AK Parti eleştirilerden yararlanmayı öğrenmelidir

Bizim Anadoluhisarı’nda çocuklar ve gençler halı sahada futbol oynarlarken top Zeki adındaki delikanlının ayağına geldiğinde, hem oyuncular, hem de seyirciler “Kendine hakim ol Zeki” diye tempo tutmaya başlarlardı.

Haberin Devamı

Çünkü Zeki’nin topu kendi kalesine mi yoksa saha dışına mı atacağını kimse kestiremezdi.

Siyasette de sık sık kendine hakim olamayıp, Zeki gibi topu nereye atacağını şaşıranlara rastlamıyor muyuz? Bunun son öreğini, TÜSİAD Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ’ın iktidara dönük eleştiri ve uyarı içerikli konuşmasına AK Parti’ye yakın çevrelerden gelen tepkilerden verebiliriz.

Örneğin TÜSİAD Başkanı’nın yeni Anayasa çalışmalarına ilişkin beş kriter sıralamasına AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Egemen Bağış "TBMM dışında seçmenin hükümeti denetleme yetkisi verdiği bir başka organ yoktur" diye tepki koydu.

 

Beş kriter

 

Yalçındağ'ın belirlediği kriterleri, Radikal’den alarak hatırlatalım:

Haberin Devamı

- Anayasa, cumhuriyet kazanımlarını eksiksiz yansıtmalı. Metnin tümü bir an önce tartışmaya açılmalı. Toplumun tüm katmanlarında tartışılması için zaman tanınmalı. Anayasa’nın toplumsal uzlaşmayı yansıtan metin olduğu unutulmamalı. Anayasa geçmişle hesaplaşma anlayışıyla kaleme alınmamalı.

Hafta sonunda Avrupa Birliği Komisyonu’nun eğilimlerini yansıtan kaynaklardan, Yalçındağ’ın söylediklerine benzer uyarılarla dolu bir görüş açıklaması geldi. Buna göre yeni Anayasa çalışmalarına, Türkiye’deki tüm siyasi görüşlerle Türk toplumunu yansıtan tüm kesimlerin, dahil edilmesi AB’nin de beklentileri arasında.

Önceki gün Star’daki yazısında Yargıtay Onursal Başkanı Doç. Dr. Sami Selçuk ise daha da ileri gitmiş ve şunları önermişti:

 

Kurucu Meclis önerisi

 

- Şimdi soğukkanlı, sağduyulu olma zamanı. Partiler üstü düşünme vakti.Hükümet kurmuyoruz ki, istikrar peşinde olalım. Anayasa yapıyoruz. Anayasa yapıcısına çoğulculuk, özgürlükçülük, katılımcılık ne denli yoğun ve yeğin, halkın iradesi ne denli tam yansırsa, yanılgıların ve ilerideki karşı çıkışların o denli az olacağı sağlıklı bir metin peşindeyiz… Öyleyse her şeyin hakkını verelim... TBMM, yasayla salt Anayasa yapmakla yükümlü herkesi temsil eden bir ‘Kurucu Meclis’ kursun. Herkese açık tartışmalar sonucu Kurucu Meclisçe uzlaşmayla benimsenen metin halkın oyuna sunulsun.Doğru ve sağlıklı yöntem budur.

Haberin Devamı

Yine Star’daki yazısında Prof. Dr. Mustafa Erdoğan ise endişelerini şöyle seslendirmişti:

 

Ne kadar sivil

 

- …Yeni Anayasa’nın sivil girişimin eseri olduğu doğru olmakla beraber, henüz sürecin başında olduğumuzdan bu konuda nihai bir yargıya varmak için vakit henüz erken. Şimdilik şu kadarı söylenebilir ki, bu süreci münhasıran iktidar partisi yürütür ve diğer siyasi partileri ve ‘sivil toplum’u sürecin dışında tutarsa ortaya çıkan belgeye ‘Sivil Anayasa’ demek sadece kısmen doğru olacaktır.

Demek istediğimiz şu.

AK Parti sözcüleri sivil toplum örgütlerinden gelen her eleştiriye, topun nereye gideceğini hesaplamadan şut çekmemelidir. Çünkü bu eleştiriler, nihai değerlendirmede AK Parti’nin de ve dolayısıyla sivil demokrasinin de yararına olacak görüşleri içerebilir.

Haberin Devamı

Örneğin “Sivil Anayasa” arayışlarını birileri de “Laiklik elden gidiyor” diye yorumlamaya hazırlanmıyor mu?

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Egemen Bağış, TÜSİAD Başkanı’nın üslubuna da şöyle tepki koymuş.

- Dernek ve diğer kuruluşlarımızın görüş bildirirken genel protokol kurallarına uymaları tercihimizdir. TÜSİAD'ın Sayın Başkanı'nın konuşmasında 'Sayın Gül' diye hitap ettiği kişinin, 'Türkiye Cumhuriyeti'nin Sayın Cumhurbaşkanı Abdullah Gül' olduğunu zannediyorum.

Bunları okurken de “Cumhurbaşkanı’na saygı konusunda uyarıda bulunurken Egemen Bağış acaba adresi mi şaşırdı?” diye düşünmeden edemedik.

 ŞAKA

Kraliçe ile Emir ‘Sabırlı’ya karşı mı koştular?

Haberin Devamı

Önceki günkü Hürriyet’teki “Türk’ün atı Kraliçe ve Maktum’u solladı” manşeti, İngiltere Kraliçesi Elizabeth, Dubai Emiri Şeyh Muhammed bin Raşid El Maktum ve Topkapı Koşusu’nu kazanan jokey Halis Karataş’ın bindiği "Sabırlı" adlı atın fotoğrafları ile güçlendirilmişti.

Sanki bu iki devlet başkanı ile Sabırlı koşup yarışmışlar ve at, Kraliçe ile Emir’i geçmiş gibiydi.

Bu manşete Kraliçe ile Emir’in fotoğrafları ile “Sabırlı”nın yerine, gerçekten sabırlı olanCumhurbaşkanı Gül’ün fotoğrafını koysalardı, manşet daha anlamlı olmaz mıydı?

Yazarın Tüm Yazıları