Vodafone, yeni CEO’sunu yerlilerden seçecek

Vodafone Türkiye’nin genel müdürlük koltuğu neredeyse 2 aydır boş…

Haberin Devamı

Eski CEO Atila Vitai, Londra’ya döndü, yerine ise bir Türk yönetici aranıyor. Londra’daki merkezin anlaştığı yerli ‘beyin avcısı’ bir süredir arayışlarını sürdürüyor.

Benim edindiğim bilgiye göre yeni genel müdürün profili şöyle olacak: ‘Yerli CEO’ olması ilk koşul… İkincisi, yeni yöneticinin tüketiciye yakın olması hedefleniyor. Yani hızlı tüketim ürünleri ya da bankacılık sektörünü iyi tanıyan biri olabilir. Üçüncüsü, CEO adayı teknolojiyi de iyi bilenler arasından seçilecek.,

Peki yeni CEO kim?

Bu sorunun yanıtını herkes merak ediyor. Benim bilgilerime göre şu anda 3 önemli aday var. Birincisi, büyük bir teknoloji şirketinde görev yapıyor. İkinci aday bankacı, üçüncüsü ise ülke dışında görev yapan bir Türk yönetici… Görüşme ve değerlendirme süreci devam ediyor. Her an atama yapılabilir.
/images/100/0x0/55eb1807f018fbb8f8aaa20c
Yerli yöneticinin yükselişi

Geçmiş yıllarda Türkiye’ye giren yabancı şirketler, CEO’larını da beraberinde getirirdi. Son yıllarda ‘yerli’ yöneticiye güven arttı, onun yanına bir de ‘CFO’ (Finans direktörü) koymaya başladılar. Bunu hızlı tüketim, banka ve finansta açıkça görüyoruz. P&G ve Unilever gibi iki dev, yerli CEO’larla çalışıyor. Yabancıların satın aldığı ya da ortak olduğu bankaların tamamında Türk yöneticiler görev yapıyor. Başarılı teknoloji şirketleri de öyle…

Daha önce Aria’nın başına (Aycell ile birleşti Avea oldu) da İtalyan yönetici atanmıştı. Ancak, şirket bir türlü beklenen atağı yapamadı, zayıf kaldı. Sonunda önce Cahit Paksoy, ardından da Cüneyt Türktan CEO koltuğuna oturdular. Bunun meyveleri de son birkaç yıldır toplanıyor. Avea, daha atak bir strateji izliyor, abone ve satış rakamını sürekli artırıyor.

Haberin Devamı

Ekonomide yeni dönemi Nasıl okumak gerekiyor?

Anayasa Mahkemesi’nin AKP hakkındaki kararından sonra herkes ekonomiye yönelik beklentilerini gözden geçiriyor, yol haritasını yeniden çiziyor. Deyim yerindeyse, para piyasasında da ‘hesaplar yeniden’ gözden geçiriliyor. Ancak, sbu gibi dönemlerde ‘aşırıya kaçıp’ yanlış hesap yapmak da mümkün. O nedenle birkaç konuya dikkat çekip, ‘yeni dönemi’ algılamaya katkıda bulunmak istiyorum:

1. AKP kararı, Türk ekonomisinin önünü açtı, hisse senedi, tahvil ve bütün varlıklarının değeri arttı. İç dinamiklere bağlılık bir ölçüde azaldı.
2. Ancak, bu, her şey güllük gülistanlık anlamına da gelmemeli. Cari açık başta olmak üzere değerli YTL ve bazı siyasi sorunları unutmamalı.
3. ‘Önümüz açıldı, uçuyoruz’ havası yanlış olur. Çünkü, artık tamamen global piyasalara bağlı haldeyiz. Dünyanın, özellikle ABD’nin nereye gideceğine de dikkat etmeliyiz.
4. ABD ekonomisinin yönü hakkında hala farklı görüşler var. Bazı ekonomistler ‘en kötünün’ görünmediğini, ‘Ekim ayında’ yeniden bir dalganın oluşacağını ileri sürüyor. Bazı ekonomistler ise ‘en kötünün’ temmuz ayında görüldüğünü, düzelmenin başladığını iddia ediyor. Bu dünyayı olduğu gibi, Türkiye’yi de etkileyecek.
5. ABD’yle ilgili iyimser beklentiler arttı. ABD’de 54 önemli ekonomist arasında düzenli olarak yapılan anketten ‘resesyon’ olasılığının azaldığı mesajı çıkıyor. Nisan ayında ankete katılanların yüzde 67’si ‘şu anda resesyondayız’ yanıtını vermiÅŸti. Temmuz ayında bu oran yüzde 19’a gerilemiÅŸ. Hepsinden önemlisi, ‘Gelecek 12 ayda resesyon olur’ diyenlerin oranı yüzde 19’da kalıyor.Â
6. Son olarak yeni haberlerin geldiği, piyasaların coşkulu ya da üzüntülü olduğu dönemlerde işlemden kaçınmak lazım. Örneğin, dün bazı hisseler yüzde 10 yükselip, sonra açıldığı yere geri döndüler. En üstten alanların belki birkaç ay daha beklemeleri gerekecek. O nedenle iyi düşünüp karar vermek gerekir diye düşünüyorum.

Haberin Devamı

10 bin cep telefonu dükkanı Gelecekte ayakta kalabilecek mi?

Anadolu’ya seyahatlerimde bir konu hep dikkatimi çekmiştir. Nereye gidersem gideyim, şehir merkezi başta olmak üzere, onlarca cep telefonu dükkanı görmüşümdür… Küçük bir şehirde bu kadar dükkanın nereden para kazandığını da merak etmişimdir.

Geçenlerde Teknosa Genel Müdürü Mehmet Nane ile teknoloji perakendeciliğini konuşurken, bu konuyu da konuştuk. Gözlemlerimde yanılmadığımı, ‘cep telefonu mağazası enflasyonu’ gerçeğinin ciddi boyutlara geldiğini rakamlarla gördüm.

Tekno-perakende hızlı büyüyor

Evet, gerçekten de teknoloji perakende alanı hızlı büyüyor. 2007 sonu itibariyle 2.5 milyar doları beyaz eşya olmak üzere 10 milyar dolarlık büyüklüğe ulaşmış. Tam 32 bin satış noktası var. Bunların 7 bin 500’ü beyaz eşya bayilerinden oluşuyor.  Sıkı durun, bunun 10 bin adetini cep telefonu dükkanları, bayileri oluşturuyor. Diğer sektör ve ürünlere yönelik olanlara da 24 bin 500 satış noktası kalıyor.

Cep telefonu kazandırır mı?

Ben bu kadar cep telefonu dükkanına şaşırdım. Her ne kadar başka ürünleri de satsalar bile, cep telefonuna dayalı bir işin riskli olduğunu düşünüyorum. Çünkü, önümüzdeki yıllarda Teknosa benzeri zincir mağazaların sayısı artacak. Turkcell, Avea, Vodafone, hatta Türk Telekom kendi bayilerini kuracak, daha organize bir şekilde tüketiciye ulaşacaklar.

Bir başka önemli gerekçe ise düşen kar marjları… Artık o kadar büyük rekabet var ve ürün fiyatları o denli hızlı düşüyor ki, bir gün para kazanmak çok zorlaşacak.

O nedenle bu işi yapan girişimcilerin, sürekli sektörü yakından izlemelerini, iş modellerini gözden geçirmelerini, mümkünse bir kurumsal yapının içine (bayi) dahil olmalarını öneririm.
 

Yazarın Tüm Yazıları