Paylaş
Şimdi yeni bir kitabı çıktı. ‘Drive’ adını verdiği bu kitapta, aslında iş dünyasında çalışanları gerçekte nelerin motive ettiğini, yöneticilerin ise hangi yanlışları yaptığını anlatıyor.
Hakikaten ilginç bir de yaklaşım getirmiş. ‘Artık klasik havuç ve sopa yöntemi geride kaldı, işe yaramıyor’ tezini savunuyor. Eski moda yöntemlerle, örneğin çok çalışan para, yan haklar ve terfi ile ödüllendirmenin anlamsızlaştığını söylüyor. Yeni dönemde çalışanları motive etmenin yeni yöntemlerinin olması gerektiğini söylüyor. Buna da bilişim dünyasındaki gibi bir isimlendirme yapıyor.
Biliyorsunuz, bilişim dünyasında yeni yazılım ürünlerinin isimlerine 1,0 ve 2,0 gibi versiyon numaraları verilir. Pink de yeni dönemde ‘Motivasyon 3.0’ (Motivation 3.0) yaklaşımının öne çıkacağını savunuyor.
Peki neler yanlış, neler değişecek?
-Motivasyon 1.0 hala uygulamada ama antik dönemden kalma yöntemlerle yapılıyor.
-Motivasyon 2.0, iki düşünceye dayanıyor. Size yarar sağlayan bir eylemi ödüllendirmek ve zarar eden eylemi ise cezalandırmak… İşler daha iyi yapılıyorsa, o zaman da ödülün dozunu artırıyorsunuz.
-Motivasyon 2.0’da çalışanlar dışarıdan ödüllendirilir. Buna ‘Tip x’ diyoruz. Etkin olmayan bu yöntem, aynı zamanda kötü davranışları geliştiriyor ve bazen de derinleştiriyor. Tıpkı Enron’da olduğu gibi…
Havuç ve sopanın sonu
-Havuç ve sopa yönteminin 7 ölümcül zararı var: Motivasyonu öldürür, performansı azaltır, yaratıcılığı çökertir, iyi davranışları engeller, hileyi teşvik eder, kısa vadeli düşünceyi teşvik eder ve bağımlılığı artırır.
-2008’de başlayan ekonomik kaosun bir sorumlusu da Motivasyon 2.0 yaklaşımıdır.
-Şimdi sıra bu yaklaşımı ‘güncellemeye’ (Upgrade) etmeye geldi. Bu da ‘içten/yürekten’ kaynaklı ödüllendirmeye dayalıdır.
-Bu sistemin temelinde ise şunlar yer alır: Ne yapmak istiyorsan yap, fırsat varsa yakala, verdiğin sözü yerine getir.
Patronlar, güveni nasıl kazanacak?
Dün Davos’taki toplantılardan birinin başlığı ‘Liderlikte Güvenin Tesisi’ idi. Konuşmacılardan biri de Doğuş Holding Başkanı Ferit Şahenk olduğu için ilgiyle izledim.
Şahenk’in, ‘Her şeyi bir kenara bırak yeniden inşa etmeliyiz’ sözü dikkatimi çekti. Metro CEO’su Eckhard Cordes’in, ‘Güven olmadan piyasa ekonomisi işlevini sürdüremez. Güven, başa çıkmamız gereken karmaşıklığı azaltır’ sözleri çok önemliydi.
Konuşmaları dinleyince, aklıma Harvard Business Review dergisinin son sayısındaki araştırmanın sonuçları geldi. Prof. Michael Segalla tarafından yapılan araştırmanın başlığı ‘Şirketlere İnanç’ adını taşıyor.
Şirkete güven, patrondan fazla
Araştırma, 2009 yılı ikinci yarısında, 700 yönetici arasında yapılmış. Segalla, şu ilginç sonuca ulaşmış… Yöneticilere, ‘şirketlerine olan güvenleri’ sorulmuş 3 olmuş. Patronlara güven sorulduğunda ise 2.7 oranına ulaşılmış.
Davos’daki konuşmaları, bu araştırmayla üst üste konunca, önümüzdeki dönemin en önemli sorununun ‘güven’ olduğu bir kez daha öne çıkıyor. Özellikle de patron ve CEO’ların işi zor. Onların güveni yeniden inşa etmesi için, çalışanlarının, iş ortaklarının ve halkın kalbini kazanmaları gerekiyor.
Paylaş