BEŞİKTAŞ’ın 10 dakika gibi kısa bir zaman diliminde yediği iki komik gole gülüp geçtim...
Ve bir süre tribünleri izledim. Beşiktaş’ı girdiği komadan uyandırmak için yırtınan muhteşem bir koro... Beşiktaş’ın sırtına bir taş gibi çöken 2-0’lık skora hiç aldırmadan, öfkesini de hiç hissetirmeden gönül verdiği takımı alkışlıyor, ve yüreklendiriyordu...
Beşiktaş, 2-0 yenik düştüğü oyunda ilk 45 dakika bitmeden iki golle karşılık vermişse, bunun tek nedeni tribünlerden aldığı moraldi.
Bu kükreyişte başka neden arayanlar hiç kafa yormasın. Ne bir sistem ne de bir taktiğin getirdiği kükreyişti... Sadece, tribün-futbolcu kaynaşmasından doğan bir moral kondisyonun fışkırmasıydı.
Gözlerimi tribünlerden çekip Beşiktaş’ı izlemeye başladım. Sezon başından bu yana hiçbir maçın ilk 45 dakikalık bölümünde Beşiktaş’ı böylesine tempolu ve istekli görmemiştim.
Bu değişim hemen fark ediliyordu. Ceza sahasına girmek ve pozisyon üretmek için inanılmaz sancılar çeken Beşiktaş, Denizli kalesinde fırsat zenginliği yaşıyordu.
* * *
VE her bir Beşiktaşlı oyunun içindeydi. Sadece Tello diğerlerinden farklıydı. Ricardinho ve Delgado’nun oynamadığı bir maçta sanki liderliğe soyunmuştu. Liderliğin de ötesinde, iş ahlakı ve kazanma hırsı hepsinden anlamlıydı.
Bunları düşünürken, Beşiktaş rekor düzeyde pozisyon yakalıyordu. Yine de söylemeden geçemeyeceğim... Her rakip atakta Beşiktaş tribünlerinin üzerine bir korku bulutu çöküyor. Basit hatalar beklenmedik anlarda skoru ve sonucu tehdit ediyor İkinci yarıda Denizlisporlu Serhat’ın direkte patlayan şutunu hatırlayın... Beşiktaş savunmasının kronik hatalarından biri değil miydi!
Mehmet Yozgatlı’dan daha etkili bir performans bekliyordum. Dağınık ve etkisizdi...
Serdar Özkan, bir ara tek başına maçı kurtarmaya kalkıştı. Topla gereğinden fazla oynadı... Ancak, her şey kazanma duygusundan kaynaklanıyordu. Biraz da toyluğundan ve heyecanından... Yine de oyunun etkili isimlerinden biriydi.
* * *
OYUNUN ikinci yarısında Cisse’nin performansı herkes gibi beni de şaşırttı. İlk 45 dakikada oyunda pek hissedilmeyen Cisse, final bölümünün etkili aktörüydü. Ama gördüğü sarı kartı kırmızıya kadar zorlaması yanlış bir davranıştı.
Ve oynamasa da bir futbolcu kafamı kurcaladı.
5 milyon Euro’luk Delgado, Ricardinho’nun oynamadığı bir maçta kulübede oturuyordu. Ve yeni transfer Arjantinli Higuain de oyunun 70. dakikasında sahne alıyordu.
Ben bunu yadırgadım. Biliyorum ki, başkaları da kızıyor...