Paylaş
Oyun muhafazakar bir çevrede geçiyor. Yakın zamanda eşini kaybeden Betül, namazında niyazında, genç bir hanımdır. Bir akşam üstü merhumun bir arkadaşı kapıyı çalar. Ölen adam bir emanet bırakmış; onu getirmiş. Betül’le Kaya ayak üstü bir muhabbete başlarlar. Oyun iki kişilik. Tahmin edebileceğiniz gibi, konuşma son derece ilginç yerlere gidiyor. Vefat eden kocanın geçmişinde biraz meçhul taraflar var. Hem oralara bakıyoruz, hem bu iki karakterin bazı sırlarını öğreniyoruz. Meraklı ve dinamik bir kurgu var. Ferzan Özpetek filmi gibi. Resmedilen dünya, dini referansların çokça olduğu bir dünya. Tesettürlü bir kadın, takva sahibi bir adam. Bahsi geçen konular, çoğunlukla aşk, arzular ve bunların etrafındaki hayal kırıklıkları. Günümüz tiyatrosu pek bakamıyor dindarların dünyasına. Bu yüzden oyunun atmosferi çoğu kişiye ilginç geliyor. Oyun ilginç ama atmosferi yüzünden değil.
Özen Yula, gerçek bir oyun yazarının yapması gereken şeyi yapıyor ve bireyi inceliyor. Özen’in oyunlarında sıklıkla görüyoruz bunu; sıra dışı, bazen toplum dışı bireyleri konu ediniyor. Bireyi alışılmadık atmosferlerde irdeliyor. Bu oyunda temel insani güdüleri ve zayıflıkları da göstermiş. Görmeye hazırlıklı olmadığımız bir yerde yapmış bunu. Filmlerde, dizilerde sıkça görmediğimiz bir hayat kesitinin içine yerleştirmiş. Karakterlerimiz moderndir ve muhafazakardır. Buna batılı olmayan bir modernite demek lazım. Bu türden bir sosyo-dramaturjinin izlerini örneğin Nuri Bilge Ceylan’da da görürüz. Tabii, Özen’in üslubu benzersiz. Çağımızın en iyi oyun yazarlarındandır. Taklit edilmesi mümkün değildir. Sadece diliyle değil, tiyatro ideolojisiyle de özgündür. Onun diline aşina olmayanlar bu oyunda az biraz yabancılık çekebilir ama üç beş dakikada alışırlar. Ben çok zevk aldım. Oyun derin ve meraklı. İncelikleri hakkında saatlerce konuştuk arkadaşlarla. Kenan Ece ve Selen Öztürk pek güzel oynuyor. Bahar Uyandıran’ın tasarımı pek başarılı. Özen’in ve sezonun en iyi oyunlarından.
Oyun programı için: www.bosahne.com
Paylaş