ANKARA, maaşı hesabına her ay ‘devlet garantisi’ ile yatan memur kenti olarak algılanır. Harcanacak para hem garantilidir, hem de totalde miktarı az çok kestirilebilir.
Ankara’da AVM’lerin ticaret hacmi açısından İstanbul’un önüne geçmesinin altında yatan en önemli neden de zaten budur.. Ankara’ya yapıştırılan ‘memur kenti’ yaftasına rağmen, ben Ankara’nın ekonomik açıdan eski Ankara olmadığını düşünüyorum. Yalnızca ekonomide değil, yaşamın her alanında durum böyle.. Hatta kültür sanatta bile.. Örneğin Ankara Hürriyet’in düzenlediği Genç Nota Liselerarası Müzik Yarışması.. Üçüncü yılında Türkiye’nin en büyük gençlik organizasyonu haline geldi. Önceki gün Kocatepe’de sevgili Hicri Bozdağ ile Orta Dünya Kafe’de oturup çay içtik, sohbet ettik. Sohbete sonradan müzik adamı Musa Göçmen de katıldı. Müzik alanında yaptıkları, Ankara’nın değil Türkiye’nin sınırlarını aşmış durumda.. Bir başka örnek, Proses.. Yıllar sonra Ankara’nın da artık MÜYAP’a üye olan yapımcı bir firması var. Prodüksiyon yapabiliyor, profesyonel müzik albümlerinin altına imza atıyor. Netvizyon’a bakıyorum, Ankara’nın ilk ‘media park’ını kurmuş. Üstelik hiç de küçümsenmeyecek bir yatırım ile.. Sadece bu firmalar değil elbette. Ankara’da ilkleri başaran yüzlerce firma var ve bu firmalar 5 yıldır Ankara Hürriyet’in sayfalarında başarı öykülerini bizlerle paylaşıyorlar. Ve dün.. Ankara Sanayi Odası’nın Meclis toplantısında Başkan Nurettin Özdebir, ‘Ankara Sanayiinde Durum Tespiti ve Beklentiler’ anketinin sonuçlarını açıkladı. Anketin sonuçları, Ankaralı sanayicinin 2010 yılına büyük bir umutla baktığını gösteriyor. Rakamlar ise üretimden satışa çok ciddi artışlara işaret ediyor. Ankaralı sanayicinin gerçekleştirdiği ihracatta, geçen yılın Mart ayına göre yüzde 22’lik bir artış var. Bu artışla birlikte Ankara’nın yaptığı ihracat, 10 milyar dolara yükseliyor. ASO Başkanı Nurettin Özdebir’in konuşmasının finalinde yaptığı çağrı da, kayda değer: “Biz ASO olarak her şeyin başı üretimdir diyoruz. Üretim olmadan istihdam olmaz, kalkınma olmaz, refah ve huzur olmaz, istikrar da olmaz. Üretimi mutlaka artırmalıyız. Bu nedenle bütün politikalar gibi siyasi tartışmaların odağında da üretim olmalıdır.” Ankaralı sanayici her geçen gün daha çok üretiyor. Sadece sanayici değil, teknoparkları, müzisyeni, bilim adamı, yazarı, düşünürü, yerel yönetimi ile Ankara artık hem ekonominin hem yaşamın her alanında daha çok üretiyor. ‘Memur kenti’ kompleksini üzerimizden atmanın bence tam zamanı.. Dünya değişiyor, Türkiye değişiyor, Ankara değişiyor..