Paylaş
Türk ve Fransız iş adamları şu sıralarda müthiş huzursuzlar. Ancak, ne yaptıklarını merak ediyorum. Seyirci durumdalar mı, yoksa kolları sıvayıp, şu sıralarda Paris’te kapıları yumruklayıp “ne yapıyorsunuz arkadaşlar” diye bağırıyorlar mı acaba?
Bağırmalı, hem de boğazları yırtılırcasına haykırmaları ve başta Sosyalistler olmak üzere, tüm parlamenterleri uyarmalılar.
Nedenleri de çok açık.
Türkiye ile Fransa arasında 10 milyar euro’ya yakın bir ticaret hacmi var. Fransa 6.3 milyan euro’luk mal satarken, Türkiye’nin satışı 3,7 milyar euro.
Müsadesi verilmiş yabancı yatırımlarda Fransa 1 inci sırada. Fiili yabancı yatırımlarda 7 inci sırada.
Ermeni diasporasını tatminden öte hiçbir yarar sağlamayacak, Fransa’nın özgür düşünceye gerçekte önem vermediğini gösterecek ve ülke yargısını da karıştıracak olan bu tasarı yasalaşırsa, Türkiye’nin AB’ye giden yolu da kesilecek. Fransa bu bölgedeki en önemli müttefiği olan Türkiye’yi kaybedecek.
Türk kamuoyu, Fransız olan herşeye tepki gösterecek. Kapılar, uzunca bir süre için kapanacak. Milyarlarca euro’luk zararlarla karşı karşıya kalınacak. Bu durumdan Türkiye, Türk firmaları ve Türk işçileri de zarar görecekler.
Ancak, Fransız politikacıların aldırdıkları yok.
Değer mi?
Ermeni kökenli Fransız vatandaşların memnun olması için böylesine bir deliliğe yer var mı?
* * *
En sağlıklı gelişme, Ermeni tasarısının (Soykırım olmadığını söyleyen veya yazanların 1 yıl hapis ve 45 bin euro para cezası cezasına çarptırılmasını öngörüyor) 18 Mayıs günü oylanmaması ve daha derindenincelenmesi için bir parlamento komitesine havale edilmesi olur.
Bu başarılamaz ve 18 Mayıs’ta oylanıp kabul edilirse, bu yasa senatoya yollanacak.
Önce, senato’nun ilgili komitesinde tartışılacak, ardından da Senato Genel kurulunda oylanacak.
Senato’nun da yasaya fazla direnebileceği sanılmıyor. Kabul edilmesi durumunda Cumhurbaşkanı Chirac’ın onaylaması için Elysee’ye yollanacak. Cumhurbaşkanı iki haftada kararını vermek zorunda. Ya veto edecek veya onaylayacak.
Başkan Chirac’ın, istememesine rağmen, Ermenilerin 400 bin oyunun yarattığı baskıya direnemeyeceği sanılıyor. Bir çıkış yolu olarak, Chirac’ın yasayıonaylayıp Anayasa mahkemesine yollaması imkanı da var.
Özetlemem gerekirse, herşey 18 Mayıs günü bitmiyor. Ondan sonra, uzun ve ilişkileri çok zedeleyecek bir sürece girilecek. Tahmin edebileceğiniz gibi, karşılıklı suçlamalar, kötü yakıştırmalar ve gerilimler yaşanacak.
Bu süreç, ilişkilere yasanın getireceği zararın daha daartmasına neden olacak.
Yine soruyorum:
Bütün bunlara değer mi?
Ermeni diasporasını tatmin etmek için bunca zarara değer mi?
* * *
İRAN DİPLOMASİSİ SATRANÇ USTASI...
Uzun yıllardan beri izlerim ve İran’ın dış politika manevralarındaki ustalığına çoğu zaman şapka çıkarırım.
İran’ın diplomasisi geleneksel olarak kalitelidir, ancak son dönemlerde, etkinliğini daha da arttırdı.
Dış politika analizlerine girmeyeceğim. Sadece bizi en yakından ilgilendiren bir kaç örnek vermek istiyorum.
- Türkiye ile ilişkilerinde son derece dikkatli davranıyor. İlk dönemlerin aksine, laik sistemimiz veya Atatürk ilkelerini artık görmezden geliyor.
- Tartışma yaratmamaya çalışıyor, birçok konuda AKP ile aynı penceredenbakıyor olsa dahi, bunu açıkça yapmıyor. Kimselerin gözünesokmuyor. AKP’yi güç duruma düşürmüyor.
- Ankara’yı yanında tutmak, Türk kamuoyunun da gönlünü alabilmek için, PKK kamplarını bombalıyor. “Bakın, Amerika’nın yapamadağını biz yapıyoruz” mesajını veriyor.
- Kürt sorununda, Türkiye ile dayanışma içinde olunması gerektiğini hepimize gösteriyor. Bunu da abartmadan, kaş göz yarmadan yapıyor.
- Irak’ın hem tümünde (Şii’ler üzerindeki gücünü kullanarak) hem de Kuzey Irak’takietkinliğini herkese hissettiriyor.
- Böylece, Türkiye’nin karşısına cepleri kart dolu şekilde çıkıyor. Nükleer enerji konusunda ABD’nin baskısını kırmaya, hiç değilse Türkiye’yi yanında tutmaya çalışıyor.
- Aynı şekilde, Nükleer politikasını da büyük bir ustalıkla sürdürmekte ve bölgenin en etkili ülkesi konumuna girmekte.
Böylesine usta, hele bir de Nükleer güç konumuna girmiş bir İran, bölgede Türkiye’yi gölgeler. Zaten Ankara’daki rahatsızlıkta bu olasılıklardan kaynaklanmıyor mu?
Paylaş