Paylaş
Biraz mantık sahibi olan bir kişinin Gazze’de yaşananlardan dehşet duymamasına imkan yoktur. Zavallı Filistinliler köşeye sıkıştırılmış ve dev İsrail ordusu tarafından dövülüyor. “Dövülmek” kelimesi çok hafif kalır. Açıkça katlediliyorlar. Bütün dünya ayakta, ancak ABD kol kanat gerip İsrail’in Hamas’ı iyice vurmasına yardımcı oluyor. Cinayete ortak oluyor.
İsrail’in açıklaması yetersiz:
“Hamas başımıza füze yağdırdı. İnsanlarımızı öldürdü. Sonunda bu harekatı yapmak zorunda kaldık. Hamas, iktidara geldiği ilk günden beri barış sürecini engelledi. Kendimizi korumaktan başka çaremiz yoktu...”
Bu açıklama belki çok eskilerde geçerliydi, ancak artık değil.
İsrail’in bölgede ancak kendi koşullarının kabul edilmesi durumunda bir barışa imza atacağı apaçık ortada.
İsrail verdiği hiçbir sözü tutmuyor.
Filistinlilere ait eski topraklardan söz etmiyorum, zavallıların bugünkü tapulu topraklarına hergün yeni yerleşim noktaları inşa ediyorlar. Fanatik dinci yahudiler silah zoruyla, hala toprak istila ediyorlar.
İsrail’in barışı, eşitliğe ve uzlaşıya dayalı değil. İsrail’in istediği Kudüs’ü kendi kontrolünde tutmak, Filistinlileri duvarlarla çevrili gettolara tıkmak ve tüm direnişlerini yok edebilmek.
Buna barış denmez.
Buna, İnsanlık suçu denir. Bir daha ileri giderlerse soykırım dahi denebilir.
Hamas, Filistinlilerin seçtikleri bir yönetim. Amacı, İsrail’i işgal ettiği topraklardan atmak.
Bundan daha doğal ne olabilir?
İsrail böylesine hunharca hareket ettiği sürece, Hamas tepelerine füze de yağdırır, bomba da patlatır.
Amerika Birleşik Devletleri ve İsrail, böylesine bir vurdumduymazlığı sürdürürlerse sadece bölgeyi değil, bütün dünyayı yeni bir felakete iteceklerdir.
Bugün değil, belki yarın da değil. Ancak bu yaklaşım, Tabilan’lara, El Kaide’lere, tüm siyasal islam taraftarlarına yeni güç veriyor.
İsrail ve ABD, hem kendilerinin, hem de hepimizin felaketini hazırlıyorlar.
Türkiye de giderek militanlaşır...
İsrail ile ABD’nin bu genel yaklaşımı, Müslüman-Hristiyan ayırımını biraz daha derinleştiriyor.
Taliban veya El Kaide’ye sempatiyle bakan milyonların sayısı artacak, ABD’nin Irak’ta, Afganistan’da, İsrail’in de Filistin’de, müslüman avına çıktıklarına inanacaklardır.
Yaşananların bir haksızlık olduğu ve tepki gösterilmedikçe, devam edeceğine inananlar, daha çok intihar saldırısı düzenleyecek, daha fazla bomba atacak. İsrail ile Amerikan düşmanlığı daha da köpürecek. Büyükelçilikleri, işyerleri, bu iki ülkeyi temsil eden herşey tehdit altına girecek.
Hele İran’ın nükleer silah edinmesinin önüne, artık pek kolay geçilemeyecektir.
Etkisiz kalan ve seyirci olmaktan öteye geçemeyen Arap ülkelerinin yanı sıra, Tahran bir ümit kapısına dönüşüyor. Nükleer silahını yapabildiği anda, bölgenin tartışmasız gücü olacak.
Washington, bütün bu olasılıkları acaba göremiyor mu?
Görmez olur mu?
Tabii görüyor.
O zaman ne yapmak istiyor?
İki seçenek var:
Ya, islam dünyası ve özellikle Arapların hiçbir şey yapamayacaklarına ve Filistinliler ne kadar dayak yerlerse yesinler, kıllarını kıpırdatmayacaklarından emin olduklarından dolayı, İsrail’e göz yumuyor. Bir insanlık suçunu görmezden geliyor. Yanlış hesap yapıyor. Hala dünyayı istediği gibi yönetebileceğini sanıyor.
Veya ABD, militan islamı kışkırtmak istiyor. Dinler arası bir savaşın kendi çıkarlarına, Hristiyan dünyasının çıkarlarına yarar sağlayacağını hesap ediyor.
Washington’un Irak’taki hesap yanlışlıklarını gördükten sonra, doğrusu yeni yanlışlar yapmasını doğal karşılıyorum.
Türkiye'de siyasal İslam ayaklanıyor
Filistin’de yaşananların Türkiye’yi etkilememesi imkansızdır. Şimdiden kıpırtıları görüyoruz. Bu fırsatı kullanıp, toplumu militanlaştırmak isteyenler harekete geçmeye hazırlanıyorlar.
Fanatik islamcı yaratmak, din adına insanları ölüme yollamak o kadar kolaylaşıyor ki, fazla bir çabaya gerek yok.
Bu dönemde AKP’nin iktidarda olması, bir açıdan Türkiye için şanstır. AKP bugün muhalefette bulunsa, sokaklara milyonları döküp cihad çağrısı yaptırması işten bile değildi.
ABD ile İsrail, bu yaklaşımlarını sürdürdükleri taktirde, Türkiye ile ilişkilerinin giderek zorlaşacağını da hesaplamalılar. Ankara’dan gelecek sert tepkileri hayretle karşılamamalılar.
Bu iki ülke ısrarla bir kuyu kazıyorlar. Birgün bu kuyunun içine düşecekler. Onların acınacak yerleri kalmayacak, ancak asıl faturayı bizler ödeyeceğiz. Bu bölge kana bulanacak.
Paylaş