Yok edilen derelerinde notaları da ölen şehir

GEÇTİĞİMİZ hafta Çankaya Belediye Başkanı Bülent Tanık’ın bir açıklaması dikkat çekici idi. Tanık, Ankara’nın bütün su kanallarını kaybetmiş bir kent olduğunu anlatıyor, kenti sularına kavuşturmak için yürütecekleri çalışmaları açıklıyordu.

Haberin Devamı

Tanık ayrıca, Keçiören Belediye Başkanı Mustafa Ak’ın da İmrahor Çayı’nı Keçiören’e akıtma planı olduğunu mutlulukla dile getiriyordu.
İlginçtir..
Normal kentlerde yönetimler, akarsulara sahip çıkıp güzelleştirmek için çırpınırken, biz Ankara’da hepsinin üzerini kapatıp geçmişiz..
Üniversite kenti olmamız gerekirken, gerçekten olmayı bir türlü beceremediğimiz gibi..
250 binin üzerinde üniversite öğrencisi yaşadığı halde, Ankara’da sınırlı sayıda alanın dışında öğrenci göremezsiniz.
Daha doğrusu Ankara’nın aynı zamanda bir öğrenci kenti olduğunu, sokaklarında hissedemezsiniz..
Keza müzik için de öyle durum..
Türkiye’nin en başarılı müzisyenlerini yetiştirmesine rağmen, Ankara’nın Türkiye’de müzik endüstrisi adına önemli bir ‘okul’ olduğunu kimselere kabul ettiremezsiniz..
Eskişehir’e yolunuz düşerse, narin bir sarmaşık gibi kenti ikiye ayıran Porsuk Çayı’nı görmenizi tavsiye ederim./images/100/0x0/55ea1d85f018fbb8f86c2a7f
Kente kattığı havayı, Eskişehir’in öğrenci kimliği ile nasıl şık biçimde bütünleştiğini..
Hem de sanata, kültüre, müziğe katkısını..
Karat meselesi..
GECE GECE
Bu düşüncelere dalıp gitmişken, elektronik posta kutuma sevgili arkadaşım Yıldıray Yıldız’dan bir not düştü. Yıldıray, Ankara’nın MÜYAP üyesi olan tek yapım firması PROSES’in ortaklarından..
Yıllardır, müzik piyasasında Ankara’nın hat ettiği yeri alması için yürekten çaba gösteriyor. Bunun ilk somut örneğini, 2-3 yıl önce Karnaval Grubu’na albüm yapıp, onları müzik dünyasına kazandırarak ortaya koydu.
Yıldıray, gönderdiği son elektronik postada yine güzel bir haber vermiş..
Yaklaşık 10 yıl önce kurulan Ankaralı ‘gecegece’ grubu, “Duymadın mı?” adını taşıyan ilk albümlerini çıkarmış.
Aralık ayının ikinci haftasında raflardaki yerini alacak olan albümün ilk klibi “Rana”yı daha önce izleme şansım olmuştu.
Gerçekten beğenmiştim..
Değişim böyle çalışmalarla, başarılarla, emek vere vere gerçekleşecek.
gecegece’nin yaptığı gibi..
Değişimin karşısında durmak tarih boyunca mümkün olmadı..
Olacağını da sanmıyorum..
Bugün için bizlere çok uzak görünse bile Ankara da değişecek, değişimden olumlu yönde nasibini alacak..
Belki derelerine tekrar kavuşacak..
O derelerin kenarlarındaki kafelerde, üniversite öğrencileri resim yapacak, spor yapacak, müzik yapacak..
Ankara, yok edilen derelerinde notaları ölen şehir olmaktan çıkacak..
Dereler Ankara’yı süsleyecek, şiirler ve notalar dereleri..
Neden olmasın..?

 

 

Yazarın Tüm Yazıları