Paylaş
Genelde hepimiz PKK teröründen hemen kurtulmak istiyoruz. Görüşüne inandığımız uzmanların da, topluma reçete vermelerini bekliyoruz.
Bana da zaman zaman okurlarımdan aynı sorular geliyor:
“...Ne yapmalıyız? Bu sorunu nasıl çözeriz..”diyorlar.
Bu sorunu çözebilmek için tek reçete yok. Ben de, kendi birikimimi, diğer görüşlerine inandığım uzmanların, askerlerin ve politikacıların reçeteleriyle karıştırdım ve sizler için Ortak bir Reçete hazırladım.
Önce bazı saptamalarla işe başlayalım:
1. Kürt sorununun varlığı PKK’yı doğurmuştur, ancak örgüt bir süre sonra, Türkiye’nin yanlış reçeteler uygulaması sonucunda büyümüş, canavarlaşmış ve gündeme hakim olmuştur.
2. PKK bir Güvenlik sorunudur ve PKK ile mücadele için olayın Güvenlik yönüne ağırlık vermek zorundayız. Ancak olaya sadece güvenlik açısından bakarsak, hiçbir yere varamayız.
3. Kürt sorunu ise, siyasi-sosyal-kimlik sorunudur. Kürt sorununu Türkiye hiçbir zaman çözemeyecektir, zira beklentilerin sonu yoktur. Ancak sorunu hafifletebilir. Beklentilerin önemli bölümünü karşılayabilir. Kürt sorununda atılacak adımlar da PKK’ya desteği azaltır ve örgütü marjinalleştirir. PKK belki hiçbir zaman tümüyle yok olmaz, ancak küçülerek toplumu rahatsız edemez noktaya gelir.
4. SONUÇ: PKK ile Güvenlik güçleri mücadele ederken, Sivil İktidar da Kürt Sorununu siyasi-sosyal-kültürel-ekonomik alanda adımlar atmak zorundadır. Bugüne kadar hep tek bacakla yürüdük. Sadece güvenliğe ağırlık verdik. Diğer bacakları ihmal ettiğimizden dolayı yeterli sonuç alamadık.
YARIM ÖNLEM DEĞİL, CESUR CİDDİ ADIMLAR GEREKİYOR
Bugünkü manzara çok kötü.
Devletin refleksi hala güvenlik ağırlıklı. PKK’yı ve DTP’yi yenebilmek için Diyarbakır, Tunceli, Hakkari Belediyelerinin AKP tarafından kazanılması yeterli görülüyor. Sırf buyerel seçimleri kazanabilmek için de, sadaka edebiyatı yapılıp ekonomik yardım dağıtılıyor. Büyük ekonomik plan yok.
PKK ve DTP’de, yerel seçimleri kaybetme korkusuyla, artık açıkça birlikte çalışıyorlar. Toplum gerildikçe de demokrasi eriyor, insan hakları kısılıyor, Kürt sorunu unutuluyor ve sadece terörle mücadele ön plana çıkıyor. Devlette ne yazık ki bu tuzağa düşüyor.
Kürt sorununda mesafe alabilmek, bölge insanını rahatlatabilmek ve sonuçta PKK’dan biraz dahi olsa uzaklaşmasını sağlayabilmek için öncelikle atılması gereken adımlar var. Genelde sağlıklı düşünen Kürt ve Türk aydınlarının ortak önlem önerilerini de şöyle özetleyebilirim:
1.BIRAKIN DİLLERİNİ KULLANSINLAR:
Kürtçe, resmi yazışma dışında tümüyle serbest bırakılmalı,üniversitelerde seçmeli dilolmalı. Eğitimdeki kısıtlamalar kaldırılmalı. Kürdoloji Enstitülerinin kurulmasına izin verilmeli. Kürtçe isimlere kısıtlama kaldırılmalı. Türkçeleştirilen eski Kürtçe köy ve yer adları da geri verilmeli. Roj TV ile savaşmak yerine, kısıtlamasız-ancak yasalar dahilinde- Kürtçe yayın izni sağlanmalı. Radyo ve TV’ler serbest kalmalı.
2.İŞ ve AŞ SAĞLANMALI:
İşsiz, ümitsiz, aç ve sefil bir gencin dağa çıkıp silah kuşanmasına engel olamazsınız. Ne yapıp edip, bölgedeki iş imkanlarını arttırmak zorundayız. Sadaka dağıtarak değil, insanları eğiterek zenginleştirmeliyiz.
3.SİYASETİN ÖNÜ AÇILMALI:
Kürt sorunu ancak siyasetle çözülür. Oysa PKK da T.C Devleti desiyasetin önünü kapatıyor.Hem PKK, hem de Devlet DTP’nin bağımsız hareket etmesini önlüyor. PKK, Kürtlerin tek temsilcisi kalmak için, Devlette DTP’yi PKK’dan kopmaya zorlamak için baskı yapıyorlar. Bu durumda da DTP etkisiz kalıyor. Ne yazık ki TSK da sivil siyasetçileri kısıtlıyor. Sivillerin cesaretle politika üretmelerini önlüyor. Olayı sadece güvenlik açısından görüyor. Sorunun çözülmemesini isteyenler, çözümü PKK ile Genelkurmay arasına sıkıştırmakta ve yaygınlaşmasını sağlamaktadırlar.
4. AF MUTLAKA ÇIKMALI:
Af kelimesi, başta asker olmak üzere, Türkiye’de büyük bir çoğunluğun tüylerinidiken diken ediyor. Ancak göreceksiniz, eninde sonunda af çıkartmak zorunda kalacağız. Dağdakileri ve PKK’nın üst düzeyini başka türlü ikna edemeyiz.
5.BARZANİ VE TALABANİ İLE ANLAŞMAK ŞART:
Türkiye Kuzey Irak Kürtleriyle de barışmak zorundadır. Sürekli şekilde kavga ederek ne Barzani, ne de Talabani’yi yanımıza çekebiliriz. Onlarla belirli bir uzlaşıya girmediğimiz taktirde de, PKK’yı Kuzey Irak’tan çıkaramayız.
6. BÖLGEYE YENİ BÜROKRAT YOLLAYIN:
Bölgeye, yukarda saydığımız açılımı yapabilecek, kafa yapısı buna uygun bürokrat ve güvenlikçi gönderilmeli. Aksi halde, alınan tüm önlemler kağıt üzerinde kalır.
SONUÇ: Bütün bunları gerçekleştirebilmenin yolu yeni bir anayasadan geçer. Bugünkü anayasa kafasıyla, yargıya hakim olan bugünkü yaklaşım sürdükçe, Türkiye hiçbir yere gidemez.
Yazık değil mi ?
Paylaş