Bir Şahika Tekand klasiği: Karanlık Korkusu

Şahika Tekand’ın oyunculuk stüdyosu rekora gidiyor. 15 yıldır aralıksız çalışıyorlar. Nice kalbur üstü oyuncu burada yetişti. Birbirinden etkileyici oyunlar yaptılar.

Haberin Devamı

Türkiye’de ve dünyada ses getiren işler oldu bunlar hep. Karanlık Korkusu da usta işi oyunlardan biri.
Oyun, iç içe geçmiş beş monologdan oluşuyor. Beş kişi yan yana sandalyelerde oturmakta. Birinin üzerine ışık tutulur. Oyuncu ışık yandığı müddetçe konuşur. Işık kimin üzerindeyse onu dinleriz. Başlangıçta bu tekil konuşmalar birbiriyle ilgisiz gibi görünür. Ama bir süre sonra anlarız ki, onları birleştiren derin bir şey vardır. Klasik anlamda bir öykü veya kurgudan bahsetmiyorum. Bu insanları birleştiren şey, felsefi olarak kentli bireyin içinde bulunduğu durum olarak özetlenebilir. Öncelikli olarak bir enformasyon bombardımanıyla yaşıyoruz. Sistemi, hayatı eleştirmek istiyoruz. Kendimizi önemsiyoruz. Ama sistem o denli güçlü ki sözlerimiz bir boş seda olarak kalıveriyor. Bir süre sonra yakındığımız şeyin bizi de değiştirdiğini, bizim de o sistemi üreten bir parça haline geldiğimizi görüyor veya görmüyoruz. Kişiliğimiz ve hareket gücümüz var sanırken çoğunlukla birer kukla gibi kısıtlı kaldığımızı anlıyoruz. Birbirinin laflarını tamamlayan veya bir lafı alıp bambaşka zeminlere çeken oyuncular bize bunu gösteriyor.
Konumuz aslında hatıralar, ümitler, gündelik hayatın sıradan dertleri ve itibar görme arzusu. Bunun insanı nasıl olup da kendi karikatürü haline getirdiğini de ibretle görürüz. Bu beş geveze karakter bu hızlı hayatta artık sözün boş bir lakırdıya, anlamın hatıraya dönüşmüş olduğunu kadife bir tokatla yüzümüze çarpıveriyor.
Karanlık Korkusu, biçim itibariyle kolay özümsenecek bir oyun değil. Kavramsal tiyatroyla pek haşir neşir olmayan, tiyatroda düz ve kronolojik anlatım tarzlarını tercih edenler başta bir miktar dışarıda bırakılmış hissedebilir. Ama çok muzip ve zeki bir iş. Yazarın son derece derin gözlemleri var ve bunları seyircinin gözüne sokmadan müthiş bir dinamizmle sunuyor. Tek bir mesaj alalım, net bir ders çıkaralım derdinde olmayıp kendinizi bıraktığınızda oyun büyük bir tat bırakıyor.
Şahika’nın birçok oyununda benzer öğeler var. Oyuncu bedeni bir oyun coğrafyasına döner. Hayatın anları ile tiyatronun anları birbirinden net olarak ayrılır. Biçim sıra dışıdır ama oyunlarını biçimsel marifet gösterileri olarak sunmaz. Oyuncu dinamiktir. Ardında hummalı bir çalışma yatan muhteşem bir koordinasyon vardır. Karanlık Korkusu, Şahika’nın bu oyun serisinin en iyi örneği. Kendinden başka hiçbir şeye benzemiyor. Bizi bir anlam yolculuğuna, arkeolojisine davet ediyor. Oyuncular nefes kesici. Çok özel bir oyunculuk tarzı var. Bu kadar teknik beceri gerektiren bir oyunda böylesine dakik performans sergilemek her babayiğidin harcı değil. Alkışları gerçekten hak ediyorlar. İncelikli mekân ve ses tasarımı etkileyici. Çok popüler bir iş değil ama bence yılın en iyi oyunlarından.

 

 

Yazarın Tüm Yazıları