Türkiye'nin bütün problemi çeteler ve mafya olsa keşke!

Kurthan FİŞEK
Haberin Devamı

Türkiye'nin suyunu iyiden iyiye çıkardık... Müzik zevklerimiz değişti. Kürt müziğini batılı hemşehrilerimiz, laz müziğini arapsoylularımız, caz müziğini kim duyarsa dinliyor.

Aslında, ‘‘sentez’’ yapıyoruz.

* * *

İslamköylü hasbabavatandaşımız da değişti.

Beethoven'i özümledi. Dinar belediye bandosundan beşinci senfoniyi dinleyeceğine, csosundan dokuzuncusunu dinliyor.

Değiştik dedik ya...

Bir öncekisi (Özal) zâten değişmişti. Değişmeye teşneydi. Amerikan arabasına bindiğinde kaset değiştiriyor, arabesk takılıyordu.

Müzik değiştirilir. Elbise de değiştirilir.

Ayten Gökçer'in muhteşem ‘‘Maria Callas’’ı vardı geçen hafta...

Geç başladı. Yarım saat... Herkes bekledi büyüklerimizi...

Milli Güvenlik Konseyi'ne üniformalarıyla katılan üst komutanlar, askeri libaslarıyla tiyatro eseri izleyemeyeceklerdi. Evlerine gittiler, üstlerini değiştiler. Eser yarım saat geç başladı.

Olabilir.

* * *

Gazetelere bakıyorum... Her gün bir ‘‘mafya’’...

‘‘Mafiosi’’ denilen adamlara bakıyorum... Üç tane zibidi ve zıpır... Tabancada, ‘‘göz-gez-arpacık’’ ayarını bile yapamayan, ama, ellerine silah verildiğinde, göz kırpmadan adam öldürebilen bir avuç çapulcu...

Soruyorum... ‘‘Bunlar nasıl mafya oldu? Mafya dediğimiz nedir ki?’’

* * *

MAFYA'nın ne olduğunu, en güzel, Agrigento valisi Luigi Berti anlatır.

1875 yılında Sicilya halkının üstüne çökmüş olan açlık, yokluk ve sefaletin tek sorumlusu Mafya'dır. Mafya, göz kırpmadan insan öldüren, suç işleyen bazı şahısların, kendilerini korumaktan aciz olanlara saldığı dehşettir. Mensupları istediklerini yapar, çünkü, kimse karşı çıkamaz, mafyanın ilk prensibi, kişisel intikamdır. Mafya babalığı ve üyeliği babadan oğula geçer. Kalıtsal hastalıktır. Mafya ‘‘unutmuş gibi görünür’’, ama, asla unutmaz... Ödeşmeyi, hesaplaşmayı ileri bir tarihe bırakır...

* * *

Mafya bu kadar ‘‘korkutucu’’ mu? Herkesi böylesine sindirir mi?

Daha önemlisi, ‘‘Mafya’’ (MAFIA) kimdir, nedir, adı nereden gelir? Onu da buldum. Leslie Charteris'in 1964 yılında yazdığı ‘‘Vendetta for the Saint’’ isimli kitaptan...

MAFİA sözcüğü 13'üncü yüzyıldan kalmadır. Genç kızla erkek Sicilya'da, kilisede evlenmişlerdi. Papaza teşekkür etmek için, bir saniye ayrıldı damat... Tam o sırada, Fransız jandarma başçavuşu, ‘‘Sicilya Başkomutanı’’ sıfatıyla kiliseye girdi, gelini alıp sürükleyerek götürdü, ırzına geçti.

Damat, olay yerine, son anda yetişti.

Bağırdı: ‘‘Morte Alla Francia! Italia Anela!’’

Yani, ‘‘Bütün Fransızlara Ölüm, Yaşasın İtalya!

Bütün jandarmaları kestiler.

Merkezi hükümetin intikamı acı oldu. Fransa bütün kudret ve kuvvetiyle Sicilya'nın üstüne çöktü. Kurtulabilenler dağlara çekildi, orada üslendi, kaçamayanların mezarları bile bulunmadı, bulunamadı.

* * *

Türkiye'de ‘‘bisürü’’ şey oluyor.

Türkiye ‘‘bonapartist’’ bir devlettir. Bonapartist devletin üç unsuru vardır. Bürokrasi, daimi ordu, gizli-özel polis (yani istihbarat)...

‘‘Maşaallah Aferin Fesüphanallah İnşallah Amin!’’

M.A.F.İ.A...

Onlar olduktan sonra, devlete ne ihtiyaç var?

Yazarın Tüm Yazıları