Türk halkı sabırlı değildir

Başbakan hepimizin sabrıyla oynadığının farkında değil. Eğer bir an önce hükümette revizyona gitmez, devleti küçültmezse, toplumun nasıl tepki göstereceğine kendi gözleriyle tanıklık edecek.


Başbakan Bülent Ecevit, Türk halkının ne kadar sabırlı, ne kadar düzgün bir halk olduğunu söylüyor.

Yani, “adamları fakirleştiriyoruz, hırpalıyoruz, kafasına vuruyoruz, buna rağmen hiç seslerini çıkartmıyorlar” diyor.

Ecevit çok yanılıyor.

Tam aksine, Türk halkı son derece sabırsız. Herşeyin biran önce ve çabucak gerçekleşmesini arzular. Kestirmeden zengin oluvermek, kısa yoldan ekonomiyi düzeltmek, hiç gecikmeden demokrasiyi rayına oturtmak ister.

Başaramazsa, küser. Ancak, ayaklanıp kolay kolay sokaklara dökülmez, hakkını aramak için fazla zahmete girmez. Hakkının başkaları tarafından alınıp verilmesini tercih eder.

Bu yaklaşımda Sunni’lik çok önemli bir rol oynar. Şii’ler veya Alevi’ler haklarını ararlar. Gerekirse sokağa da iner, ellerine odun parçası alıp, Ankara’yı da basar.

Ben Başbakan’ın yerinde olsam, halkın Sunni’liğine fazla güvenmezdim. Zira bizim de sabrımızın bir sınırı var. O sınır aşıldığında, gözümüz kimseleri görmez.

Hükümet, toplumdaki patlama tehlikesinden kurtulmak istiyorsa biran önce sorumluları cezalandırmalıdır. Yani kabineyi yarı yarıya budamalı, kemerleri sıkmalı, devleti küçültmelidir.

Sabrımızın sınırlarına yaklaşıyoruz.

* * *


DEMİRBANK’I KENDİ
HATAMIZDAN KAYBETTİK

Demirbank’ın nikah töreni hazır.

Cıngıllıoğluu’nun işbirliği yaptığı HSBC, yakından tanıdığı bu canım parçayı bırakmadı. Banka’ya el kondu ancak neden el konduğunu sadece 8-10 tane yetkili biliyor. Sahibi olan Cıngıllıoğlu hariç, kimse utancından konuşmak dahi istemiyor. Zira kasaları tıklık tıklım (4 milyar dolarlık) Hazine bonosuyla doluyken Fon’a devrolmak zorunda bırakıldı.

Neden mi?

Şubat ayında, Merkez Bankası tüm piyasaya sadece 1 milyar dolarlık nakit TL pompa etseydi, bu kriz böyle yaşanmayacaktı. Hele Demirbank’ın istediği elindeki hazine bonolarına karşılık biraz nakit paraydı. O günün liderleri, liderliklerini yapamadılar, yapsalar, Demirbank gibi bankalara el konmak zorunda kalınmayacak ve bugünde bedava fiyatına satılmayacaktı.

HSBC, Demirbank’ı iyi bildiği için üstüne atladı.

Söylentiler doğruysa 300-500 milyon dolar arası bir paraya alıyor. Ancak kasalardaki 4 milyar dolarlık Hazina bonosunu istemiyor. Bunu riskten kaçmak için mi, yoksa az para vermek için mi yaptı, belli değil...

Her biri ortalama 80 milyon dolara mal olan 211 şubesi, 260 milyon dolarlık Avrupa’nın en modern bilgisayar software’i ve 1 milyon biraysel müşterisi ve şu anda 1.2 katrilyon kar yapmış olan Demirbank’ı ucuza kapatıyor.

Uluslararası kamuoyunun kuralları böyle...

HSBC, 12 yıl önce aynı koşullarda İngiltere’nin ünlü Midland Bank’ını da hemen hemen aynı koşullarda satın almıştı.

Kendi düşen ağlamamalı.

BARİ, CINGILLIOĞLU’NDAN
ÖZÜR DİLEYİN...

Devlet, Demirbank konusunda büyük hata etti.

Operasyon tam anlamıyla yüz karası.

Hortumlanmamış, çalıp çırpılmamış ve sadece Devlete güvenerek Hazine bonosu alıp piyasaları yönlendiren, Devlete destek olarak sivrilmiş bir aile bankası, tam anlamıyla arkasından uçuruma itildi.

Devlet hiç değilse bu hatasını kabul edip bir jest yapmalı. Ne yapar bilemem, ancak elini sıkıp teşekkür etmesi gereken bir insanı banka sektörü dışına itip karalamaya kimsenin hakkı olmamalı.

Artık bu kadarı da fazla...


Yazarın Tüm Yazıları