Paylaş
Yıllardır aynı arzuyla yanıp tutuşuyor müzik dünyamızdaki kahramanlar''... Türkiye sınırları aşmak ve adını dünya müzik piyasasında duyurmak... Klasik müzik alanında çoktan gerçekleşen bu ‘‘rüya’’ya, pop müzik cephesinde ancak 2000'li yıllara doğru yaklaşılmaya başlandı. Atılan bu adımlar hiç de fena değil...
Bir kaç ismin bir iki denemesiyle başlayıp domino taşları gibi başka isimlere sıçradı. Galiba genç kuşak müzisyenler ‘‘abi ve ablaları’’nın tam tersine artık şunu kavradı: ‘‘Dünya müzik platformunda bir iki başarıyı ülkelerinde reklam malzemesi dönüştürmekten daha önemli bir şey var, o da ‘‘dünya projeleri’’nin sürekliliğini sağlamak. Kaldı ki gelişmiş ülkelerde de sınırlar çoktan aşıldı ve yabancı prodüktörler ilgilerini çeken her pazara göz kırpmaya hazırlar. Bizdeki bireysel çalışmaların ötesinde Tarkan, Sezen Aksu, Rafet El Roman ve Mustafa Sandal örneğinde şunu görmek mümkündü: Böyle bir ‘‘sınır ötesi denemede’’ sektörün desteğinin ne kadar önemli olduğu. Ne zaman ki sektör güçlendi, oradan gelen destek uluslararası platformda ağırlığını koydu, bu Sony ve Polygram'ın altyapı çalışmalarıyla oldu, sınırları aşmak konusunda epeyce yol alındı. Elbette şirket desteği kadar ‘‘artistlerin’’ yetenek, karizma ve ‘‘star’’ vasıfları da rol oynuyor. Şimdilik sadece yabancı şirketlerin ‘‘politikaları’’yla kolaylaşan bu dünyaya açılma hayali, umarım gelecekte çok güçlü bir Türk Müzik sektörüyle olağan hale gelecek. Çünkü hep derim ya, şu batıya kendimizi sevdirelim kompleksimizden sıyrılıp sektör olarak ciddiye alınmayı ve böylece sanatçımızın da zaten dünya pazarında bir birey olduğuna inanmaya başlamayı hedeflememizi tercih ediyorum.
‘Bana Trabizon’i anlat’
Etrafımızda yaşanan tüm gürültü, patırtılı ve üzücü olaylarla rağmen bayram tatilinizi huzurlu bir şekilde geçirmenizi diliyorum. Ve bu huzurlu günlerde son derece keyifli ve sakinleştirici etkisi olduğuna inandığım bir albümü tavsiye etmek istiyorum. Elimde Senem Diyici'nin ‘‘Tell Me Trabizon’’ isimli çalışması var. Paris'ten sonra şimdi de Amsterdam'da yaşayan Diyici, bana göre tek kelimeyle mükemel bir albüm yapmış. Dinlediğinzde sizi alıp çok başka yerlere götürebiliyor. Karadeniz bölgesinin birbirinden güzel ezgilerini Senem Diyici Quartet, caz ve bana biraz da new age süzgeçinden geçirerek dinleyeciyi sunuyor. Bir ses virtüözü olduğunu düşündüğüm Diyici çok sık albüm yapan bir sanatçı değil, ancak yaptığı zaman gerçekten kaliteye imza atıyor.
Pek çok yabancı müzisyenin yer aldığı albüm sessiz ve sakin bir biçimde dinleyicisine sokuluyor. Nenni ile başlayan Karadeniz serüveni favorilerim arasında yer alan ‘‘Denizden’’ isimli parçayla noktalanyor. Arada ise mutlaka dinlenmesi gerektiğine inandığım ‘‘Çoban Kızı’’, muhteşem bir müzik ziyafetinin sunulduğu ‘‘Trabizon’’, ‘‘Arzu Gızım’’ ve ‘‘Eskiden Kalan’’ gibi ‘‘duraklar’’ yer alıyor. Pürüzsüz ve kesinlikle dünya çapında bir albüm...
Konserler tehlikede
Metallica'nın 13 Haziran'da İstanbul'da ‘‘sahne alacak’’ olması kuşkusuz pek çok rocksever gibi beni de mutlu etti. Geçtiğimiz yıl sadece The Rolling Stones'un stad konseriyle yetinmek zorunda kalmıştık. Bu yıl ise Metallica'nın dışında planlanan bazı etkinlikler var, ancak bütün bu organizasyonlar Türkiye'nin siyasi ortamına bağlı. Öğrendiğim kadarıyla pek çok ünlü sanatçı ve topluluğun menacerleri Türkiye ile konser anlaşması yaparken sözleşmelere bazı maddeler ekletiriyorlarmış. Buna göre sanatçı eğer ülkemize gelmeyi herhangi bir nedenle sakıncalı bulursa, son anda vazgeçebilecekmiş. Şu günlerde bu tarz işlerle uğraşan herkes buna benzer sorunları çözmekle meşgul. Bunların ‘‘ucuz’’ mazeretler olduğunu düşünebiliriz, ancak gerçekçi olduğumuzda adamların çok da haksız olmadığını görüyorum. Umarım birgün bu ülkenin siyasi ve ekonomik koşulları ve bu tür organizasyonlara izin verecek altyapılara ulaşmış olur.
Paylaş