Paylaş
Başbakan Erdoğan en önemli dış gezilerinden birinin ilk etabını bugün tamamlıyor. Ardından da, Rusya’ya geçecek.
Azerbaycan lideri Aliyev ve Rusya Başbakanı Putin ilegörüşmeler, hem Türkiye, hem de Kafkaslardaki dengeler açısından hayati derecede önemli.
Bu temaslar şu gelişmeleri etkileyecek:
- Türkiye-Ermenistan sorununu rayına oturtacak veya içinden çıkılmaz derece zora sokacak. Ermenistan ile ilişkiler bozuldukça, Washington ile ilişkiler kötüleşecek ve uluslararası camianın Türkiye’ye baskısı artacak.
- Azerbaycan-Ermenistan arasındaki Karabağ sorununun çözümü ya kolaylaşacak veya tamanlamıyla karışacak. Böylece, daha da çözülemezbir noktaya gidecek. Bu olasılık Rusya’nın işine yarasa dahi, Türkiye ve Azerbaycan’ı rahatsız edecektir.
- Türkiye enerji koridoruna dönüşecek ve Kafkaslarla Avrupa arasında son derece değerli bir köprü konumuna girecek. Bu projenin geleceği de, Erdoğan’ın gezisi sırasında ivme kazanacak veya zora girecek.
Türkiye-Azerbaycan-Ermenistan ve Rusya dörtgeninde dev bir pazarlık yaşanıyor. Eğer bu satranç oyunu doğru oynanır, akıllı adımlar atılırsa, Türkiye önünü açacak.
Erdoğan’ın işi son derece zor, zira Azerbaycan, Ermenistan ve Rusya arasında bir denge oluşturabilmek cambazlık gerektiriyor.
Azerilerin bizden hiç farkı yok
Bakü gezisi çok zamanlı yapıldı.
Azerilerde bizim gibi son derece duyarlı ve hisleriyle hareket eden bir toplum. Kolaylıkla “Bizi sattınız” diyebilen, kardeş kazığı yediği sonucuna varan bir ülke.
Ankara’nınsorunu, Azerileri kızdırmadan, Ermenistan ile ilişkileri normale dönüştürmekle Karabağ çözümünü aynı anda gerçekleştirebilmek.
Ermeniler, hemen kapının açılmasını istiyor.Azeriler ise, Karabağ çözülmeden Türkiye’nin bu konuda adımatmamasını arzuluyor. Üstelikanahtar sadece Ankara’nın elinde değil. Moskova, Washington, Erivan ve Bakü kendiistedikleri senaryoyu öne sürüyorlar.
Ne olursa olsun, Türkiye’nin gözetmesi ve kollaması gereken en önemli ülke yine Azerbaycan’dır.
Belki Azerilerabartılı davranıp, Türkiye’nin uzun vadeli çıkarlarını pek gözetmeden davranıyor olsa dahi, bizim içinyeri yine de ayrıdır.
Erdoğan’ın Bakü temasları,dışardan bakılınca gayet olumlu görünüyor. Zaten farklı olması daimkansızdır.Ancak, temkinli davranmakta yarar var. Bugün kucaklaşanlar, yarın yine birbirine girebilirler.
Türkiye Kafkaslarda “ince uzun bir yolda yürüyor”. İlk adımlar olumlu, ancak yolun sonunda neyle karşılaşacağımız şimdiden bilinemez.
Sanki hiç olmayacakmış gibiydi.
Bir yandan darbe hazırlayanlar sorgulanıyor, ardı ardına iddianameler yayınlanıyor, buna karşılık medyada dolaşanDarbe Günlükleri hakkında hiçbir soruşturma gerçekleştirilmiyordu.
Düşünebiliyor musunuz, eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Özden Örnek ‘e ait olduğu hakkında son derece inandırıcı bir izlenimin yayıldığı bu Darbe Günlükleri üzerinde sürekli tartışmalar yapılıyor, ancak resmi yetkililerden kimse başını çevirip “Nedir bu ?” demiyordu.
Giderek komik olmaya başlamıştı.
Genelkurmay Başkanlığı “Biz araştırdık, ancak hiçbir somut delil bulamadık” diye işin içinden sıyrılırken, Ergenekon savcıları da pek ilgi göstermiyorlardı.
Nihayet haber geldi.
Kanal D Ana Haber-Cnn Türk Ortak Haber Merkezi muhabirleri, yakında Özden Örnek, Aytaç Yalman ve İbrahim Fırtına’nın ifadelerinin alınacağı haberini verdiler. Herne kadar Başsavcılık kaynakları, böyle bir adımın henüz gündemlerinde olmadığını söyledilerse de, ben muhabirlerime güveniyorum. Daha önce de oldu. Haberi verdiler, ardından yalanlama geldi ve birkaç hafta sonra haberin doğru olduğu anlaşıldı.
Darbe Günlükleri belki abartılı ancak, büyük bölümü doğru. Bunu Büyükanıt paşa gibi, günlüklerde adı geçen hemen herkes kabul ediyor. “bir şeyler olduğu apaçık anlaşılıyordu da, kimin ne yaptığı belirsizdi” diyen Büyükanıt gibi, kimle konuşsam aynı yanıtı aldım.
Hele Hilmi Özkök paşa’nın ifade vermesinden sonra, diğer emekli komutanlara hiçbir şey sorulmaması anlaşılır gibi değildi.
Ergenekon davası ilk defa bir darbe komplosunu araştırıyorsa, buna her şeyden önce bu günlüklerden başlaması gerekiyordu.
O adım da nihayet atılacak gibi görünüyor.
Paylaş