PaylaÅŸ
DP kurultayı kelimenin tam anlamıyla bir kaos görüntüsü verdi. Hiçbir hesap tutmadı ve yaşananlar, Merkez sağ’daki büyük kavgayı çok net şekilde ortaya koydu. En sonda söyleyeceğimi baştan açıklayayım: DP’deki liderlik mücadelesi daha yeni başladı.
          Â
KimseÂbu sonucu beklemiyordu.
          Â
Ben de Hüsamettin Cindoruk’a fazla şans vermemiştim.
          Â
Kamuoyunun eski politikacıların tekrar sahneye çıkmalarını pek istemediği izlenimi vardı. Hele Hüsamettin beyin, tüm yeteneklerine karşı, uzun süre politika dışında kalmasını ve DP kadrolarıyla teması kaybetmiş olmasının önemli bir dezavantaj sayılacağını hesaplamıştım. Buna karşılık Demirel’den destekliydi. Ancak bu desteğin ne kadar etkili olacağı da sorgulanıyordu.
          Â
Gençlerin kalbi M. Ali Bayar’dan yanaydı.
          Â
Bayar geleceÄŸinÂliderleri arasında yer alması gereken bir insan. Dünya’ya bakışı, kültürü ve yetenekleriyle Türkiye’ye yakışır bir siyasetçi kiÅŸiliÄŸi var. Talihsiz bir baÅŸlangıç yapmış olabilir. Genç adam. Önünde daha uzun süre var.Â
          Â
Süleyman Soylu’yu kamuoyu pek tanımadığımdan dolayı, hakkında fazla bir bilgi de yoktu. Partiyi bırakıp gitmesi ve sonra yeniden geri dönmesi yakışmamıştı. Tansu Çiller ve Fethullah Gülen tarafından desteklendiği konusundaki söylentiler kimseyi ilgilendirmedi. Herkes birini destekleme hakkına sahiptir. Ayrıca Uslu’ nun bu iki ismin desteğini alması da önemliydi.
Genel tahmin, DP kurultayının ne Hüsamettin beyi, ne de Bayar’ı seçeceÄŸi idi.ÂSüleyman Soylu kazanacaktı.
Nedeni de, kurultay delegelerinin O’nun tarafından seçilmiş olmasıydı.
Hiçte beklendiği gibi olmadı. DP delegelerinin kendilerini seçen lidere biat etmedikleri anlaşıldı.
DP Kurultayının iç entrikalarını ve perde arkasındaki gelişmeleri yakından izleyenlerle konuşunca nasıl bir karmaşa yaşandığı anlaşılıverdi.
DP kurultayı adeta gelecekteki Merkez Sağ liderinin seçimi yarışına döndü. Akp’nin kan kaybetmesi, herkesin ağzını sulandırıyor. Merkez Sağ’daki boşluğu doldurup, gelecek seçimlerde partiyi kontrolü altına almak isteyen güç merkezleri Kurultayı adeta istila ettiler.
          Â
Süleyman Demirel, tüm ilkelerini yıkıp, TV’lere dahi çıkıp Cindoruk’u destekledi. Güniz sokakta son dakikaya kadar toplantılar yapıldı. Buna rağmen,  Cindoruk ilk turda beklenen oyu alamadı. Bu durum da Demirel kampının moralini bozdu.
          Â
Mehmet Haberal ekibi tam saha press yaptı. Perde arkasında başarılıydılar. Kendilerine sempati duyan delegeleri etkileme yarışındaydılar.
          Â
Tansu Çiller ve Mesut Yılmaz da sahayı boş bırakmadılar. Kendileri yoktu, ancak arkadaşları oradaydı. Partinin yönetimine kendi arkadaşlarının girebilmesi için büyük mücadele verdiler.
          Â
Gözler, uzun süredir politikaya soyunacağı söylenen , Tobb baÅŸkanıÂRıfat HisarcıklıoÄŸlu’ nu aradı. HisarcıklıoÄŸlu, bu tutumuyla yarıştan çekildiÄŸi iÅŸaretini vermiÅŸ oldu.
          Â
Sonunda, bu kadar karışıklık arasında ite kaka Cindoruk çıktı, ancak kendi deyimiyle, emanetçilik yapıp, eğer hala birileri kaldıysa, ANAP ve DYP sempatizanlarını toplayıp, bayrağı genç bir lidere bırakacağının işaretlerini verdi.
          Â
Kurultaydaki manzaraya baktıktan sonra, yine de en çok dikkat çeken kişinin M. Ali Bayar olduğunu herkes kabul ediyor. Belki bugün kazanamadı, ancak şimdiden DP’nin iplerini eline alabilecek tek aday olduğunu gösterdi.Kurultaydaki performansı son derece etkileyiciydi.
          Â
Bundan sonra bütün gözler DP üzerinde olacak. Zira bu parti hala lider arayışında. Cindoruk, ileri sürdüğü gibi, Merkez Sağ’ı toparlar ve gelecek seçimlerde dümeni genç bir adaya bırakırsa, Türk demokrasisine büyük bir katkıda bulunmuş olacak.
                                 Â
*Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â*Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â*
Â
TÜRKAN SAYLAN HEP GENÇTİ...
Prof. Dr. Türkan Saylan mutlu öldü.
Son anına kadar gözleri pırıl pırıldı. Hele Ergenekon baskını olayı, onu adeta diriltivermişti.
Ne yazık ki, Türk kamuoyunun bir bölümü Saylan’ı daha çok son gelişmelerle tanıdı. Oysa, yaşamı boyunca kendini bu topluma adamış, cüzzam ile mücadeleyle başladığı  kampanyalarını bugüne kadar taşımıştı.
Böylesine mütevazi, içten ve insanların sağlığı ve iyiliği için çalışan kişilerin başımızın üzerinde yeri vardır. Saylan’ı, laikliğin abidesi veya AKP’ye muhalif bir ses diye değil, hayatını insanlığa adadığı için alkışlamalıyız. Zira unutmayalım ki, siyaset gelip geçicidir. Kalıcı olan insanlardır.
Nur içinde yatsın...
          Â Â
PaylaÅŸ