PaylaÅŸ
Dostoyevski’nin ölümsüz romanını tiyatroya uyarlamışlar. Böyle iddialı işlere küçük tiyatrolarda pek rastlamıyoruz. Bu yüzden Şişli’deki Sahne Hal’de perde açan bu dinamik ekibin çabasını önemsemek gerek. Yüksek bir başarı çizgisine yaklaşamamış olsalar da ciddi ve tiyatroyla ilgili bir derdi olan insanlar.
Suç ve Ceza malum, dünyanın en büyük romanlarından. Sayfa sayfa okuyan nispeten azdır ama hemen herkes konuyu bilir. 19. yüzyılın sonlarında Petersburg’dayız. Rusya büyük bir toplumsal dönüşüm içinde. Sonu komünist devrimle bitecek çalkantılı yıllar. Ä°mparatorluÄŸun miadını doldurduÄŸunu fark eden entelektüeller, bir boÅŸluk ruhu ve nihilizm gölgesinde çeÅŸitli devrimci akımların tesirinde. Romanda olduÄŸu gibi, Hıristiyanlık ve kilise kurumu da sorgulanmakta. BaÅŸ kahramanımız Raskolnikov, bu tekinsiz çağın tipik bir figürü. Ãœniversiteyi yarım bırakmış. Yoksulluk girdabında. Büyük idealleri de var. Bütün insani kötülükleri barındıran yaÅŸlı bir tefeci kadını öldürüp parasını çalar. Kendince meÅŸru kılar bu hunharlığı: Ölümü hak eden berbat birinin parasıyla idealleri olan duru bir insan hayata baÄŸlanacaktır. Suç bu iken ceza vicdanda oluÅŸur. Raskolnikov derin bir iç hesaplaÅŸmanın içine düşer ve adeta çıldırır. Çaldığı parayı da sokakta tanıştığı sarhoÅŸ bir adamın ailesi için harcayıverir. SarhoÅŸ adamın kızı Sonya, inançlı bir Hıristiyandır ama yoksulluk yüzünden fahiÅŸe olmuÅŸtur. Aralarında garip bir baÄŸ oluÅŸur. Raskolnikov derin iç hesaplaÅŸmaları içinde mahvolacak ve sonunda yakalanacaktır.Â
Roman incelikli karakter portreleri ve toplumsal katmanlaşmayı resmeden derin hikâye yapısıyla insan vicdanının bütün boyutlarını efsunlu bir ustalıkla gözler önüne seriyor. Sayısız uyarlaması yapıldı. Bu versiyonda üç oyuncu, altı karakter var. Yönetmen, ruhuna zarar vermeden romanı sadeleştirmeye çalışmış. Romanı okuyanlar için yavan, okumayanlar içinse biraz kafa karıştırıcı bir adaptasyon. Üzülerek söylüyorum, iddiasının oldukça altında. Dostoyevski’nin dünyasını bir sahne büyüsüne çevirebilmek kolay iş değil.
Yine de oyunun güzel çok tarafı var. Eski metin, yeni dramaturji kavramıyla hareket ediyorlar. Muhteşem bir oyunculuktan çok uzaktayız ama karakterlere samimiyetle yaklaşmışlar. Sade ve temiz bir atmosfer kurulmuş. Yaptıkları işi ciddiye alıyorlar. İyi altyapısı olan parlak insanlar. İz bırakan işler yapacaklarına yürekten inanıyorum. Roman karakterlerini sahnede görmek, romanı hatırlamak güzel bir deneyim oldu. Eksiğine gediğine rağmen yine de romanın temel tartışmasını aktarmayı becerdiler. Az şey değil. Oyuna çok yakışan müzikleri besteleyen Burçak Demir, çizgi üstü bir çellist. Dinlemekten keyif duyduk.
Künye
Yazan: Fyodor Mihayloviç Dostoyevski Çeviren: Anzhela Barshchevskaya Uyarlayan-Yöneten: Deniz Şen Hamzaoğlu Oyn.: Ömür Kayakırılmaz, Gülay Say, Deniz Şen Hamzaoğlu Çellist: Burçak Demir
Suç ve Ceza, her perşembe Sahne Hal’de. (212) 274 74 78
PaylaÅŸ