BEŞİKTAŞ’ın yediği her golden sonra Jean Tigana aklıma takılır. Öfkesini hiç saklamadan haykırırdı... Beşiktaş attığı golün değerini bilmiyor!
Aynı öfke ile azarlardı futbolcularını...
Attığınız her güzel golün ardından berbat bir gol yiyorsunuz!
Hacetepe maçında Beşiktaş’ın attığı iki güzel golün ardından yediği kolay bir gol JeanTigana’nın sözlerini yine gündeme taşıdı.
Beşiktaş’ın deplasmanda kazandığı bir maçın ardından bu sözleri hatırlamayı işgüzarlık gibi düşünenleri özür dileyerek uyarıyorum...
Bu hatalı gol Beşiktaş’ın başına hiç beklenmedik işler açabilirdi. 20. dakikada yediği golün ardından Bobo’nun üçüncü golüne kadar geçen zaman diliminde Beşiktaş’ın yaşadığı sıkıntıları kulak arkasına atmak mümkün mü?
Oyun disiplini tamamen kayboldu. Orta saha düştü. Topu rakip sahiplendi. Telaş başladı. Oyunun egemenliği Hacettepe’ye geçti. Hacettepe, Beşiktaş kalesinde pozisyon hovardalığı yaşadı.
Ve Bobo’nun golü imdada yetişti.
* * *
BOBO attı da Beşiktaş soluklanacak bir fırsat buldu mu... Yediği ikinci hatalı gol, tribünlerdeki binlerce taraftarın yüreğini ağzına getirdi.
Maçın geneline dönüyorum. Ve Beşiktaş’ın yaşadığı sıkıntıları bilgilerinize sunmak istiyorum. Rakip, Süper Lig’in en az gol atan takımıydı. Beşiktaş böyle bir takımdan iki gol yedi. En az iki net pozisyon verdi. Ayrıca Hacettepe’nin her atağı Beşiktaş savunmasında panik yarattı. Savunmanın göbeğinde görev alan Zapo için bir şey söyleyeceğim...
Böylesine önemli bir noktada Zapo’yu oynatmak, evin anahtarını hırsıza teslim etmek gibi bir şeydir!
Dün bunun örneklerini gördüm...
Orta sahanın perişanlığına gerçekten şaşırdım. Her rakip atak bu bölgeden transit geçti. Tello ve Delgado ilk 45 dakikada şöyle bir göründüler sonra kayboldular. Yine ilk yarıda Ekrem Dağ’ın kulvarı yol geçen hanı gibiydi. Denizli, ikinci yarıda bu bölgeye Serdar Kurtuluş’u aldı.
Ernst’in o savaşçı kimliğinden eser yoktu. Sivok da öyleydi. Sakatlığın Nobre’yi etkilediği belliydi. Sonradan girenler Cisse ve Yusuf mu... İdare etmeye çalıştılar!
* * *
MUSTAFA Denizli’nin maç sonrası söylediklerini dikkatle dinledim. Zor geçeceğini biliyorduk dedi. Doğrudur...
Beşiktaş için artık stresli günler başladı. Belki benzeri sıkıntıları başka maçlarda da yaşayacak. Ancak, Beşiktaş gibi bir takımın 2-0’lık bir avantajı kısa bir zaman diliminde yakaladıktan sonra böylesine çuvallamasını pek anlayamadım.
Tüm değerlerini yitirmesini çözemedim. Ve farklı kazanacağı bir oyunda korku dolu dakikalar geçirmesini zengin kadronun varlığına hiç yakıştıramadım...
Dün gecenin Beşiktaş adına en güzel yönü kötü oyuna karşın yakaladığı üç puandı. Kazananın arkasından da daha fazla konuşulmaz. Öyle değil mi!
Hele, bu sonuç Beşiktaş’ı şampiyonluğun en güçlü adayı haline getirmişse...