Sahaya çıkınca, kazanma hırsı tüm değerlerin önüne geçiyor. Sol ayağı iyi. Hava toplarına egemen. Hücuma katılmayı seviyor. Geriye dönüşlerde biraz ağır. Fizik yapısı siyahi futbolcuları andırıyor...
OYUNA yüreğini, kellesini koyan bir cengaver... Sahaya çıkınca, kazanma hırsı tüm değerlerin önüne geçiyor.
Agresif, sert ve bıçkın!
‘Öfke ile kalkan, zararla oturur’ derler. Çağdaş, böyle bir felaket yaşamış. Ve hiç unutmamış.
Altay’da oynarken, Bursa deplasmanına gitmişler. Kıran kırana bir oyun. Kenarda top toplayan çocuk biraz oyalanınca, Çağdaş’ın kafası atıyor. Üstelik, geri kalan dakikalar da sayılı. Gözü kararıyor, basıyor tokadı çocuğa....
Ve o tokadı şöyle anlatıyor Çağdaş...
Kazanma hırsı gözümü döndürmüştü. Ancak, tokadın patladığı anı hiç unutamam. Elim havada iken, geri çekmek istedim. Beceremedim, frenleyemedim kendimi. İş, işten geçmişti. Utandım, kahroldum. Ve kırmızı kartla oyundan atıldım. Bu tokattan gerekli dersi aldım. Bir daha mı?..
***
ONU, Denizlispor Teknik Direktörü sevgili Giray Bulak’a sordum. Anlatırken, sanki ağzından bal akıyordu hocanın...
Müthiş bir fizik yapısı var.
Siyahi futbolcuların fizik yapısını andırıyor.
Gerektiğinde agresif olabiliyor.
Sol ayağı çok temiz. İyi oyun kuruyor.
Bulak Hoca, ‘Sol ayak’ deyince, hemen araya girdim ve sordum.
-Hocam, sağ ayağı yok diyorlar...
Yok yok...Öyle değil. Genelde sol ayağı çok iyi olanların sağ ayağı kötü olur. Çağdaş farklı.
Giray Hoca ne söylemek istediğimi anlamıştı. Ve hemen ekledi...
Yani, sağ ayağı ‘tahta’ değil. Onu da kullanabiliyor.
***
VE Giray Bulak, Çağdaş’ın hep büyümek isteyen duygular taşıdığını vurgularken, bir anısı geldi aklına. Ve hemen kelimelere döktü...
Çağdaş, geçen sezon Vestel Manisa’ya gidiyordu. Son anda yakaladım ve telefonda şöyle dedim... Büyümek istiyorsan, Denizli’ye gel. Senin yolun açık. Geri dön, daha iyi yerlere gideceksin. Ve hiç düşünmeden geri döndü Çağdaş.
-Hocam, önemli eksiği nedir Çağdaş’ın?
Oyuna katıldıktan sonra geriye dönüşlerde biraz yavaş kalır. Yani, biraz gecikmeli gelir...
Ve sözlerini şöyle noktaladı Giray Bulak...
Beşiktaş’a giderken, sanki benden bir parça koptu. Ama iyi yere gitti. Biliyorum, başaracak...
***
BİRKAÇ kelime ile Çağdaş’ın özellikleri...
Mevkiinde Popescu ve Maldini’ye hayran.
Fatih Tekke, Hakan Şükür ve Timuçin’i beğenir.
İçki ve sigara içmez.
Yılandan ödü kopar.
İki daire ve bir arabası var.
Kurduğu işi babasına teslim etmiş.
1.88 metre boyunda, sol stoper oynuyor.
24 yaşında...
Beşiktaş, Çağdaş ile 3 yıllık sözleşme yaptı. Ve her yıl için 700 bin dolar ödeyecek. Ayrıca, Denizlispor’a da bir milyon dolar bonservis ücreti verecek. Sordum Çağdaş’a...
Bu para biraz fazla değil mi?
Net bir yanıt verdi...
Oynadığım zaman göreceksin abi. Hakkımı aldım.
VE Çağdaş şu sıralarda Beşiktaş’ın Avusturya kampında... İsmail Er’e telefon açtım, gerekli bilgileri topladım...
Sevgili İsmail nedir Çağdaş’ın durumu?
Zago’nun bir kopyası. Sağlam giriyor. Üstelik riskten de kaçıyor.
İlk onbir’de yer bulur mu?
Bana göre, banko...
Ne gibi özellikler gördün Çağdaş’ta?
Öncelikle Beşiktaş’ın kıymetini biliyor. Nereye geldiğinin farkında. Oynamak için Del Bosque’nin gözünün içine bakıyor.
Uyum sağladı mı?Yoksa sırıtıyor mu?
Öyle bir sorunu yok. Doksan dakikanın her anını yaşıyor. Oyundan kopmuyor. Hava toplarına zamanlaması iyi. Hücuma katılıyor. Frikiklerde hemen topun başına geliyor.
Ve Er, noktayı koydu...
Ama Sergen oynarsa, Çağdaş’ın duran topların biraz uzağında dolaşması gerek. Bilirsin, patron böyle şeylere kızar...