var.
Herhalde sizler de “Bina ile zina arttı. Kıyamet yakın” diyenlere rastlıyorsunuzdur.
Dünyevi kıyamet alametleri
Bereket Süleyman Ateş ve Ahmet Emin Seyhan gibi ilahiyatçılar var ve bunlar, Kitap’ta olmadığı halde varmış gibi sunulanlar konusunda inananları uyarıyor.
Dünyevi konularda da bu tür aydınlatıcı bilgileri topluma sunanlara ihtiyacımız olduğunu düşünenlerdenim.
Çünkü ilahi kıyametin müneccimliğini yapanlar kadar, ideolojik kıyamet müneccimleri de çok fazla bu toplumda.
- Rejim tehlikede, bu işin sonu yok!
- Demokrasi Cumhuriyet’i yozlaştırdı, laiklik elden gidiyor!
- Bu gidişle çöker ve dağılırız!
- Çok endişeliyim, yolun sonu göründü!
Dünyevi siyasal ve ideolojik kıyamet alametlerini kendilerince sunup, bunları “siyaset” adı altında topluma pompalayanlar, ilahi kıyametin geldiğini haber verenlerden herhalde sayıca az değil.
Siyasetin üç kıyameti
İhracatın artmasını “Ama ithalat da arttı; iflas ediyoruz” diye karşılayanlar, enflasyonun düşmesini “Ama Türk parası değerlendi, biz bunu kaldıramayız” diye cevaplayanlar yok mu?
Avrupa Birliği üyelik hedefini bazıları “2’nci Sevr” diye değerlendirmiyor mu?
Bunları dinlerken, söyleyenlerin siyasi bağımlılıklarını ve ideolojik saplantılarını değerlendirdiğiniz zaman, dünyevi kıyamet alametleri konusunda daha sağlıklı değerlendirmeler yapabilirsiniz.
Parti ve ideoloji farkı olmaksızın, siyasetçiler ve onların uyduları açısından da üç türlü kıyamet vardır aslında:
1- KÜÇÜK KIYAMET: Kendi içinde bulunduğu parti veya fraksiyonda arasının iyi olmadığı kadroların yönetime gelmeleri.
2- ORTA KIYAMET: Adayı olduğu veya tuttuğu partinin seçimi kaybetmesi ve siyaset rantının rakip parti taraftarlarınca paylaşılması…
3- BÜYÜK KIYAMET: Tuttuğu partinin ve sahip olduğu ideolojinin halk tarafından reddedilmesi ve bundan sonra da hiçbir seçimin kazanılamayacağının anlaşılması.
Bize iyi ilahiyatçılar gibi iyi siyasal yorumcular da lazım.
Her şey General Kiyani’nin sadakatine bağlı
Dost ve kardeş Pakistan’da askeri diktatör Pervez Müşerref’in genelkurmay başkanlığını bırakması, BBC yorumcusu Jill McGivering’e göre “siyasi kumar”dır.
Bu tür rejimlerde “demokrasiye geçiş” adı altında sahnelenen durumlar, hep askeri vesayetin sivil siyaset üzerinde sürmesi koşuluna bağlı olarak gerçekleşir.
BBC’nin yorumcusunun görüşlerini bilmek, bu kardeş ülkenin geleceğini anlamamıza yardımcı olabilir:
“Müşerref ordunun başından ayrılarak elini zayıflatıyor; Pakistan'ın en güçlü kurumunu doğrudan doğruya kontrol etme fırsatını kaybediyor. Fakat aynı zamanda iç ve dıştan gelen siyasi baskıları da hafifletiyor
Örneğin askıya aldığı anayasayı yeniden yürürlüğe koyacağına dair bir işaret yok henüz. Ayrıca görevden alınan yargıçların da işlerine dönmesi mümkün görünmüyor.
Bağımsız ve muhalif bir yargı hala cumhurbaşkanına karşı ciddi bir tehdit oluşturabilirdi.
Bundan böyle Cumhurbaşkanı Müşerref'in güvenliği, büyük ölçüde yeni Genelkurmay Başkanı Aşfak Kiyani'nin sadakatine bağlı. Eğer sadık kalırsa yeni görevinde Müşerref'in konumunu daha da güçlendirebilir.”
Paylaş