Paylaş
Bugünkü yayın sisteminde kuralları Federasyon’dan çok “Parayı ben verdim” diyen yayıncı kuruluş belirliyor. Maç saatlerini prime time reklamlarını toplamak için geç saatlere alıyor.
Kadınlar ve çocuklar futboldan kaçıyor, maçlar çocukların uyku saatinde bitiyor.
İstanbul’da bir baba-oğulun maça gidip gelmesi en iyi ihtimalle 5 saati buluyor.
Federasyon ve kulüpler play-off sistemiyle özveride bulundu. Şimdi sıra Digitürk’te...
Üçüncü bir kupa hayata geçmeli
PLAY-off sistemi hiç tartışılmadan apar topar hayata geçirildi. Yıldırım Demirören’in açıklamalarından anladığımız kadarıyla herkesin içinde bir şüphe var. Çünkü Demirören, “Federasyondan rica ettik sistemi bu yıl deneyeceğiz” diyor. Oysa tartışabilsek, bambaşka yollar bulabilirdik.
Türkiye’de 34 hafta lig maçı oynanıyordu. Bir de hiç kimseyi mutlu etmeyen Türkiye Kupası maçları. Bu bakımdan Türkiye’nin bir üçüncü kupaya ihtiyacı vardı. Adını İngiltere’deki gibi ister Süt Kupası koyun, ister Lig Kupası. Bir üçüncü kupa ile çok kolay sorun çözülebilirdi. Bu kupanın yayın hakkı da kulüpler tarafından bir yıllığına Digitürk’e verilebilirdi.
Dedim ya çok farklı formüller bulunabilirdi. Ama biz tartışmadık bile...
Play-off hamlesi alt üst etti
TÜRKİYE Futbol Federasyonu çok kritik bir “Play-Off hamlesi” ile ligi bir anlamda alt üst etti. Alt üst etti diyorum çünkü;
Lig alışkanlığımızı değiştirmemizi istiyorlar. Oysa alışkanlıklarımız öyle 1-2 günde değişemeyecek kadar köklü.
Kendimi, duygularımı ve ligimi ikinci sınıf ligler kategorisine konulmuş gibi hissediyorum.
İngiltere, İspanya, Almanya, İtalya, Fransa gibi dünyanın birinci sınıf futbol ülkelerinin uyguladığı sistemden vazgeçmek ve Finlandiya, vs vs gibi ikinci sınıf futbol ülkelerinin izinden gitmek bana bu duyguyu yaşatıyor.
Ve inanın bana bu kötü bir duygu. Bitmedi... Madem bu sistem sakıncalıydı, niye hiç tartışmadık, enine boyuna niye irdelemedik diye düşünüyorum. İşi aceleye getirmek niye. Öyle ya;
Yeni yayın ihalesi niye açılmadı?
Eğer lig Ağustos’ta başlasaydı, Play-off sistemi ortada olmayacak, konuşmayacaktık bile.
O zaman Federasyon (Mehmet Demirkol’un dediği gibi) oyunun ortasında kuralları değiştirmiş olmuyor mu?
Madem bu sistem, hem geliri artıracak, hem de heyecanı, o zaman niye yeni bir yayın ihalesi açılmadı?
Play-off sisteminde derbi maç sayısı artacağı için, belki de pek çok kanal bu ihaleye girecekti.
(Hoş, geçen ihalede bu kuralların değişeceği söylense, belki başka bir TV kanalı çok daha yüksek rakam teklif edecekti:) Bu soruları uzatmak mümkün. Ama ne yanıt verilirse verilsin tatmin olmak mümkün değil.
İşin gerçeği şu;
Spor ahlakı mı, spor endüstrisi mi?
Türkiye Futbol Federasyonu, zor durumda kalan yayıncı kuruluşun ve futbol ekonomisinin ayakta kalması için bu kararı aldı. Bu gerekçenin yanında da olabilirsiniz, karşı da çıkabilirsiniz. Hele hele yılda 450 milyon dolar gibi bir rakamı düşünürseniz, iyi de yapmış diyebilirsiniz. İtirazım yok.
Çünkü biz artık alıştık. Türkiye, “spor ahlakı mı, spor endüstrisi mi” ikileminde kaldığı her dönemde tercihini hep ikinci şıktan yana kullandı. Şike operasyonu ile birlikte bu tercih yine değişmedi. Bir sezon boyunca birbirlerini suçlayan kulüplerin bugün hiçbir şey olmamış gibi sergiledikleri duruş ve tutum da bunun bir göstergesi zaten. Kulüpler ve Federasyon “spor endüstrisi” kararını verdiklerini göre onlara şimdi başka bir görev daha düşüyor. Bu endüstriyi büyütmek. Ama nasıl; Kadın ve çocukla.
Peki ya kadınlarla çocuklar!
Bugünkü yayın sisteminde kuralları Federasyon’dan çok “Parayı ben verdim” diyen yayıncı kuruluş belirliyor. Maç saatleri mümkün olduğu kadar geç saatlere çekiliyor. Hatırlayın geçtiğimiz sezonları; 22.00’de maç başlıyordu. Çocukların uykuya daldığı saatlerde. Kış aylarında karşılaşmalar 19.00 ya da 20.00’de başlıyor. İstanbul’da bir baba-oğulun maça gidip gelmesi en iyi ihtimalle 5 saati buluyor.
Siz olsanız evladınızı maça götürür müsünüz?
Eşinizle stadyuma koşar mısınız?
Bakalım karnemiz nasıl olacak?
PLAY-off sistemi hiç tarşılmadı demiştik. “Futbolun geleceği” gibi sözlerle play-off sistemi hayata geçecek.
Buraya kadar yaşadıklarımıza bir çözüm bulmak -en azından bu sezon için- artık mümkün değil. Belli ki bu sistem uygulanacak. Ama benim başka kaygılarım var. Ciddi kaygılar üstelik. Yayın saatleri? Futbol Federasyonu maçların yayın saatlerini değiştirmeli. Değiştirmeli çünkü; - Kadınları ve çocukları futbolun bir parçası ve müşterisi yapmak istiyorsak gece vakti futbol oynatmaktan vazgeçmeliyiz.
UEFA bile gündüz oynatmaktan yana
PLAY-off sistemi hiç tarşılmadı demiştik.
“Futbolun geleceği” gibi sözlerle play-off sistemi hayata geçecek. Buraya kadar yaşadıklarımıza bir çözüm bulmak -en azından bu sezon için- artık mümkün değil. Belli ki bu sistem uygulanacak. Ama benim başka kaygılarım var. Ciddi kaygılar üstelik.
Yayın saatleri?
Futbol Federasyonu maçların yayın saatlerini değiştirmeli.
Değiştirmeli çünkü;
- Kadınları ve çocukları futbolun bir parçası ve müşterisi yapmak istiyorsak gece vakti futbol oynatmaktan vazgeçmeliyiz.
- Çocukları futbol endüstrisinin bir parçası yapmak istiyorsak, maçları onların da izleyeceği saatlere almalıyız. Türkiye’nin öncelikle tercihi bu olmalı. UEFA bile maçları gündüz oynatmaktan yana.
Kendimizi mi kandırıyoruz?
Türkiye’nin öncelikli tercihi bu olmalı. Kadından ve çocuktan futbolu kaçırarak, azgın bir azınlığın eline teslim ediyoruz. Hiçbir anne ve baba, gecenin o vaktinde evladını stadyumlara götürüp getirmiyor. Bunu aklından bile geçirmiyor.
UEFA bile mümkün olsa Şampiyonlar Ligi maçlarını gündüz oynatmaktan yana. Ama takvimde ancak hafta içi yer bulabildiği için maçları o saatte oynatıyor.
Önümüzdeki günler bizi bu sınav bekliyor; “Futbol endsütrisini gerçekten büyütmek istiyor muyuz, yoksa kendimizi mi kandırıyoruz.”
Dünyadaki diğer liglerde durum nasıl?
Arsenal Liverpool maçı 14.45’te
İngiltere Premier Ligi’nde derbiler bile gündüz oynanabiliyor. Geçtiğimiz hafta oynanan Arsenal-Liverpool maçı saat 14.45’te başlamıştı. Pazartesi harici gece maçı yok.
Almanya’da bir maç 19.30’da
Almanya Ligi’nde maçlar genellikle cumartesi günü saat 16.30’da başlıyor. 1 maç 19.30’da başlıyor. Pazar günleri oynanan karşılaşmalar ise, 18.30’da start alıyor.
İtalya’da en fazla 3 gece maçı var
İtalya Ligi’nde cumartesi günleri maksimum 3 maç gece oynanıyor. Geri kalan diğer maçlar ise pazar günleri saat 16.00’da. Bu kuralı büyükler bile bozmuyor.
İspanya’da Real ve Barça dışında yok
İspanya Ligi’nde Real Madrid ve Barcelona genelde cumartesi gecesi maçlarını oynuyor. Kalan diğer takımlar ise, pazar günü saat 18.00’de sahaya çıkıyor.
Başkanları sorgulama cesareti
ŞİKE operasyonu ile birlikte Türk futbolu kabuk değiştirmeye zorlanıyor.
Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Olmamalı da...
Neler mi değişecek, sıralayalım...
TARAFTARLIK: Rakibe saygı duymayan, “yok sayan ve yok etmeye yönelen”, kayıtsız şartsız kazanmayı hedefleyen ve kendini “vur, kır, parçala, kazan” sloganıyla ifade eden, farklı bir düşünceye ve sese tahammül gösteremeyen taraftarlık anlayışı artık değişecek.
Çünkü hepimizin daha fazla hoşgörüye, daha fazla empati yapmaya ihtiyacımız var.
YÖNETİCİLİK: Kulüpler daha demokratik bir yapılanmaya yönelmeli. “Başkan ne derse emreder ve iyi eder” anlayışı, yerini, sorgulayan ve hesap sorabilen çağdaş bir oluşuma bırakmalı. Başkan’a kayıtsız şartsız biat dönemi sona ermeli. O zaman işte bugün yaşadıklarımızın önüne geçme şansını elde edebiliriz.
Paylaş