Reel sektörden 10 kritik mesaj

Geçen hafta içinde kamu ve özel sektör temsilcileriyle, reel sektörü tartıştığımız bir yuvarlak masa toplantısı düzenledik.

Haberin Devamı

Capital’in Ocak sayısı ile birlikte dağıtılacak Geniş Açı dergisinde yayınlanacak bu toplantıya şu isimler katıldı: Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Doç. Dr. Yavuz Cabbar, Denizli Sanayi Odası Başkanı Müjdat Keçeci, Kocaeli Sanayi Odası Başkanı Yılmaz Kanbak, Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği Başkanı Ahmet Nakkaş ve İş Bankası Genel Müdür Yardımcısı Adnan Bali…

Çok ayrıntılı ve uzun bir konuşma oldu. Konuşmacılar reel sektördeki son tabloyu çok iyi ortaya koydular. Ben konuşmalardan çıkan 10 önemli saptamayı sizler için özetledim. Bir ölçüde reel sektördeki son durumu gözler önüne sermesi açısından bu başlıkların önemli olduğunu düşünüyorum:

1. Bu kriz, geçmişteki gibi değil. 2001 yılında bilirdik ki, dışarıya çıkınca pazar bulabiliriz. Şimdi öyle değil, ihracatta zorlanıyoruz.

Haberin Devamı

2. Şimdi malı verince parayı alamama riski var. Herkes nakitte kalmaya çalıştığı için ödeme döngüsü büyük ölçüde durdu.

3. Çok sayıda şirket krize yüksek maliyetli stoklarla yakalandı. Demir-çelik, bunların başında geliyor.  Türkiye’deki 16 demir-çelik fabrikasından 7’sinde üretim durdu

4. Tekstil ve konfeksiyonda işletme sayısı 10 bin düzeyinde. Son birkaç yıldır sektörde doğal seleksiyon yaşanıyor, çok sayıda kişi işsiz kaldı. Önlem alınmazsa reel sektörün yüzde 30’u tasfiye olabilir.

Yeni önlemler kapıda mı?

5. Aslında şu anda zora giren ya da batan şirketlerde krizin etkisi yok. Onlar geçmişten gelen sorunlar nedeniyle zora girdiler. Global krizin hasarları henüz başlamadı.

6.  Cansuyu kredisi iyi işlemiyor. KOSGEB onay verse bile bankalar müthiş imtina ediyorla/images/100/0x0/55eabf92f018fbb8f894318br. Onlar da yılın ilk 6 ayında reel sektörde yaşanabilecek sıkıntıdan korkuyorlar

7. Kocaeli’nde 250 bin kişi çalışıyor. Eylül-kasımda her ay ortalama 2 bin 500 kişi çıkarıldı. Ancak, alt işvereni tespit etmek zor. Bazı işverenler ücretsiz izin ve gelecek yıl iznini bile kullandırdı. Artık yeni işten çıkarmalar gelebilir

8. Özel sektör görünmeyen bir dayanışma içinde. Bayi ağını ayakta tutmak için destek veriyor, sürekli yapılandırma yoluna gidiyor. Batışı engellemek için büyük bir çaba var.

Haberin Devamı

9. Bankacılık sektörü esas sorunu ve gerçek tabloyu ‘yıl sonu dönemsel faiz ödemelerinin’ performansında görecek. İşin rengi büyük ölçüde ilk çeyrekte ortaya çıkar.

10. Bir de iyi haber. Alım grupları geleceği göremedikleri için, kısa vadeli siparişlere yönelecekler. Burada Türkiye’nin yakınlık avantajı var. Sipariş programı olmayacağı için, bize yönelebilirler.  Uzakdoğu’nun şansı bu durumda azalır


REEL SEKTÖRE 2009’DA 6.6 MİLYAR TL DESTEK

Amerika son 1 yılda değişik kurtarma ve canlandırma paketleri açıkladı. Buna rağmen gözler yeni Başkan Obama’nın paketinde… Yükselen borsalarda bu paketten çıkacak bol sıfırlı desteğin etkisi de büyük…

Bizim cephede ise beklentiler bitmiş değil. İş dünyasında hükümetten canlandırma ve reel sektöre destek talepleri devam ediyor. Açıklananlar hiçbir şekilde yeterli bulunmuyor. Ancak, hükümet, yaptıklarının ve açıkladıklarının önemsiz bulunmasından şikayetçi…

Haberin Devamı

Bu görüşü geçen hafta içinde Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Prof. Dr. Nazım Ekren’den dinlemiştim. Sonra birkaç üst düzey bürokrattan da duydum.

Prof. Dr. Ekren, bu görüşünü, CEO’larla yaptığı sohbette de dile getirdi ve bir de tablo paylaştı. Sayın Bakan’ın, kopyası dağıtılmayan sunumda yer alan tabloyu, konuşma sırasında not etme şansım oldu. Orada 2008 yılında sağlanan ve 2009 yılı için planlanan destek rakamları vardı.

Bakan Ekren’in hesabına göre hükümet 2008 yılında özel sektöre 1.7 milyar YTL’nin üstünde destek sağlamış. Meclis’ten yeni geçen 2009 bütçesiyle birlikte bu rakam 6.6 milyar YTL’ye yaklaşacak. Yani yüzde 282 oranında artacak.

Haberin Devamı

Baktığınızda rakamlar gerçekten büyük. Artışlar anlamlı görünüyor. Ancak, bu tabloyu birkaç işadamı ve yönetici ile paylaştım. ‘Bunlar önemli. Önemsenmeyecek destekler. Dünyada global bir kriz olmasa, bizi müthiş etkilerdi. Ancak şimdi yetersiz görünüyor’

değerlendirmesini yaptılar. Onlara göre, durma, kapanma ve işçi çıkarma aşamasına gelen tesisleri ayakta tutmak için biraz daha hızlı davranılmalı.

ECZACILARA KÖTÜ HABERİM VAR

Türkiye’de 23 bin civarında eczane var. Bunların yaklaşık 5’te biri İstanbul’da faaliyet gösteriyor. Dışarıdan bakıldığında karlı bir iş gibi görülse de, gerçek öyle değil. Yılda 300-400 yeni eczane açılıyor, sayıları kesin olmasa bile bir o kadar da kapanış yaşanıyor. Giderek kalabalıklaşan, karlılığı azalan bir iş haline dönüşüyor.

Haberin Devamı

Rakamlar da bu gerçeği destekliyor. Türkiye’deki 7 bin 800 eczane ayda 20 bin YTL ciro yapıyor. Kar marjının yüzde 10 düzeyinde olduğu dikkate alınırsa, aylık gelir 2 bin YTL’de kalıyor.

Buna rağmen işi çok iyi olanlar da var. Yaklaşık 2 bin eczane, toplam cironun yüzde 70’ini gerçekleştiriyor. Sağlık sektörünün önde gelen isimlerinin katıldığı bir toplantıda dinlemiştim. Eczanelerin yüzde 30’u da mali açıdan zorda.

Bir de yeni uygulama geliyor

Bütün bunların üstüne bir de yeni uygulamalar yolda… Bunlar arasında en önemlisi ise zincir eczanelerin açılması olacak… Aldığım bilgiler, zincir eczane uygulamasının başlayacağı yolunda… Sanıyorum bundan kaçış pek mümkün olmayacak.

Çünkü, hükümet, zincir eczaneler yaratarak, sağlık harcamalarını daha iyi kontrol etmeyi planlıyor. Böylece karşısına çok sayıda ezacı değil, az sayıda şirket yöneticisi çıkabilecek. Pazarlık şansı artacak, ödediği bedel düşecek.

Bu eczacılar kadar, ilaç üreticileri için de kötü haber… Zincir eczaneler, tıpkı büyük market zincirleri gibi ilaç üreticilerinin karşısına güçlü bir ÅŸekilde oturacaklar. Onlar da kendi koÅŸullarını, fiyatlarını zorlayabilecekler. Â

Yazarın Tüm Yazıları