Asker, sivil yargıya güvenemiyor

Genelkurmay Başkanlığının, Çankaya’ya yolladığı gerekçeli itirazın en önemli yanı, Askerin sivil mahkemelerde yargılanmasının, kışlaya siyaset sokma tehlikesine dikkat çekmesidir. Eğer iyi çalışan bir yargımız olsaydı, askerin böyle bir kaygı duyması inandırıcı görülmezdi. Ancak, şimdi ne yazık ki hak veriliyor.

Haberin Devamı

Pazar günkü Milliyet’te Fikrat Bia’nın manşetten verilen haberi, bize acı bir gerçegi hatırlattı.

 

Bila haberinde Genelkurmay Başkanlığının, Askerin bazı koşullarda sivil mahkemelerde yargılanmasına itirazınıngerekçelerini açıkladı. Genelkurmay bu gerekçeli itirazını Cumhurbaşkanına yollamış. Gül , hükümetin görüşünü de alıp, bugün veya yarın yasayla ilgili kararını verecek.

 

Ne yazık ki, aslında devrim niteliğindeki bir yasa değişikliği, çok aceleci şekilde ve yangındanmal kaçırır gibi yapıldığından dolayı, kamuoyunda ters karşılandı. Sanki TSK’ya son dakikada bel altıvurmak için planlanmış gibi algılandı.

 

Haberin Devamı

Keşke normal prosedür izlenmiş olsaydı. Komisyonlardan geçirilip, gerekli görüşler alınıp yasalaştırılsa, TSK ile iktidar arasındaki güvensizliğin artmasının da önüne geçilebilirdi.

 

Yasa değişikliği, sakıncaları yok edilip gerçekleşse,tam bir devrim sayılırdı. Bu defa yarım yamalak bir şey oldu.

 

AKP, DOKUNULMAZLIKLARDA NEDENISRAR EDİYOR? YARGIYA GÜVENMEDİĞİNDEN, ABUK SOBUK VE SİYASİ GEREKÇELERLE SAVCILARIN HAREKETE GEÇMELERİNDEN KORKTUKLARI İÇİN...

 

Genelkurmay Başkanlığının gerekçeleri içinde beni ençok düşündüreni, Askerinsivil mahkemelerde yargılanmasının “kışlaya siyasetin girmesi” anlamına geleceğine dikkat çeken bölümüydü.

 

İleri sürülen gerekçe ile Ak Parti’nin (AKP), milletvekili dokunulmazlıkları konusundaki direnci hemen hemen aynı kaygıları taşıyor.

 

AKP, ilk başlarda, dokunulmazlık konusunda çok duyarlıydı. Yolsuzluk, suistimal, hakaret gibi adi suçlarla ilgili dokunulmazlıkların kaldırılması gerektiğini söyleyerek iktidara geldi.

 

Sonra değişti...

 

Haberin Devamı

Nedeni de, yargıya güvenememeleri.

 

Savcıların, en basit konularda dahi yapılan başvuralar için, yeterli ve gerekli incelemeyi yapmadan, sorumluluk almak yerine, topu hemen mahkemeyeatma alışkanlıkları AKP’yi korkuttu.

 

Korkmakta haksız da değiller.

 

Hele böylesine cepheleşmiş ve birbirinin gözünü oymanın “politika yapmak” olarak algılandığı bu ülkede, savcılarımız ne yazık ki gereken süzgeç görevini yerine getiremiyorlar.

 

Dokunulmazlıklar kalktığı anda, siyasi nedenlerle, yalan dolan, hatta komplo oyunlarıyla milletvekili avına çıkanların sayısındapatlama yaşanacağı ve her başvurunun da hiçbir ön incelemeden geçmeden mahkeme kapısına bırakılacağından emin olabiliriz.

 

Haberin Devamı

Savcılarımız ön araştırma yapmaya, süzgeç rolü oynamaya zorlanmadıkça veya bu role alıştırılmadıkça da, kimse dokunulmazlıkları kaldıramayacaktır.

 

Yargıya güvensizlik ne yazık ki, bu ölçüde yaygın...

 

ASKERİN İTİRAZININ EN TEMEL NEDENİ DE AYNI. TSK, SİVİL SAVCILARIN, ÖNLERİNE GELEN HER BAŞVURUYU, İSTER KASITLI, İSTER KOMPLO OLSUN, KABUL EDECEKLERİNDEN KAYGI DUYUYOR

 

Askerin, yasaya itirazlarının arasındaki en temel yaklaşımın içeriği de, AKP’ninkine benziyor:

 

Yargıya güvensizlik...

 

Doğru bir itiraz.

 

Neler yaşanabileceğini düşünüyorum ve Genelkurmay’a hak veriyorum.

 

Askere sinirlenen, çıkarı bozulan, TSK’dan çeşitli nedenlerle intikam almak isteyen her Allahın kulu, somut verilere dayanmadan savcıya ihbarda bulunacak. Savcılar da, bugünküuygulamayı sürdürürlerse, her gelen şikayeti hakimin kapısına bırakacaklar.

 

Haberin Devamı

Buna bir de, Genelkurmay Başkanını eklemek gerekecek. Genelkurmay Başkanları da –eğer yasada önlem alınmazsa- her türlü yargı tuzağına açık yaşayacaklar.

 

Bu açılardan bakacak olursak, Gül’ün Sivil MahkemeYasasını geri göndermekten başka çaresi yoktur.

 

Cumhurbaşkanı, göz göre göre böylesine derin sorunlar yaratacak bir yasayı onaylamadan, gereken değişikliklerle, kötü niyetli girişimleri önlemek için, yasaya sübap unsurlarının eklenmesini istemesi doğaldır.

 

Ancak, burada asıl üstünde durmamız gerekennokta, yargı reformudur.

 

Yargı reformu gerçekleştirilmediği sürece, bu ülkede hukuk sağlam direkler üstüne oturtulmadıkça, yapay önlemlerle hiçbir yere varamayız.

 

Haberin Devamı

Her kişi kurum veya siyasi görüşe göre, hukuk farklıişletildiği sürece, Devleti yeniden yapılandıramayız.

 

Avrupa Birliği, boş yere “yargı reformu yapmak zorundasınız” diye tepinmiyor. Bizim görmek istemediğimizi, onlar görüyorlar.

 

Gerisi, sadece laf kalabalığıdır.

 

 

Yazarın Tüm Yazıları