Paylaş
Biri pür-neşe diğeri bir karış surat... Sadi çalıyor, Adem acı çekiyor.
Bir teselli ver kırılan gururuma.
Bir tebessüm et unutursun zamanla.
Yine dalmışım, aynada yüzüm aynı.
Yine aylardan kasım...
Bu hiç değişmeyen derbi klasiklerinden biriydi. Her derbi sonrası kazananın yenilene şaka ile karışık çektirdiği zulümden bir örneklemeydi.
İlgimi çekti. Şarkının bir bölümüne servisteki tüm F.Bahçeli arkadaşlarım hep birlikte katılıyordu.
Yine aylardan kasım!
Sabah mahmurluğu, pek kavrayamadım. Niye bu mısrayı hep birlikte haykırıyorlardı. Hem de Adem’in suratına baka baka...
Yine aylardan kasım!
Sağolsun, servis arkadaşlarımdan Sıddık Turgut araya girdi. Ve elime bir kağıt iliştirdi. Pusuladaki rakamlar kümesi, şarkıdaki kasım ayının anlamını noktasından virgülüne kadar açıklıyordu...
Kasım ayında F.Bahçe ile G.Saray tam 26 kez karşı karşıya gelmiş. 13 maçı F.Bahçe kazanmış.
Yine kasım ayında F.Bahçe tam 40 gol atmış ezeli rakibine. G.Saray, sadece 22 gol.
Kadıköy’de oynadıkları son 9 lig maçının hepsini F.Bahçe almış.
Ve o meşhur 6-0’lık maç da yine kasım ayında oynanmış. 6 Kasım 2002.
* * *
EVET, bir derbi başladı ve bitti. Esprileri, sataşmaları... Dedikoduları ise bir süre daha gider. Dönelim gerçeklere.
Artık bir klasik, özellikle Kadıköy için geçerliliğini yitirdi...
Ezeli rekabetin favorisi yoktur!
Artık var kardeşim. Ezeli rekabette, hele hele Şükrü Saracoğlu’nda oynanan her G.Saray derbisinin favorisi her koşulda F.Bahçe’dir.
Rakamlar böyle söylüyor. İstatistikler böyle buyuruyor. Sonuçlardan bu gerçek fışkırıyor.
İyi de Galatasaray bu klasiği neden kıramıyor?
Bir bakıma tez konusu olabilir. Biraz hafızamı zorladım. İki yıl öncesi, bir öğretim üyesi konuyu gündeme taşıdı. Çıkan sonuç...
Tamamen psikolojik!
Çoğu kişi, hatta en fanatiğinin önemli bir bölümü sonuca katılıyor. Derbi öncesi rakiplerin son durumlarına bir göz atalım.
G.Saray tam kadro. Kewell, Nonda, Mehmet Topal gibi aslardan bir grup da kenarda bekliyor. Üstelik birkaç gün önce Benfica zaferi ile morallenmiş bir G.Saray. Diyorlar ki...
Bu klasik bu derbide biter!
Sonuç, yine hüsran.
Hastalığının nedeni ise...
Tamamen psikolojik!
* * *
VE derbi sonrası konuşulan bir başka konu.
Alex’siz de oluyor!
F.Bahçe, Alex’siz maç kazanamaz diyenlerin de katıldığı bu görüş, yeni bir gündem yarattı.
Yine de bu düşüncede birleşenler, altına şöyle bir not düşüyorlar...
Sadece, Avrupa için geçerli olabilir.
Doğru... Orta saha oynamasına karşın Süper Lig’de gol krallığına ulaşan. Her sezonu asist kralı olarak kapatan. Yaratıcı pasların ustası Alex’siz bir Fenerbahçe düşlemek mümkün mü?
Arsenal beraberliği daha sonra farklı G.Saray zaferi Alex ismini belki akıllardan silebilir.
Ama Alex gerçeğini unutturamaz!
Kaptanın F.Bahçe’ye sadece duran toplardan kazandırdığı maçların sayısını, her gazetenin arşivlerinde bulabilirsiniz.
Hele 3 yıl öncesine dönün. Ve Alex’in korner atışlarındaki manzarayı hafızanızda bir canlandırın. Hemen hatırlayacaksınız.
Alex’in kornerlerinden Nobre, Servet, Tuncay, Luciano’nun kafalarına, adeta adrese gönderilen toplardan F.Bahçe kaç maç kazandı?.
Bir hatırlayın, sonra bu konuyu tartışın.
* * *
DERBİDEKİ farklı sonuca hiç şaşırmadım. Ama maç sonrası TV ekranlarına konuşan Aragones’in neşesine hayret ettim... Sadece ben değil, birlikte izlediğimiz dostlarımın da ağzından aynı kelimeler döküldü...
Aaa... Aragones güldü!
Bu gülücük, ezeli rakipler arasındaki derbinin önemini ne de güzel anlatıyordu.
Derbi zaferi gülmeyen adamın bile kaslarını gevşetti!
Paylaş