İLERİYİ görme becerisine sahip sivil toplum kuruluşları, fikir adamları ve yöneticiler, yıllardır Ankara için doğru bir öngörüde bulunurlar.
Ankara, sağlık turizmi ve kongre turizmi için ’biçilmiş kaftan’dır..
Çevresindeki kaplıcalar, doğal güzellikler, teknolojik imkanlarla donatılmış sağlık merkezler ile desteklenebilse, iyi tanıtılabilse, turist çekmemesi için hiç bir neden yok.
Aralarında tek tük salt ticarethane mantığı ile işletilen hastaneler olsa da, Ankara’da çok iyi özel hastaneler, sağlık merkezleri var.
Benim hayalim, hepsinin Bilkent’te bulunan TSK Elele Vakfı Rehabilitasyon Merkezi’nin yakaladığı standartları yakalayabilmesi..
Diğer taraftan, Başkent olması nedeniyle Ankara için kongre turizminin de yükselen bir değer olması beklenebilir. Ama ne yazık ki bu konuda da yıllardır kimse kılını kıpırdatmaz. Hatta kıpırdanmak bir yana, resmi kurumları İstanbul’a taşıyıp Ankara’nın içini boşaltmak için derin bir ihtiras sergilenir..
Oysa İstanbul’da yapılan uluslararası toplantı ve kongrelerin, ’pre-congress’ denilen ön toplantılarının Ankara’da yapılması bile önemli bir hareketlilik demektir. Bu devlet kurumlarının elinde olmasına rağmen, devlet tuhaf biçimde Başkent’inde turist ağırlamak istemez.
Kıskançlık ile yola çıkıp, Eskişehir yolunda olduğu gibi yüz binlerce ton demir ile hilkat garibeleri inşa etmeye kalkmak ise, Ankara’da kongre turizmine katkıda bulunmaz..
Sadece birilerinin cebini doldurur..
Geçen hafta, hayatımda ilk defa böbrek taşı ile tanıştım.
Ve ilk defa Ankara’nın beni her zaman rahatsız eden bir özelliğinin, şifa verdiğini keşfettim..
Ankara’nın binlerce mühendislik hatası ile dolu eğri büğrü, yamalı, kasisli, bozuk yollarında araba kullana kullana, taşım böbreğimden çıkıp, kanala girdi.
Belki de bu yüzden, Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’e teşekkür etmeliyim..
Taşı kanala, onun mühendislik harikası caddeleri, sokakları soktu.
En çok faydayı da, üzerinde seyrederken lunaparkta bugi bugiye binmiş hissi veren, Seyfi Saltoğlu Bulvarı’nda gördüm..
Ankara’yı bir türlü kongre turizminin, sağlık turizminin merkezi yapmayı beceremeyen yöneticilere belki ilham kaynağı olur.
Kent girişine bir pankart bile asılabilir:
"Bu kentin cadde ve sokakları, böbrekte taş bırakmaz..!"