Paylaş
TÜRKİYE'nin gündemine şimdi de ‘‘cezaevi reformu’’ girdi. Boy boy, tip tip cezaevi var bizde... Kimi ‘‘beş yıldızlı tatil köyü’’ konumunda, kimi ‘‘yerinde infaz kurumu’’...
Anladığım kadarıyla, çağdaş uygarlık düzeyine bir an önce ulaşabilmek, yetişebilmek için, koğuş sisteminden tek kişilik dubleks odalara geçilecekmiş...
Mapus damına düşmeyen hálden anlamaz...
Türkiye için geçerli ‘‘cezaevi organizasyonu’’, eski koğuş sistemidir.
Niye mi?
Kendinizi tek kişilik odada düşünün... Ya kapı çalıyor, ya anahtar kilide giriyor.
Sanırsınız, ‘‘room service’’ geldi.
‘‘Kahvaltıda ne istersiniz efeeem?’’ veya ‘‘Neskafeniz sütlü mü, sütsüz mü olsun?’’ diye soracaklar.
İkisi de değil...
Tek başınaysan, gardiyanlardan sopa yiyebilirsin...
‘‘Yerinde infaz’’ bile olabilir.
* * *
‘‘Koğuş Sistemi’’ bizim için en geçerli olanıdır.
Biraz tıkış-tıkış olsa bile, ‘‘toplu korunma-savunma’’ vardır.
Ranza komşusunu herkes korur. Toplu savunma, toplu saldırı...
Biz o koğuşları vaktiyle yaşadık.
Tecrite alınan sanıkların, mahkûmların çektiklerini gördük. Evinde karısından azar işiten, fırça yiyen gardiyan, tek başına yaşayan garibana tekme-tokat giriyor.
Herkesin birbirini koruduğu, kolladığı, savunduğu çok kişili koğuşlara gir girebilirsen...
Sıkar!
* * *
Genel af... İdam cezasının kalkması... Cezaevi reformu...
Adaleti yeni keşfediyoruz... İlk ikisine itirazım yok, ama, üçüncüsünde uzun uzadıya düşünmeye gerek var.
Noolacak bu mapus damlarımızın háli?
Koğuş sistemi mi? Kraliyet suite'i mi?
‘‘Cezaevi Reformu’’ meselesi temcit pilavına döndü.
İdam bekleyenler, af bekleyenler bir tarafta...
Trilyonluk kara paraları döndürenler bir tarafta...
Özel odaya geçmek istemeyip koğuşlarda dayanışan, nefs-i müdafaa vaziyetindeki cezaevi sakinleri bir tarafta...
Adalet mekanizmasının 150-160 milyon maaşlı, eşşeğini dövemediği için semerini döven kadrolu ırgatları öbür tarafta...
Meseleye biraz daha ‘‘geniş kapsamlı’’ bakabilmek için, izninizle, herkesin cevabını bildiği üç soru soruyorum...
Salı günü beş soru daha sorarım...
* * *
1 29 Kasım 1971'de Ulaş Bardakçı, Cihan Alptekin, Mahir Çayan, Ziya Yılmaz ve Ömer Ayna, 16 metre tünel kazarak, en yakın tel örgüsü 300 metre uzakta olan bir yerden kaçtılar. Neresi?
a. Mamak Muhabere Okulu
b. Etimesgut Zırhlı Tümeni
c. Genelkurmay Disiplin Koğuşu
d. Kartal-Maltepe İkinci Zırhlı Tugay
e. Cibali Karakolu
2 Cezaevlerinden kaçmak milli sporumuzdur. Rekor kırılan 1989 yılında kaç kişi pır yaptı?
a. 136
b. 287
c. 450
d. 495
3 ‘‘Kaçışlar engellenmelidir!’’ diyen, kendi dönemindeki 246 firarın ‘‘bütün zamanların en düşük sayısı’’ olmasıyla övünen Arif Yüksel, o tarihte ne iş yapardı?
a. Bevliyecilik
b. Adalet Bakanlığı müsteşarlığı
c. Avukatlık
d. Salatalık
Paylaş