Paylaş
28 Şubat davası, kamuoyunda sağlıklı bir tartışma başlattı.
Acaba bu dava belirli sınırlar dahilinde mi tutulsun? Yani, operasyona katılan TSK, Genelkurmay ve onun emrindeki Batı Çalışma Grubu (BÇG) çervesinde mi kalsın, yoksa genişletilsin mi?
Genişletmekten anladığımız, 28 Şubat' a alkış tutan, destek veren sivil kesimleri de yargıya taşımak. Örneğin, sürece destek veren kimi siyasi parti liderleri, milletvekilleri, sendikalar, sivil toplum örgütleri, medya ve üniversite mensuplarının da davaya katılmalarının sağlanması isteniyor.
Ben bu yaklaşıma karşıyım. Bundan dolayı da, birçok saygıdeğer yazar ve düşünür tarafından sert şekilde eleştiriliyorum. Onların görüşlerine saygı duyuyorum, ancak önemli çekincelerim var.
Eski, cadı avına dönüştürülmüş davaları bir düşünün...
27 Mayıs - 12 Mart - 12 Eylül darbeleri sonrasındaki yüzlerce sanıklı ve onlarca yıl süren davalardan söz ediyorum. Hangisi aklınızda kaldı? Hangisi adalet dağıttı? Sanık olarak gözaltına alınanların büyük bölümü beraat etti, kimsenin haberi yok. Unutuldu gitti. Geriye sadece acılar, düşmanlıklar kaldı.
Eğer bu kişiler somut bir suç işlemişlerse yargılansınlar, ancak sadece destek verdiklerinden dolayı gözaltına alınıp , mahkemelerde süründürülmeleri bu toplumdaki bölünmüşlüğü biraz daha arttıracak, başka hiçbir şeye yaramayacaktır.
O dönemde benim de çok canım yandı.
Benim canımı yakan meslekdaşlarımı da, siyasi liderleri de unutamam. Hele askerin sözcülüğünü yapan, tepeden bakıp, benim gibi farklı düşünen meslekdaşlarını yok etmeye çalışanlar hala ortadalar. Üstelik hala büyük büyük laflar ediyorlar.
Bütün bunlara rağmen ben “Cadı avına” karşıyım.
Ergenekon-Balyoz gibi davalara bakmak dahi, ne demek istediğimi anlatmıyor mu?
Bu davalarda görülen aşırılıklar, hukuk dışı uygulamalar, cadı avını andıran gözaltılar, toplumun vicdanında yara açmadı mı? Gerçek suçlular, bu fırsattan istifade, kendilerini kurtarabilecek noktaya gelmediler mi?
28 Şubat bir zorbalıktır, bir dünya görüşünün diğeri ile çatışmasıdır. Paylaşmak istemeyen "Benim dediğim olacak" diyen bir yaklaşımın yansımasıdır.
Ben yine de, yüzlerce sanıklı, dibi görünmeyen, iz bırakmayan bir dava yerine, hızla bitirilecek ve direkt sorumlularla sınırlı kalacak bir yargılamayı tercih ediyorum.
28 ŞUBAT’ I DESTEKLEMEK SUÇ OLMAMALI (!)
Şimdi yazacaklarım size ters gelebilir. Ancak gelin, madalyonun bir de öbür yanına bakalım.
Suç işlemiş, komploya bizzat dahil olmuş, desteğin ötesinde iktidarı devirme planlarına katkıda bulunmuş olanlardan söz etmiyorum.
Onlar yargılansınlar, umurumda değil.
Ancak bir de 28 Şubat' ı fikir olarak destekleyenler var ki, onların yargılanması, benim “Fikir özgürlüğü” anlayışıma ters düşüyor.
Bir gazeteci neden yazılarıyla 28 Şubat fikrini desteklemesin?
Bir siyasetçi neden aynı desteği vermesin?
Eğer demokrasi ise, eğer “Fikir özgürlüğü” ise, onlar da neden görüşlerini açıklamasınlar?
Tekrar edeyim, başkalarını hedef gösteren, komploya katılanlardan söz etmiyorum. Görüşleriyle destek verenlerden söz ediyorum.
Eğer biz bu ülkede gerçekten “Fikir özgürlüğü” peşinde koşuyorsak, o zaman kimseye, geriye dönüp "O gün söylediklerinden dolayı yargılanacaksın" dememeliyiz.
Eğer, o görüşlerinden dolayı yargılanacaklarsa, bırakın kamuoyu vicdanında da yargılansınlar. Nitekim bugün yargılanıyorlar ve kaybediyorlar.
Artık farklı düşünme dönemine girme zamanı değil mi?
CHP’ DEN DAHA NET BİR TUTUM BEKLERDİK...
Kılıçdaroğlu' nun 28 Şubat konusundaki hukuk vurgusu son derece yerinede, ancak benim gibi çok kişi, sosyal demokrat bir partinin liderinden, bu dava için çok daha net bir tutum bekledi.
Kılıçdaroğlu' nun muhalefet lideri olarak, iktidarın her yaptığına karşı çıkmak gibi bir tutkusu var. Belirli konularda bunu anlayışla karşılansa dahi, ilke olarak bazı tutumların iç politika hesabına sokulması kabul edilmiyor. Üstelik, CHP' nin eski darbelerle iç içelikleri ve özellikle de 28 Şubat sürecine verdiği destek yeterince geçmişini gölgeliyor. Ülkenin demokratları, şimdi çok daha farklı ve net bir tutum bekliyorlar.
Siz önce darbeye karşı çıkın.
“Ama” lı , “Ancak” lı destek değil. Çok açık net bir şekilde iktidarın arkasında durun, ardından yine eleştirinizi yapın.
Paylaş