Paylaş
Aklımda yanlış kalmadıysa, Playmen, Playboy ve Bravo dergileri 1986 yılında poşete girdiydi. Orada kaldılar, satışları düştü.
Poşet esnaflığı yapan eküride, Mehmet Keçeciler ve Mahmut Oltan Sungurlu vardı.
* * *
Gel zaman, git zaman, fırıncı esnafını poşete sokmaya çalışıyorlar.
Ekmekler poşette satılacakmış, daha sağlıklı yenecekmiş...
‘‘Fırıncı’’ isyanda... Ekmek fiyatlarının alabildiğine artacağını söylüyorlar...
Halk zâten isyanda... Temel gıda maddeleri ‘‘hububat kökenli’’ olduğu için, rahmetli Osman Nuri Koçtürk'ün dediği gibi, buğday özürlüler iki ekmek az yiyeceğine, feryat-figan ediyor.
‘‘Ekmeğimizle oynamayın!’’
Poşet gelmişse cihâne, gerisi bahane...
* * *
Türkiye'de öteden beri bir ‘‘poşet merakı’’ var.
Aslında ‘‘merak’’ da değil... ‘‘Tutku’’ gibi bir şey...
‘‘Pochette’’...
‘‘Pocket’’...
‘‘Paket’’...
‘‘Çıkın’’...
Alafrangası böyle...
Peki, poşete girilirse, memleket mi kurtulacak?
Yooooo! Hayat biraz daha pahalılanacak...
* * *
‘‘Poşete sokmak’’ milli alışkanlığımızdır.
Sorduğumuz sorular aynıdır. Poşete mi girelim? Pakete mi sokalım?
Bu soruların cevabını altmış yıllık âhir ömrümde öğrenemedim. Hâlâ araştırıyorum.
Her şeyi, ya poşete sokuyoruz, ya paketimize sokuyorlar.
Şimdi, yeni bir gündem maddemiz var.
‘‘TBMM'yi de poşete soksak?’’
* * *
Refah Partisi (nam-ı diğer, Fazilet), 158 milletvekiliyle meclise girdiydi. Şimdiki sayıları 145...
Anavatan Partisi 132 vatan evladıyla meclise duhûl ettiydi. Şimdi ettiler 138...
Düzyol (pardon, doğruyol) 135'ti, kaldılar 96...
Sosdem (CHP) başladı 49'la, çıktı 56'ya, indi 55'e...
Demsol (DSP) 76 çıkardı, Ecevit'in ORAN'daki kedileri Türkeş ailesinin komşu bahçesine kaçınca, düştüler 61'e.
* * *
İstanbul'un yaz sıcakları insanın başına vuruyor.
Ben sandık başına gittiğimde, insana değil, partiye oy veririm...
Hangi partiye oy versem acaba?
Yine o lâvuklara vereceğim...
Ama, ‘‘ortalama seçmen’’ ne yapsın?
Ne yaparsa yapsın, ne yerse yesin! Rafta zeytinyağlı dolma var, yersen!
* * *
Poşetten çıktık, sandık başına geldik.
Parti değiştiren, partiye verdiğimiz oylara bu kadar ihanet eden bir yüce meclise raslamadık...
Was tun? Ne yapmalı?
‘‘Poşete, pakete girmek veya sokmak’’...
İki ihtimal var.
Ya yukarıdaki meclis kompozisyonunu poşete sokmak...
Ya sifonu çekip gitmelerini sağlamak...
Belki plastik poşete girmek zorunda kalmayan ekmekçiklerin fiyatları düşer.
Paylaş