Bu Fener’i tutmak giderek güçleşiyor...

Haftasonu yine üç büyükleri izledik. Doğrusunu söylemek gerekirse, FB’nin hızı azalacağına artıyor. Bu takımı tutmak giderek güçleşiyor. Eğer 12 Aralık’taki GS maçını da kazanırlarsa, daha şimdiden şampiyonluklarını ilan edebilecekler. Tabii, ikinci devre BJK’nın geçen yılki hatasına düşmezlerse...

Cumartesi günü FB’li olmak isterdim.

Aynı gün hem GS’ ın, Pazar günü de BJK’ın maçları vardı.

GS, dişli Malatya ile karşılaştı. İlk devre ne yapacağını tam olarak bilemeyen bir takım görüntüsü verdi. İkinci devreye çıkarken, maça asılacaklarını hissettirdiler. Asılmasına asıldılar, ancak yetmedi. Necati’nin arka arkaya 3 gollük pozisyonu harcaması ve tabii yenilen ilk goldeki defans hatası, GS’ ın Malatya’ ya takılmasıyla sonuçlandı.

Hemen ardından, büyük ümitlerle FB-Trabzon maçını izlemeye koyuldum. Maç Trabzonda yapılıyordu ve bu takım liderliğe oynuyordu. Yani, ne yapıp edip FB’yi yenmesi gerekirdi. Penaltı golü ümitleri söndürüyordu ki, FB’nin 10 kişi kalması yine hepimizi ayaklandırdı.

Ancak neredeeee...

FB, sanki 10 kişi kaldıktan sonra daha da hızlandı. Daha da etkili oynamaya başladı. Trabzon ise, büyük takım olmadığını, hala Anadolu takımı gibi hareket ettiğini gösterdi.

Fenerliler takımlarıyla gurur duymalılar.

Daha şimdiden şampiyonluk yolunda emin adımlarla ilerliyorlar.

12 Aralık’ta FB- GS maçı var. Hemde Ali Sami Yen’de oynanacak. Eğer o engeli de aşabilirlerse, Fener’i durdurmak çok imkansızlaşır.

Pazar günü de Beşiktaş’ı izledim. Onların durumu GS’dan kötü. Garip bir havaları var. Sanki maçı kazanmak istemiyorlarmış gibi bir havadaydılar. Doğrusu Pazar günkü galibiyeti Rize’lilere kaçırdı. BJK, beraberliği güç kurtardı.

Hele tribündeki cinayete değinmek dahi istemiyorum. Bu konuyu hala ciddiye almadığımız anlaşılıyor.
* * *

EMEK PLATFORMUNUN NE İSTEDİĞİ ANLAŞILAMADI

Emek Platformu Cumartesi günü dev bir gövde gösterisi yaptı. Ankara’ da 100 bin kişiyi aşan sendikalıları bir araya getirdi.

Son derece etkileyici bir olaydı.

Ancak, kendilerinden özür dileyerek, neyi protesto ettikleri ve neden ettikleri tam anlamıyla anlaşılamadı. Emek Platformu ile toplum arasında bir iletişim sorunu yaşanıyor.

Hükümet SSK hastanelerini Sağlık Bakanlığına devretmek istiyor. Tüm sigortalıların, askeri hastaneler de dahil olmak üzere, her yerde tedavi görebilecekleri bir sistem oluşturmaya çalıştığını belirtiyor. 2005’ te genel sağlık sigortasına geçileceğini açıklıyor.

Emek Platformu buna karşı çıkıyor.

Yapılan konuşmaları, verilen demeçleri dinledim, anlamadım.

Gösteri görkemli, renkli ve etkileyici idi, ancak sendikalar bu tepkilerini kamu oyuna tam anlamıyla yansıtamadılar. Neden karşı çıktıklarını, ileri sürdükleri mantığı kavrayamadık.

Aynı gösteride, hükümetin Köy İşleri Genel Müdürlüğünün kapatılması kararı da yerden yere vuruldu.

Neden ?

Yine pek anlaşılamadı.

Anlaşılan bir şey vardı. O da, işçilerin ekonomik koşullardan şikayetçi oldukları, Felluce’ de Amerikan askerlerinin yaptıklarına tepki duyduklarıydı.

Bilmem yanılıyor muyum ?
* * *

HÜKÜMET BU HATAYI YAPMAMALI...

Son çıkan haberler doğru ise, çok yazık olacak demektir.

“Azınlık Hakları”raporuyla epey gürültü çıkaran, Başbakanlık İnsan Hakları Danışma Kurulunun (İHDK) lağvedilip yerine tamamen özerk bir İnsan Hakları Ulusal Kurumu adıyla yeni bir Kurul oluşturulacağı belirtiliyor.

Ne kadar tipik bir ” RESMİ TEPKİ “ değil mi ?

Bir danışma kurulu kuruyorsunuz. Size farklı görüşler getirsin, ufuklar açsın istiyorsunuz. Bu kurulun içine bir birinden değişik düşüncedeki insanları seçiyorsunuz. Son derece uygar ve Avrupaya giden yolda takınılması gereken bir tutum sergiliyorsunuz.

Herşey buraya kadar iyi.

Sonra, bu Kurulun içinden resmi görüşlerin tam tersi bir rapor çıkıyor ve kıyametler kopuyor. Aman efendim, rapor yerden yere vuruluyor. Kurul reddediliyor, hazırlayanlar lanetleniyor.

Neden biliyor musunuz ?

Sadece, resmi söylem dışına çıktıklarından, farklı düşündüklerinden dolayı.

AKP hükümetinden beklediğimiz “Rapor farklı bir görüş getiriyor. Ancak bunları bir paylaşmıyoruz” diyerek, tartışmayı kapatmasıydı. AKP, ne yazık ki kendinden önceki hükümetler gibi hareket etti. Resmi politika dışındaki görüşleri hazmedemediğini gösterdi.

Ben hala neden İHDK’ nın kapanması gerektiğini anlayabilmiş değilim . Bizi, Avrupaya taşıyacak olan bir hükümete yakışmayan bir tutum.

* * *

(Bu yazı, Posta Gazetesinde ve aynı gün Hürriyet Gazetesinin tüm dış yayınlarında, Hürriyet internet sitesinde (www.hurriyetim.com.tr) Milliyet internet sitesinde (www.milliyet.com.tr) ve Daily News ekibi tarafından tercüme edildikten sonra hem ana gazetede, hem de Daily News internet sitesinde (www.turkishdailynews.com.) yayınlanmaktadır.)
Yazarın Tüm Yazıları