Paylaş
Cumhurbaşkanı Gül, orta yolu tercih etti.
Belki kimseleri tatmin edemeyecek ve hemen hemen her yönden eleştiri alacak, ancak bu koşullarda en doğrusunu yaptı.
Aslına bakacak olursak, Cumhurbaşkanı iktidar partisinin yapması gerekeni yaptı. Son dakika golü atmak yerine, ortaya çıkabilecek sakıncaları da dikkate aldı. Askerin kaygılarının giderilmesine işaret etti. Gerilimi de uzatmadı. Önünde süresi olmasına rağmen, çabuk hareket etti. Toplumdaki tartışmaların temposunu düşürdü.
Cumhurbaşkanı’nın onay gerekçesindeki en önemli unsur, AB kriterlerine uyum gereğine dikkat çekilmesiydi. Askerler, AB’nin bu konuda hiçbir beklentisi olmadığını belirttiler, oysa tam aksine Avrupa Birliği’nin en çok üstünde durduğu noktalardan biri Askerin sivil denetime girmesidir. Bu yıl içinde gerçekleştirilmesi gereken kriterlerin başında gelmekteydi. Eninde sonunda da karşımıza çıkacaktı.
Gül bu açıdan da doğrusunu yaptı. Reformlar konusunda hiçbir şey yapmayan Türkiye’ye Brüksel’de rahat bir nefes aldırttı.
ŞİMDİ SORULAN SORU ŞU: ACABA AKP İKTİDARI GÜL’ÜN TAVSİYELERİNİ DİNLEYECEK Mİ, YOKSA TÜRBAN KONUSUNDA OLDUĞU GİBİ, GÖRMEZDEN Mİ GELECEK ?
Şimdi, bundan sonrasına bakmamız gerekiyor.
Kesin olan tek unsur, CHP’nin bu yasayı Anayasa mahkemesine götüreceğidir. Son kararı onlar verecekler. Anayasaya aykırılık, öylesine herkese göre değişen bir yorum şekline bağlı ki, en iyisi Anayasa Mahkemesinini kararını beklemektir.
Diğer önemli soru ise, AK Parti’nin (AKP) Cumhurbaşkanı’nı dinleyip dinlemeyeceği ile ilgili. Askerin bazı kuşku ve kaygılarını dikkate alıp, gereken düzenlemeleri yapacak mı ?
Yoksa, görmezden mi gelecek ?
AKP’nin sabıkası var.
Türban ile ilgili yasayı onaylarken de, Cumhurbaşkanı bazı tavsiyelerde bulunmuş ancak AKP oralı olmamıştı. Bu tutumuyla da, büyük hata etmişti. Eğer Gül’ü dinlemiş olsalardı, onca gerilim yaşanmaz,krizlerden geçilmezdi.
Bakalım bu defa nasıl olacak? Her ne kadar AKP’li Bekir Bozdağ, Cumhurbaşkanının uyarısını dikkate alacaklarını ve gerekli düzenlemeleri yapacaklarını söylediyse de AKP’de son karar mekanizması her zaman olduğu gibi yine Başbakan Erdoğan olacak.
Yani herşey Başbakan’ın iki dudağı arasında. O ne derse, öyle yapılıyor. Parti yöneticileri, gerekenin yapılacağını söylemelerine rağmen, yine de Erdoğan’ın kararı beklenecek.
Başbakan, Asker ile gerilimi sürdürmek niyetindeyse, ya hiçbir düzenlemeye gitmez veya kimseyi tatmin etmeyecek sudan bir değişiklikle yetinir.
Ben Başbakan’ın işi bu noktalara kadar götüreceğini sanmıyorum.
BAŞBAKAN, KOMUTANLARIN ORADAN ORAYA SÜRÜKLENMESİNİ ENGELLEMEK, ASKER DE ARTAN SİVİL DENETİMİ İÇİNE SİNDİRMEK ZORUNDADIR.
Yeterince gerginlik yaşandı ve mesajını da verdi.
Erdoğan’ın AKP’si, Cumhuriyet tarihimizde , Türk Silahlı Kuvvetlerini sivil denetime sokma yolunda adım atan ve bu yönde cesaret gösterebilen ilk sivil iktidar oldu.
Bu, kendi başına son derece önemli bir politik karardır.
Eğer bundan sonrasını, gerçek sakıncaları bertaraf edebilecek değişikliklerle getirebilirse, o zaman bu başarısı tescillenmiş olur.
Hiçbir iktidar Askeriyle kavga etmez ve etmemelidir.,
Asker de, başlayan bu yeni dönemi içlerine sindirmek ve değişen koşullara göre hareket etmek zorundadırlar. İktidar, nasıl Komutanlarının oradan oraya sürüklendirilmesini önlemekle sorumluysa, Asker de “dediğim dediktir” yaklaşımından vaz geçmelidir.
Paylaş