Paylaş
CUMHURİYET Halk Partisi'nin onbirinci olağanüstü kurultayını hayırlısıyla geride bıraktık. Sydney Olimpiyatlarını da hayırlısıyla, kazasız-belasız geride bırakıyoruz bugün...
Bakalım, ‘‘eğlencelik’’ neler kaldı elimizde...
1 Üç kamu bankasının özelleştirilmesi (veya yeniden yapılanması) konusundaki problemler devam edecek... Çankaya-Konut muhabbetini izlemeye devam edin...
2‘‘Elektrik kesintisi’’ korkusu elbette devam edecek... Oy verdiklerinizi izlemeye devam edin...
3TBMM başkanlığı seçimini de izlemeye devam edin... Yıldırım Akbulut'u hariç tutarsak, istekli yok... En çok da Hikmet Sami Türk'ün aday gösterileceğinin söylenmesine şaşırdım. Otuzbeş yıllık dostumdur, karakterini iyi bilirim. Kendisiyle özdeşleştirdiği, genel af, F-tipi cezaevleri, 312, idam cezası gibisinden hukûki pürüzler giderilmeden, Adalet Bakanlığı'nı bırakmaz...
Tabii, ‘‘yakın çevre’’ oldu-bittiye getirmezse...
* * *
Peki, önümüzdeki gündemin öncelikli maddesi ne olacak?
Bence ‘‘MAFYA’’...
Otomatikman günah tekesidir kendileri... Enflasyon hızının bir türlü düşmeyişinin tek sorumlusu nasıl hıyar-kabak-su üçgeniyse, Türkiye'nin başına gelen bütün beláların sorumlusu MAFYA'dır.
Gazetelere bakıyorum, her gün yeni bir ‘‘mafya’’...
MAFYA'nın, mafiosi'liğin tat-tuzunu kaçırdılar. Suyunu, cılkını çıkardılar.
Eşşeğini dövemeyen semerini döver, ‘‘pis kokan keçi’’ anlamına gelen tekeye yüklenilir.
Peki, merkezi hükümetin, devletin hiç mi suçu yok bu işlerde...
Tarih yapraklarına, soyut bakalım...
* * *
Agrigento valisi Luigi Berti'nin, merkezi hükümetle arasındaki, 1875 tarihli bir yazışması var önümde...
Sicilya halkının üstüne çökmüş olan açlık yokluk ve sefáletin tek sorumlusu Mafya'dır. Mafya, göz kırpmadan insan öldüren, suç işleyen bazı şahısların, kendilerini korumaktan áciz olanlara saldığı dehşettir. Mafya mensupları istediklerini yapar, çünkü, kimse karşı çıkamaz, mafyanın ilk prensibi, kişisel intikamdır.
Mafya babalığı ve üyeliği babadan oğula geçer. Kalıtımsal bir hastalık gibidir. Mafya ‘‘unutmuş gibi görünür’’, ama asla unutmaz... Ödeşmeyi, hesaplaşmayı ileri bir tarihe bırakır.
Mafya her yerde vardır. Soyar, soğana çevirir. İtlafı gerekir.
* * *
Merkezi hükümetin, devletin ‘‘MAFYA’’ konusundaki görüşü bu...
Peki, her türlü belánın, melánetin sorumlusu olan ‘‘MAFYA’’ nemene bir şeydir? Sahiden, resmi açıklamalarda ifade bulduğu gibi, ‘‘Şer odağı’’ mı?
Yoksa, ‘‘nefs-i müdafaa aracı’’ mı?
Leslie Charteris'in 1964 yılında yazdığı ‘‘Vendetta For the Saint’’ kitabını çektim önüme...
MAFİA sözcüğü on üçüncü yüzyıldan kalmadır.
Genç kızla erkek Sicilya'da, kilisede evlenmişlerdi. Papaza teşekkür etmek için, bir saniye ayrıldı damat... Tam o sırada, Fransız jandarma başçavuşu, ‘‘Sicilya Başkomutanı’’ sıfatıyla kiliseye girdi, gelini alıp sürükleyerek götürdü, ırzına geçti.
Damat, olay yerine, son anda yetişti.
Bağırdı: ‘‘Morte Alla Francia! İtalia Anela!’’
Yani, ‘‘Bütün Fransızlara ölüm, Yaşasın İtalya!’’
Bütün jandarmaları kestiler. Ama, merkezi hükümetin intikamı acı oldu.
Fransa bütün kudretiyle Sicilya'nın üstüne çöktü. Kurtulanlar dağlara çekildi, orada üslendi, kaçamayanların mezarları bile bulunamadı.
* * *
Evi soyulan orta yaşlı kadın karakola gitmiş, şikáyette bulunmuş...
Polis sormuş... ‘‘Kapıyı kilitledin mi? Bahçe girişini kontrol ettin mi? Ses duydun mu? Duyduysan niye erken haber vermedin? Kaçan adamı kovalamadın mı?’’
Müşteki isyan etmiş... ‘‘Hırsızın hiç mi suçu yok?’’
Türkiye'nin bu haftaki gündemini özetleyebildim mi?
Paylaş