Paylaş
PAZAR günkü genel nüfus sayımı, hayatımın en eğlenceli sayımıydı. Bu kadar güldüğümü, gülebildiğimi hatırlamıyorum...
‘‘Sayım memurları kaçta gelecek acaba?’’ diye erkenden kalktım. Balkondan çevreye bakmaya koyuldum.
Saat tam dokuzdu, sayım memurları yakın çevrede göründü.
Bizim balkondan bahçeli bir ev görürüz... Oraya yaklaştılar.
Köpek cayırtısı koptu. Sayım memurları kaçıştı.
Komşumun beslediği dört bekçi köpeği talimatlıydı, eğitimliydi, yabancıları sokmuyorlardı içeri...
Bizim sayım bitti, saatler ilerledi, komşum telefon etti.
‘‘Gazeteci olacaksın dimi? Daha gelmediler saymaya... Yazsana bunu...’’
Dilimin ucuna geleni söylerim...
‘‘Sen köpeğine sahip olamıyorsan, devlet memuruna nasıl sahip olsun?’’
* * *
Saatler ilerledi, ‘‘sayım izlenimleri’’ görsel medyada devreye girdi.
Ev-göz hapsinden kurtuldum, televizyonun başına oturdum, eğlenmeye, gülmeye koyuldum. Beraber gülelim, eğlenelim...
* * *
1 Diyarbakır'ın Bismil ilçesi Işıklar köyünde sayım yapılıyor. Mehmet Arslan'a kaç çocuğu olduğu soruluyor. Kendisinin 4 eşi, 54 çocuğu, 40 torunu var. Köy meydanına topluyor hepsini... Sıraya diziyor. Sayılarını tam bilmiyor, adlarını bile hatırlamıyor.
Sayım memuruna, ‘‘Ben burada oturiyrem, sen onlara soriysen!’’ diyor.
Tastamam beş buçuk saat sürüyor sayım...
90'lık nineye soru... ‘‘Son beş yıl içinde doğum yaptınız mı?’’
Üç yaşındaki toruna soru... ‘‘Hangi okulu bitirdiniz?’’
* * *
2Deprem çadırında oturan depremzede aile reisine soru... ‘‘Eviniz kaç odalı?’’ Ölür müsün, öldürür müsün?
Aynı bölgede bir başka ahiret sorusu... ‘‘Son bir yıl içinde kaç yakınınızı kaybettiniz?’’ Ölür müsün, öldürür müsün?
Bu soruyu, 22 Ekim'de değil de, 17 Ağustos'ta sorsalardı, hiç değilse, deprem felaketinde kaç kişinin öldüğünü öğrenirdik.
* * *
3Abdullah Öcalan İmralı'daki hücresinde sayılıyor.
‘‘Eviniz kaç odalı?’’
‘‘Son bir yıl içinde kaç yakınınızı kaybettiniz?’’
‘‘Burada sizden başka oturan var mı? Evde misafir var mı?’’
Başka bir F-tipi cezaevine gidiyoruz.
Adam kaç zamandır tecritte, tek kişilik hücrede...
Aynı sorular sorulunca, adam ‘‘protest eylem ve söylemi’’ koyuyor. ‘‘Yeter be! Bir pazar günü özgür olamaz mıyız? Eve hapsettiniz bizi...’’
* * *
4Mesut Yılmaz'ın evindeyiz... Sayım memurlarından önce davranıyor Yılmaz... İlk soruyu o soruyor. ‘‘Kaç soru var?’’
‘‘43...’’
Ağır duyar, ağır konuşur Yılmaz...
Ama, Mülkiye mezunu olduğu için aritmetiği kuvvetlidir.
43 soru, her birinin düşünüp cevaplama süresi 4'er dakika, toplam 172 dakika... Yani, tuvalet molalarıyla beraber, neredeyse 3 saat...
Paylaş